Trabzon Antik Kentleri (Karadeniz Bölgesi)

  • Konuyu açan Konuyu açan ZeyNoO
  • Açılış tarihi Açılış tarihi

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Trapesus,Trapezos (Trabzon) Antik Kenti

0RISE.webp

Değirmendere, Kuzgundere ve Zağnos dereleri yerleşimi güneyden kuzeye derin boğazlarla bölmüştür. Tabakhane ve Zağnos dereleri arasında kalan ve yüksek bir masa görünümündeki alan üzerinde, kentin bilinen en eski yerleşim kalıntıları tespit edilmiştir. Bu nedenle Trabzon adının eski Grekçe masa ya da trapez/yamuk biçimi karşılığı olarak "trapezos" kelimesinden geldiğisanılmaktadır. Trabzon adına, Trapezos olarak ilk kez, MÖ.IV.Yüzyılda, Yunanlı komutan Kesnophon Anabasis (On Binlerin Dönüşü) adlı eserinde değinmiştir.

Trabzon yöresindeki yerleşimin MÖ.10.000 yıllarında Paleolitik Çağ’da başladığı Prof.Dr.Kılıç Kökten’in 1944 yılında yaptığı yüzey araştırmaları ile mağaralardaki buluntulardan anlaşılmıştır. Buralarda Erken Tunç tarihine tarihlenen keramikler bulunmuştur. Antik coğrafyacı Strabon ise, Tibarien veya Chundiaire isimli kavimlerin yörede yaşadığını söylemiş ardından da Carassus (Giresun), Trapesusus (Trabzon) yörenin belli başlı limanları olduğunu belirtmiştir. Bunun yanı sıra Thermisoyre (Terme) civarında amazonların da yaşadığını dile getirmiştir.

MÖ.2000 yıllarında Kafkasya’dan gelen bir grup buraya yerleşmiş, MÖ.1200 yıllarında Troia’ya giden yöre sakinleri de olduğu bilinmektedir. Hititler burasını Azzi, Hayasa gibi isimlerle tanımlamışlardır. Asurluların egemenliği sırasında bölge ticari alanda ileri bir düzeye ulaşmıştır. MÖ.800’den sonra Asurluların güçlerini yitirmeye başlamasından sonra, Yunanlı sömürgeciler Karadeniz’de görülmeye başlamış, ancak Kimmerler, Amazonlar ve İskitler karşısında başarılı olamamışlardır.

MÖ.885’te Sinop dolaylarına yerleşen Miletoslular 756’da Trabzon yöresine gelmişlerdir. Besari isimli bir Rum tarihçi Trabzon’un kurucusu olarak Arkadın halkını ve Miletosluları göstermek isterse de o yıllarda burada Turanî ırkından yerli bir kavim yaşamaktaydı. Bu da şehrin ilk kurucularının Orta Asya’lı kavimler olduğu ve daha sonra gelen Miletosluların egemen olduklarını göstermektedir. Miletosluların egemenlikleri 700 yıl sürmüştür. MÖ.427-335 yıllarında yaşayan Yunanlı yazar Knesophon, Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) isimli eserinde Pers Prensi Kyros’un kardeşi Antakserkes’e karşı savaşmak üzere Anadolu’ya gelen ücretli 10.000 Yunan askerinin Kyros’un ölümünden sonra orada kaldıklarını yazmıştır. Böylece Trapesus ismi on binlerden arta kalanların buraya yerleşmesiyle ilk kez tarihte ismini duyurmuştur.

Trabzon Pers hükümdarı Keyhüsrev zamanında İran yönetimine girmiş ve bu durum MÖ.334’de Makedonya imparatoru İskender’in Anadolu’yu ele geçirmesine kadar sürmüştür. MÖ.323’de İskender’in ölümünden sonra Karadeniz kıyılarının büyük bir bölümüyle birlikte Trabzon da Eumenes’in egemenliğine girmiştir. MÖ.280’de bir süre Mithridates ailesi yörede egemen olmuş, MÖ.298’de bağımsız bir Pontus Devleti kurulmuştur. Pontus kralı Farnakes, Trabzon yöresinde yaşayanları egemenliği altına alarak krallığını büyütmüş, merkez olarak da Sinop’u seçmiştir. O günlerde Trabzon, Pontus Devleti’nin maden, kereste ve gemi yapımını sağlayan önemli bir liman şehri idi.

M.Ö. I. Yüzyılda batıda güçlenen Romalılar Anadolu’yu da işgal etmeye başlamışlardır. Roma kralı Pompeius’un Pontus Kralı V. Mithridates’i Kelkit vadisinde bozguna uğratması üzerine Pontus Krallığı dağılmıştır. Böylece Trabzon, M.Ö. 66 yılında Roma yönetimine girmiştir. Roma’da Augustus’la birlikte M.Ö. 27 yılındani tibaren imparatorluk dönemi başlamıştır. Avgustus’un idari düzenlemesi sonucu Trabzon, Pontus Polemoniacus adı verilen vasallık içinde yer almış, İmparator Tiberius zamanında (M.S. 14-37), diğer bir idare bölümü olan Kapadokya Eyaleti sınırları içinde kalmıştır. Roma İmparatoru Neron döneminde ise (54-68) serbest kent olma ayrıcalığına kavuşturulmuştur. Trabzon bu dönemde "ünlü" ve "zengin" kent olarak tanımlanmıştır. Roma İmparatorluğunun doğu sınırının savunmasına önem veren Vespasianus zamanında (69-79) Trabzon, Kapadokya -Galatya Eyaleti içerisinde yer almıştır.

Roma İmparatoru Hadrianus döneminde (117-138) tüm Roma imparatorluğunda olduğu gibi Trabzon da yeniden imar edilmiş; dini ve askeri binalar, yollar, su kemerleri ve yakın zamana kadar kalıntıları görülebilen liman inşa edilmiştir. İmparator Hadrianus’dan sonra Trabzon’un parlak dönemi sona ermiş, 244 yılında para basma yetkisi elinden alınmıştır. Roma Döneminde basılan Trabzon sikkelerinin ön yüzlerinde Roma İmparatorlarının büstü olmakla birlikte, arka yüzlerinde Pontus Krallığı döneminden beri süregelen kendi mitolojik figürlerine yer verilmiş ve Grekçe yazı kullanılmıştır.

Doğu Karadeniz Bölgesine akınlar yapan Gotlar 276 yılında Trabzon’a da saldırmış ve kent tümüyle yakılıp yıkılmıştır. Roma İmparatorluğunun son dönemlerinde IV. Yüzyılın başında Diocletian Maximian, Constantinius ve Galerius’tan oluşan dörtlü idare zamanında Trabzon’da yeniden bir takım imar etkinliklerinde bulunulduğu Trabzon Müzesinde bulunan Latince kitabeden anlaşılmaktadır.

Roma İmparatorluğu 395 yılında ikiye ayrılınca Trabzon, merkezi İstanbul olan Doğu Roma / Bizans İmparatorluğunun sınırları içinde kalmıştır. Bizans İmparatoru Iustinianus (527-564) Trabzon’da kent surlarını restore ettirerek yeni bir imar etkinliğini başlatmıştır. Heraclius zamanında (610-641) imparatorluk askeri bölgelere ayrılmış ve Trabzon kurulan Khaldia Temasının merkezi olmuştur.

Bizans İmparatorluğunun 1204’de IV. Haçlı seferleriyle gelen Latinlerin eline geçmesi üzerine, imparator I. Andronikos Komnenos’un İstanbul’dan kaçan torunları Alexios ve David, Gürcü Kraliçesi Tamara’nın da yardımıyla Trabzon’da 1204 yılında bağımsız olarak Komnenos Krallığını kurmuşlardır. Anadolu Selçukluları ile evlilik bağı oluşturarak ve vergi ödeyerek siyasi varlıklarını sürdürebilen Komnenos Krallığı, I. Manuel Komnenos zamanında (1238-1265) en parlak dönemini yaşamıştır. Gümüşhane’deki gümüş madenlerinin etkisiyle de ekonomik olarak güçlenen Manuel I’in sikkeleri üzerinde "en mutlu" unvanı yer almaktadır.
 
Geri
Top