TAVŞANLARIN ÖYKÜSÜ
Tavşan ulusu diğer bütün uluslar tarafından ezilmekten bıkmış. Şeflerine karşı çok itaatkarlarmış, onun her emrini harfi harfine yerine getirirlermiş. Şefin emirlerinden biri başka ulustan biri yaklaştığında, kendisinin de yaptığı gibi, kayalara doğru kaçıp yuvasına saklanmak ve yabancı gözden kaybolana dek kendini göstermemekmiş.
Her zaman bunu yapıyorlarmış. Küçük bir ağustos böceğinin ötmesi bile hepsinin aceleyle inlerine koşmalarına neden oluyormuş.
Bir gün büyük bir kurul toplamışlar ve her şey hakkında konuştuktan sonra sonunda karar vermesi için büyücüye gitmişler. Büyücü ayağa kalkıp şöyle demiş:
“Dostlarım, bu dünyada yapabildiğimiz hiçbir şey yok. Dünya yüzünde bizden korkan tek ulus bile yok, o kadar çekingeniz ki kendimizi savunamıyoruz bile, bu yüzden yapabileceğimiz en iyi şey hep birden büyük göle gidip kendimizi boğarak dünyayı ulusumuzdan kurtarmaktır.”
Hepsi birden bunu yapmaya karar vermiş; suya atlamak için göle gitmişler, ama tam atlayacakken suda bir ses duymuşlar. Baktıklarında göle atlayan bir sürü kurbağa görmüşler.
“Kendimizi boğmamıza gerek yok artık” demiş büyücü, “Bizden korkan bir ulus bulduk. Kurbağa ulusu.” Eğer kurbağalar olmasaymış dünyada hiç tavşan kalmayacakmış, çünkü hepsi birden boğulacak ve soyları tükenecekmiş.
Tavşan ulusu diğer bütün uluslar tarafından ezilmekten bıkmış. Şeflerine karşı çok itaatkarlarmış, onun her emrini harfi harfine yerine getirirlermiş. Şefin emirlerinden biri başka ulustan biri yaklaştığında, kendisinin de yaptığı gibi, kayalara doğru kaçıp yuvasına saklanmak ve yabancı gözden kaybolana dek kendini göstermemekmiş.
Her zaman bunu yapıyorlarmış. Küçük bir ağustos böceğinin ötmesi bile hepsinin aceleyle inlerine koşmalarına neden oluyormuş.
Bir gün büyük bir kurul toplamışlar ve her şey hakkında konuştuktan sonra sonunda karar vermesi için büyücüye gitmişler. Büyücü ayağa kalkıp şöyle demiş:
“Dostlarım, bu dünyada yapabildiğimiz hiçbir şey yok. Dünya yüzünde bizden korkan tek ulus bile yok, o kadar çekingeniz ki kendimizi savunamıyoruz bile, bu yüzden yapabileceğimiz en iyi şey hep birden büyük göle gidip kendimizi boğarak dünyayı ulusumuzdan kurtarmaktır.”
Hepsi birden bunu yapmaya karar vermiş; suya atlamak için göle gitmişler, ama tam atlayacakken suda bir ses duymuşlar. Baktıklarında göle atlayan bir sürü kurbağa görmüşler.
“Kendimizi boğmamıza gerek yok artık” demiş büyücü, “Bizden korkan bir ulus bulduk. Kurbağa ulusu.” Eğer kurbağalar olmasaymış dünyada hiç tavşan kalmayacakmış, çünkü hepsi birden boğulacak ve soyları tükenecekmiş.