Truman Doktrini Ve Marshall Planı
2. Dünya Savaşı'ndan sonra Amerikan kamuoyunda, Amerika'nın tekrar kabuğuna çekilerek Avrupa'nın karışık kombinezonlarından yine uzak durması söz konusu olmuşsa da, Sovyet Rusya'nın komünist emperyalizmine hız vermesi ve bundan doğan gelişmeler, ABD'yi Avrupa'yla ilgilenmek zorunda bırakmıştır.
Savaştan sonraki barış düzeninde Amerika Sovyetlerle isbirliği yapamayacağını anlamıştır. Komünizmin ortaya çıkardığı evrensel tehlike, Amerika'yı, sadece Avrupa gelişmelerinin içine değil, uluslararası ilişkiler düzeninin bütünü içine sürüklemiş ve uluslararası politikanın global yapısı içinde ve hürriyet düzeninin korunmasında sorumluluklar almaya yöneltmiştir. Geleneksel Amerikan dış politikasındaki bu radikal değişmenin başlangıcını Truman Doktrini oluşturur.
Harry S. Truman
(d. 8 Mayıs 1884 – ö. 26 Aralık 1972)
1946 yılında Sovyet Rusya üç ana yönde yayılma çabalarına girişmiştir. İran üzerinden Orta Doğu petrolleri ve Basra Körfezi'yle Hint Okyanusu, Türkiye üzerinden Boğazlar, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz ve Yunanistan üzerinden Doğu Akdeniz.
Bu üç yön geleneksel olarak İngiltere'nin hayati ilgi ve çıkar alanlarıdır. Her üç bölge de, İngiltere'nin Rusya'ya karşı 19. yüzyılda en hassas noktaları olmuştur. Fakat 2. Dünya Savaşı İngiltere üzerinde öyle bir tahribat yapmıştı ki, artık İngiltere'nin bu bölgeleri savunmak için Sovyet Rusya'nın karşısına çıkacak hali yoktu. Ve İngiltere şunu da görüyordu: yeniden canlanan Rus emperyalizminin karşısına dikilecek tek güç ABD'dir.
Bundan dolayı İngiltere 1947 Şubatında Amerikan hükümetine, bir Türkiye ve diğeri de Yunanistan hakkında olmak üzere iki memorandum (muhtıra) verdi. Bu memorandumlarda, Türkiye'nin Batı savunması için önemi belirtilerek Türkiye'ye hem ekonomik ve hem de askeri yardım yapılması gerektiği, İngiltere'nin bu yardımları yapamayacağı ve hatta Yunanistan'daki askerlerini dahi geri çekmek zorunda bulunduğu ve dolayısıyla sorumluluğun Amerika'ya düştügü belirtildi.
Amerika kararını vermekte gecikmedi. Başkan Truman Amerikan Kongresi'ne 12 Mart 1947 günü gönderdiği mesajında, Türkiye ve Yunanistan'a 400 milyon dolarlık askeri yardım yapılması için kendisine yetki verilmesini istedi. Bu mesajda Türkiye'nin toprak bütünlüğünün korunmasının Orta Doğu düzeninin korunması için bir zaruret olduğu belirtiliyor ve Türkiye ile Yunanistan'ın durumlarının birbirine bağlılığı şöyle anlatılıyordu:
"Eğer Yunanistan silahlı bir azınlığın kontrolü altına düşerse, bunun Türkiye için sonuçları çok ciddi olur. Böyle bir durumda karışıklık ve düzensizlik bütün Orta Doğu'ya yayılabilir."
Amerikan Kongresi 22 Mayıs'ta Yunanistan'a 300 milyon ve Türkiye'ye de 100 milyon dolarlık bir askeri yardım yapılmasını kabul etti.
Yardımın Kongre'deki tartışmaları sırasında, Amerikan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türkiye'nin Sovyet baskısı altında bulunmasının, Boğazlardan Çin'e kadar olan bütün Orta Doğu ve Asya'yı tehlikeye soktuğunu belirtmişlerdir.
Truman Doktrini savas sonrası Amerikan dış politikasında, sonuçları günümüze kadar ulaşan olağanüstü önemde bir dönem noktası oluşturur. Bunun içindir ki, Truman Doktrini karşısında Sovyet basını büyük tepki göstermiştir"
George Catlett Marshall
(d. 31 Aralık 1880 - ö. 16 Ekim 1959)
Marshall Planı
"İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde, ABD tarafindan Avrupa ülkelerine yardımda bulunmak ve bu ülkeleri kısa zamanda geliştirip güçlenmelerini sağlamak amacıyla hazırlanan bir programdır. Savaştan sonra Avrupa ülkeleri, yıkılan ekonomilerini onarmak için yoğun bir çabaya girişmişlerdir. Bunun için gerekli olan makine ve donatım ancak ABD'den sağlanabilirdi. Dolayısıyla bu ülkelerin tüm döviz ve altın rezervleri ABD'ye akmış ve büyük bir döviz darboğazı içine sürüklenmişlerdi.
Bu koşullar altında zamanın ABD Dışişleri Bakanı George C. Marshall, Avrupa'ya programlı yardım yapılması önerisinde bulundu. Bunun üzerine bir Avrupa Onarım Programı (European Recovery Program) hazırlandı. Öneri sahibinin isteminden dolayı buna Marshall Programı da denir.
Marshall Programı, 1948 yılında Başkan Truman tarafından imzalanan bir kanun ile kabul edildi. Program dört yıllık bir süreyi kapsamaktaydı. Program çerçevesinde yapılan yardımlara da Marshall Yardımları denmektedir. ABD, yardımları karşılığında Avrupa ülkelerinden ekonomik ve mali bagimsizliklarini artiracak yönde çaba göstermelerini, bu amaçla gerekli iç önlemleri almalarini ve aralarında yakın bir işbirliği gerçekleştirmelerini istiyordu. Böylece Avrupa ülkelerinin ABD'ye bagimlılıkları da azaltılmış olacaktı.
Bu ortamda Avrupa ülkeleri aralarında gerekli işbirliğini gerçekleştirmek ve Marshall yardımlarını dağıtmak üzere Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü (OEEC)'nü kurdular. 17 Batı Avrupa ülkesinden her biri, 1948-1951 dönemini kapsayan bir plan hazırlayacak, ekonomisini toparlayacak, üretimini artıracak ve dış açığı azaltacak önlemler alacaktı. Bu planlar OEEC tarafından gözden geçirilecek ve aralarında uyum saglanacaktı. Aslında bu koordinasyon, ABD'ye bir ölçüde üye ülkelerin ekonomik, para ve mali politikaları üzerinde denetim olanağı sağlıyordu.
Marshall Programı'nın başlıca iki amacı vardı. Birisi, sağlanacak dış yardımlarla Avrupa ülkelerinin yıkılan ekonomilerinin onarımına ve kalkınmalarının gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak, diğeri de Komünizmin Batı Avrupa'daki yayılışına engel olmaktı.
Savaş sonrası dönem dünyada "soğuk savaş"in başlangıç dönemidir. Dolayısıyla ABD, ne pahasına olursa olsun Komünizmin yayılışına set çekmek istiyordu. Diğer yandan, Batı Avrupa, ABD'nin geleneksel bir piyasası durumundaydı. O bakımdan bu piyasayı yeniden canlandırmakla ihracat olanaklarını artırmayı umuyordu.
Avrupa Onarım Programı'nın uygulandığı dört yıllık süre içerisinde ABD, Avrupa'ya 11.4 milyar $ yardım yaptı, bunun %90'i doğrudan hibe şeklinde idi. En fazla yardım alan ülkeler İngiltere (%24), Fransa (%20), Federal Almanya (%11) ve İtalya (%10) idi.
Aza miktarda olmakla birlikte Türkiye de yardım alan ülkeler arasında idi. Marshall Programı, Amerikan yardımının sadece bir yönü idi. 1945'de başlayan Amerikan yardımı, 1955'e kadar 51 milyar doları buldu. Bu yardımlar tüm Batı Blokuna yapılan yardımları kapsar."