Bir varmış, bir yokmuş, engin bir ormanın derinliklerinde, küçük bir fındık ağacı varmış. Diğer ağaçlar, meşe, çınar, kavak, hep birlikte gururla gökyüzüne doğru uzanırken, fındık ağacı küçük kalmış, dalları incecik, yaprakları da diğerlerine göre daha solgundu. Diğer ağaçlar, fındık ağacını küçümserler, "Sen ne anlarsın hayattan, minicik bir ağaçsın sen!" derlerdi.
Fındık ağacı, diğerlerinin dediklerine üzülse de, umudunu hiç kaybetmezdi. Her bahar, diğer ağaçlardan daha geç yeşermesine rağmen, en güzel kırmızı fındıkları yetiştirirdi. Bu fındıklar, sadece görünüşleriyle değil, içinde barındırdıkları lezzet ve enerjiyle de diğerlerinden farklıydı.
Bir gün, ormana bir sürü hayvan gelir. Açlıkla mücadele eden hayvanlar, fındık ağacının kırmızı fındıklarını görünce sevinirler. Fındık ağacı, fındıklarını seve seve hayvanlarla paylaşır. Hayvanlar, fındık ağacının cömertliğine hayran kalır ve ona "Cömert Fındık Ağacı" adını verirler.
Bir gün, şiddetli bir fırtına kopar. Diğer ağaçlar, fırtınanın şiddetine dayanamaz ve kökünden sökülür. Fındık ağacı ise, küçük olmasına rağmen kökleri toprağa daha sıkı tutunduğu için ayakta kalır. Fırtına geçtikten sonra, fındık ağacı etrafına bakar ve yalnız kaldığını görür. Diğer ağaçlar, artık orada değildir.
Fındık ağacı, yalnızlığa rağmen umudunu kaybetmez. Kırmızı fındıklarını yetiştirmeye devam eder. Fındıkları yiyen hayvanlar, fındık ağacına gelip onunla sohbet ederler. Fındık ağacı, onlara hayat hikayesini anlatır, diğer ağaçların onu küçümsemesini ve fırtınada yalnız kalmasını. Hayvanlar, fındık ağacının hikayesinden çok etkilenirler.
Fındık ağacı, zamanla ormanın en bilge ağacı olur. Diğer ağaçların tohumları, rüzgarla gelip fındık ağacının etrafına düşer. Fındık ağacı, bu tohumlara özenle bakar ve büyür. Kısa sürede etrafı yeni ağaçlarla dolar. Fındık ağacı, artık yalnız değildir.
Tek Başına Cumhuriyet Masalı
Fındık ağacı, diğerlerinin dediklerine üzülse de, umudunu hiç kaybetmezdi. Her bahar, diğer ağaçlardan daha geç yeşermesine rağmen, en güzel kırmızı fındıkları yetiştirirdi. Bu fındıklar, sadece görünüşleriyle değil, içinde barındırdıkları lezzet ve enerjiyle de diğerlerinden farklıydı.
Bir gün, ormana bir sürü hayvan gelir. Açlıkla mücadele eden hayvanlar, fındık ağacının kırmızı fındıklarını görünce sevinirler. Fındık ağacı, fındıklarını seve seve hayvanlarla paylaşır. Hayvanlar, fındık ağacının cömertliğine hayran kalır ve ona "Cömert Fındık Ağacı" adını verirler.
Bir gün, şiddetli bir fırtına kopar. Diğer ağaçlar, fırtınanın şiddetine dayanamaz ve kökünden sökülür. Fındık ağacı ise, küçük olmasına rağmen kökleri toprağa daha sıkı tutunduğu için ayakta kalır. Fırtına geçtikten sonra, fındık ağacı etrafına bakar ve yalnız kaldığını görür. Diğer ağaçlar, artık orada değildir.
Fındık ağacı, yalnızlığa rağmen umudunu kaybetmez. Kırmızı fındıklarını yetiştirmeye devam eder. Fındıkları yiyen hayvanlar, fındık ağacına gelip onunla sohbet ederler. Fındık ağacı, onlara hayat hikayesini anlatır, diğer ağaçların onu küçümsemesini ve fırtınada yalnız kalmasını. Hayvanlar, fındık ağacının hikayesinden çok etkilenirler.
Fındık ağacı, zamanla ormanın en bilge ağacı olur. Diğer ağaçların tohumları, rüzgarla gelip fındık ağacının etrafına düşer. Fındık ağacı, bu tohumlara özenle bakar ve büyür. Kısa sürede etrafı yeni ağaçlarla dolar. Fındık ağacı, artık yalnız değildir.
Tek Başına Cumhuriyet Masalı