Dünya Meteoroloji Örgütü’nün yaptığı son açıklama, küresel iklim değişikliğini yeniden hatırlattı. Temmuz 2019, bugüne kadar kayıt altına geçen en sıcak ay olarak tarihe geçti. Bundan önceki rekor, Temmuz 2016’ya aitti. Peki sıcaklıklar neden aniden yükselmeye başladı?
Hâlâ pek çok insana yeteri kadar ciddi bir olay gibi gelmese de iklim değişikliği bir gerçek. Muhtemelen önümüzdeki yıllarda da hayatımızdaki en büyük gerçeklerden olacak. Nitekim havalar ısınıyor, artık hissedilir şekilde sıcaklıklar sık sık rekorlar kırıyor. Temmuz 2016’nın “kayıtlara geçen en sıcak ay” olmasının ardından sadece 3 yıl geçti.
Basın açıklaması yapan Dünya Meteoroloji Örgütü Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Aynı zamanda 2015-2019 arasını kapsayan 5 yıllık süreç, kayda geçen en sıcak 5 yıl oldu.” dedi. Yani yaşadığımız son yıllar, dünya tarihinin -kayda geçen- en sıcak yıllarıydı. Sıcaklık rekorları giderek sıklaşmaya başladı.
"WMO verileri, geçilmediği takdirde Temmuz ayının kaydedilen en sıcak ay olduğunu gösteriyor." diyen Antonio Guterres, "Geri dönüşü olmayan iklim bozulmaların engellemek, yaşamamız için hayatımızın mücadelesidir. Kazanmak zorunda olduğumuz bir yarıştır." dedi.
İklim değişikliğini bir buzdağına benzeten Antonio Guterres, şu anda gerçekleşen rekor sıcaklıkların sadece “suyun yüzeyinde kalan kısmı” olduğunu söyledi. İklim değişikliğine ilişkin ulusları ve devlet yöneticilerini bir kez daha göreve çağıran örgüt, bir an evvel müdahalede bulunmamız gerektiğini vurguladı.
Sıcaklık rekorları arasındaki sürenin giderek azalması, aslında herkesin gözlemleyeceği son derece basit bir gösterge. Uzmanların uyarılarıyla devletlerden daha çok harekete geçen gençler, artık gelenekselleşen iklim değişikliği eylemlerine de başladılar. Dünya çapında yapılan eylemlere milyonlarca insan destek veriyor.
İklim değişikliğine dair bir diğer önemli uyarı ise insanlığın antropasin çağına yönelik. Zira kontrolsüz şehirleşme ve sanayileşme sonucunda Dünya’ya geri dönüşü olmayan zararlar verdik. Çalışmalara göre Dünya doğa tarihinde ilk kez, bir canlı türü kitlesel yok oluşa neden olacak. O canlı türünü de hepimiz yakından tanıyoruz.
Hâlâ pek çok insana yeteri kadar ciddi bir olay gibi gelmese de iklim değişikliği bir gerçek. Muhtemelen önümüzdeki yıllarda da hayatımızdaki en büyük gerçeklerden olacak. Nitekim havalar ısınıyor, artık hissedilir şekilde sıcaklıklar sık sık rekorlar kırıyor. Temmuz 2016’nın “kayıtlara geçen en sıcak ay” olmasının ardından sadece 3 yıl geçti.
Basın açıklaması yapan Dünya Meteoroloji Örgütü Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Aynı zamanda 2015-2019 arasını kapsayan 5 yıllık süreç, kayda geçen en sıcak 5 yıl oldu.” dedi. Yani yaşadığımız son yıllar, dünya tarihinin -kayda geçen- en sıcak yıllarıydı. Sıcaklık rekorları giderek sıklaşmaya başladı.
"WMO verileri, geçilmediği takdirde Temmuz ayının kaydedilen en sıcak ay olduğunu gösteriyor." diyen Antonio Guterres, "Geri dönüşü olmayan iklim bozulmaların engellemek, yaşamamız için hayatımızın mücadelesidir. Kazanmak zorunda olduğumuz bir yarıştır." dedi.
İklim değişikliğini bir buzdağına benzeten Antonio Guterres, şu anda gerçekleşen rekor sıcaklıkların sadece “suyun yüzeyinde kalan kısmı” olduğunu söyledi. İklim değişikliğine ilişkin ulusları ve devlet yöneticilerini bir kez daha göreve çağıran örgüt, bir an evvel müdahalede bulunmamız gerektiğini vurguladı.
Sıcaklık rekorları arasındaki sürenin giderek azalması, aslında herkesin gözlemleyeceği son derece basit bir gösterge. Uzmanların uyarılarıyla devletlerden daha çok harekete geçen gençler, artık gelenekselleşen iklim değişikliği eylemlerine de başladılar. Dünya çapında yapılan eylemlere milyonlarca insan destek veriyor.
İklim değişikliğine dair bir diğer önemli uyarı ise insanlığın antropasin çağına yönelik. Zira kontrolsüz şehirleşme ve sanayileşme sonucunda Dünya’ya geri dönüşü olmayan zararlar verdik. Çalışmalara göre Dünya doğa tarihinde ilk kez, bir canlı türü kitlesel yok oluşa neden olacak. O canlı türünü de hepimiz yakından tanıyoruz.