Truman Doktrini
Truman Doktrini, 1947 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Harry Truman tarafından sözde Sovyet tehdidine karşı hazırlanmış plandır. Truman Doktrini, Amerika Birlieşik Devletleri'nin uluslararası politikasının değiştiğini ve Sovyet karşıtlığının bu yeni politikada temel esas olduğunu ilan etmiştir. Bu doktrin ile Amerika Birleşik Devletleri "komünizm tehdidi" altındaki devletlere mali ve askeri yardım yapacağını açıklamıştır.
Doktrin'in Nedenleri
Temel Nedenler
Almanya'nın çöküşü, II. Dünya Savaşı boyunca bastırılmış düşmanlıkları tekrar su yüzüne çıkardı. Almanya'ya karşı Sovyetler ile ittifak kurmuş olan Amerika ve İngiltere, Bolşevik Devrimi'nin ilk günlerinden beri komünizme düşman idiler. Hatta başta İngiltere olmak üzere İtilaf Devletleri, Birinci Dünya Savaşı bittikten sonra Bolşeviklerle mücadele eden Çarlık yanlısı Rusları desteklemiş ve bu amaçla Vladivostok, Murmansk ve Archangelsk limanlarına asker çıkarmışlardı.
Amerika'nın Japonya'ya attığı atom bombaları Japonya'nın teslimiyetini sağlarken aynı zamanda Amerika'nın askeri üstünlüğünü de vurguladı. Bu iki saldırıyı Sovyetler'e yönelmiş bir tehdit olarak algılayan Stalin, Batı ile arasında kendisine bağlı uydu devletler kurarak bir tampon bölge oluşturmak istiyordu. Bu ilke Sovyetler'in savaş sonrasında Doğu Avrupa politikasının temelini oluşturmuştur.
Bu amaçla Sovyetler'in komünist ideolojiyi yaymaya çalışması ve Doğu Avrupa'da komunist uydu-devletler kurmaya başlaması Amerika'da büyük korkuya yol açmıştı. Bu sebeple 1947 yılından başlıyarak Amerika dış politikasının esası komünizm ile mücadele olmuştur.
Hızlandırıcı Nedenler
Truman Doktrini'ni hızlandıran başlıca neden, Sovyetler'in güneye doğru yayılmasıdır. Yunanistan'da komunist gerillalarla zayıf merkezi hükümet arasında başlayan iç savaş, Truman Doktrini'nin ilan edilmesini hızlandırmıştır. Ayrıca Stalin şefliğindeki Sovyetler Birliği'nin, Lenin zamanında imzaladığı Brest Litovsk Barış Antlaşması ve Moskova Antlaşması hükümlerine rağmen Türkiye'den Sarıkamış, Kars, Ardahan ve Artvin vilayetlerini ve İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında askeri üsler kurmak istemesi ve bu amaçla Türkiye'ye baskı yapması, diğer hızlandırıcı nedendir.
İlanı
Başkan Truman, 12 Mart 1947'de Kongre'de kendi adıyla anılacak bu doktrini açıkladı. Truman'a göre Amerika, komünizm ile silahlı mücadele veren ve dış ülkelerin baskısı altında bulunan devletlere mali ve askeri yardım yapmalıydı(Burada kastedilen ülkeler Yunanistan ve Türkiye'dir). Bu amaçla Kongre'den 400 milyon dolar kullanma izni istedi. Kongre'nin 22 Mayıs'ta bu isteğini kabul etmesi üzerine Türkiye'ye 100 milyon, Yunanistan'a ise 300 milyon dolar yardım yapıldı.
Sonuçları
Doğrudan Sonuçları
Truman Doktrini, aldığı yardım sayesinde Türkiye'nin Sovyetler'e karşı kendini daha rahat hissetmesidir. Sovyetler Birliği lideri Stalin'in Türkiye'den Kars, Artvin ve Ardahan'ı ve Boğazlarda askeri üs istemesi üzerine, Milli Şef de ABD'den askeri destek istemişti. Bu desteği vermeye hazır olduğunu belirten ABD, Truman Doktrini ile yardıma başlamıştı ama karşılığında Türkiye'de serbest seçimlere dayanan demokrasi düzeninin yerleştirilmesini ve Milli Şeflik, "5 yıllık kalkınma planları" ve Köy Enstitülerileri gibi Sovyetler'den esinlenmiş uygulamaların kaldırılmasını talep etti.[1]
Truman Doktrini'nin Yunanistan açısından en önemli sonucu ise, Yunan İç Savaşı'nın seyirini değiştirip, merkezi hükümetin komünistleri yenmesini sağlamış olmasıdır. Böylece Soğuk Savaş'taki ilk silahlı mücadelelerin birinden Batı Bloğu galip çıkmış oluyordu.
Truman Doktrini, kendisinden sonra gelecek olan Marshall Planı'na öncülük etmiş ve doktrinin başarısı Marshall Planı'nın hazırlayıcısı olmuştur.
Sembolik Sonuçları
Truman Doktrini, yeryüzünün iki bloka ayrıldığını ve Sovyet-Amerikan mücadelesinin başladığını ilan etmiştir. Buna ek olarak, Truman Doktrini ile Amerika, maliyesi II. Dünya Savaşı'nda iflas etmiş olan İngiltere'nin bölgeden çekilmesiyle oluşan boşluğu doldurarak Sovyetler'in güneye doğru genişlemesinin yolunu kesiyordu.
Truman Doktrini ile Amerika, geleneksel dış politikasını değiştiriyor ve I. Dünya Savaşı sonundaki tutumunun aksine dünya siyasetinde aktif bir rol üstleniyordu.
Truman Doktrini, 1947 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Harry Truman tarafından sözde Sovyet tehdidine karşı hazırlanmış plandır. Truman Doktrini, Amerika Birlieşik Devletleri'nin uluslararası politikasının değiştiğini ve Sovyet karşıtlığının bu yeni politikada temel esas olduğunu ilan etmiştir. Bu doktrin ile Amerika Birleşik Devletleri "komünizm tehdidi" altındaki devletlere mali ve askeri yardım yapacağını açıklamıştır.
Doktrin'in Nedenleri
Temel Nedenler
Almanya'nın çöküşü, II. Dünya Savaşı boyunca bastırılmış düşmanlıkları tekrar su yüzüne çıkardı. Almanya'ya karşı Sovyetler ile ittifak kurmuş olan Amerika ve İngiltere, Bolşevik Devrimi'nin ilk günlerinden beri komünizme düşman idiler. Hatta başta İngiltere olmak üzere İtilaf Devletleri, Birinci Dünya Savaşı bittikten sonra Bolşeviklerle mücadele eden Çarlık yanlısı Rusları desteklemiş ve bu amaçla Vladivostok, Murmansk ve Archangelsk limanlarına asker çıkarmışlardı.
Amerika'nın Japonya'ya attığı atom bombaları Japonya'nın teslimiyetini sağlarken aynı zamanda Amerika'nın askeri üstünlüğünü de vurguladı. Bu iki saldırıyı Sovyetler'e yönelmiş bir tehdit olarak algılayan Stalin, Batı ile arasında kendisine bağlı uydu devletler kurarak bir tampon bölge oluşturmak istiyordu. Bu ilke Sovyetler'in savaş sonrasında Doğu Avrupa politikasının temelini oluşturmuştur.
Bu amaçla Sovyetler'in komünist ideolojiyi yaymaya çalışması ve Doğu Avrupa'da komunist uydu-devletler kurmaya başlaması Amerika'da büyük korkuya yol açmıştı. Bu sebeple 1947 yılından başlıyarak Amerika dış politikasının esası komünizm ile mücadele olmuştur.
Hızlandırıcı Nedenler
Truman Doktrini'ni hızlandıran başlıca neden, Sovyetler'in güneye doğru yayılmasıdır. Yunanistan'da komunist gerillalarla zayıf merkezi hükümet arasında başlayan iç savaş, Truman Doktrini'nin ilan edilmesini hızlandırmıştır. Ayrıca Stalin şefliğindeki Sovyetler Birliği'nin, Lenin zamanında imzaladığı Brest Litovsk Barış Antlaşması ve Moskova Antlaşması hükümlerine rağmen Türkiye'den Sarıkamış, Kars, Ardahan ve Artvin vilayetlerini ve İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında askeri üsler kurmak istemesi ve bu amaçla Türkiye'ye baskı yapması, diğer hızlandırıcı nedendir.
İlanı
Başkan Truman, 12 Mart 1947'de Kongre'de kendi adıyla anılacak bu doktrini açıkladı. Truman'a göre Amerika, komünizm ile silahlı mücadele veren ve dış ülkelerin baskısı altında bulunan devletlere mali ve askeri yardım yapmalıydı(Burada kastedilen ülkeler Yunanistan ve Türkiye'dir). Bu amaçla Kongre'den 400 milyon dolar kullanma izni istedi. Kongre'nin 22 Mayıs'ta bu isteğini kabul etmesi üzerine Türkiye'ye 100 milyon, Yunanistan'a ise 300 milyon dolar yardım yapıldı.
Sonuçları
Doğrudan Sonuçları
Truman Doktrini, aldığı yardım sayesinde Türkiye'nin Sovyetler'e karşı kendini daha rahat hissetmesidir. Sovyetler Birliği lideri Stalin'in Türkiye'den Kars, Artvin ve Ardahan'ı ve Boğazlarda askeri üs istemesi üzerine, Milli Şef de ABD'den askeri destek istemişti. Bu desteği vermeye hazır olduğunu belirten ABD, Truman Doktrini ile yardıma başlamıştı ama karşılığında Türkiye'de serbest seçimlere dayanan demokrasi düzeninin yerleştirilmesini ve Milli Şeflik, "5 yıllık kalkınma planları" ve Köy Enstitülerileri gibi Sovyetler'den esinlenmiş uygulamaların kaldırılmasını talep etti.[1]
Truman Doktrini'nin Yunanistan açısından en önemli sonucu ise, Yunan İç Savaşı'nın seyirini değiştirip, merkezi hükümetin komünistleri yenmesini sağlamış olmasıdır. Böylece Soğuk Savaş'taki ilk silahlı mücadelelerin birinden Batı Bloğu galip çıkmış oluyordu.
Truman Doktrini, kendisinden sonra gelecek olan Marshall Planı'na öncülük etmiş ve doktrinin başarısı Marshall Planı'nın hazırlayıcısı olmuştur.
Sembolik Sonuçları
Truman Doktrini, yeryüzünün iki bloka ayrıldığını ve Sovyet-Amerikan mücadelesinin başladığını ilan etmiştir. Buna ek olarak, Truman Doktrini ile Amerika, maliyesi II. Dünya Savaşı'nda iflas etmiş olan İngiltere'nin bölgeden çekilmesiyle oluşan boşluğu doldurarak Sovyetler'in güneye doğru genişlemesinin yolunu kesiyordu.
Truman Doktrini ile Amerika, geleneksel dış politikasını değiştiriyor ve I. Dünya Savaşı sonundaki tutumunun aksine dünya siyasetinde aktif bir rol üstleniyordu.