Kişi, her ne kadar var olanı beğenmese de kabullenmek, kurban rolüne yapışmak daha kolayına gider ama her durumda da söylenmekten ve şikayetçi olmaktan da vazgeçmez.
Kimisi değişimlere daha çabuk uyum gösterir, kimisi daha baştan itiraz eder, kimisinin de değişimleri hayatına alabilmesi, alışkanlıklarını yeniden düzenlemesi zaman ister. Belki de bir şeyler istenildiği gibi gitmiyorsa; anahtar kelime: değişim olabilir. Bir değişim zamanı gelmiştir. Hayatın akışına denge getirme zamanı…
Tükenmişlik duygumla nasıl başa çıkacağım ve kendime nasıl yardım edeceğim?
Zihinsel ve duygusal alışkanlıkları değiştirmek eğer istenirse ve biraz çaba harcanırsa çok da mümkünsüz değil. Sorumluluklardan bunalmış olabilir insan, sevdiklerinin ona davranışlarından şikayetçi olabilir; ilgisizliği, duygusal ve düşüncesel mesafeler, iletişimin kopukluğu veya sık sık pişman olacağı şeyler söylüyor ya da yapıyordur; bunların sonuçları baskı oluşturuyordur üzerinde… Ya da parasızlık, sıradanlık, monotonluk, başarısızlık ve yetersizlik korkusu altında eziliyordur.
Bazen her şey öyle üst üste gelir ki hayatın güzellikleri unutulur ve kasvetli bir havaya bürünülür. Kim ne derse desin, ne akıl verirse versin ya da yargılasın; kendisini kurtaracak ve kendine yardım edebilecek tek insan aslında insanın sadece kendisi… İnsanın kendi beynini nasıl şartlandırdığı…
Tükenmişlik durumu; her geçen gün kişinin enerjisini biraz daha sömüren, motivasyonunu düşüren, umutsuz, çaresiz bir duygusal moda sokan ve hayata, insanlara küskünlük yarattıran önlem alınması gereken ciddi bir durum bildiğiniz gibi…
Tükenmişliğin nedenleri ve uyarıları:
Tükenmişlik; yaşam tarzından, iş ile ilgili problemlerden, taşıyabileceğinin çok üzerinde sorumluluk, kişinin kendi özelliklerii
Bazı insanlar vardır ki gerçekten birilerini çıldırtmak, bezdirmek, yormak için sanki dünyaya gelmiştir. Bu tür insanlarla aynı ortamda yaşama zorunlulukları da onlarla yaşamak zorunda kalan insanları zamanla tüketmeye başlar.
Neden tükenmişlik duygusu hissederiz?
Kimisi değişimlere daha çabuk uyum gösterir, kimisi daha baştan itiraz eder, kimisinin de değişimleri hayatına alabilmesi, alışkanlıklarını yeniden düzenlemesi zaman ister. Belki de bir şeyler istenildiği gibi gitmiyorsa; anahtar kelime: değişim olabilir. Bir değişim zamanı gelmiştir. Hayatın akışına denge getirme zamanı…
Tükenmişlik duygumla nasıl başa çıkacağım ve kendime nasıl yardım edeceğim?
Zihinsel ve duygusal alışkanlıkları değiştirmek eğer istenirse ve biraz çaba harcanırsa çok da mümkünsüz değil. Sorumluluklardan bunalmış olabilir insan, sevdiklerinin ona davranışlarından şikayetçi olabilir; ilgisizliği, duygusal ve düşüncesel mesafeler, iletişimin kopukluğu veya sık sık pişman olacağı şeyler söylüyor ya da yapıyordur; bunların sonuçları baskı oluşturuyordur üzerinde… Ya da parasızlık, sıradanlık, monotonluk, başarısızlık ve yetersizlik korkusu altında eziliyordur.
Bazen her şey öyle üst üste gelir ki hayatın güzellikleri unutulur ve kasvetli bir havaya bürünülür. Kim ne derse desin, ne akıl verirse versin ya da yargılasın; kendisini kurtaracak ve kendine yardım edebilecek tek insan aslında insanın sadece kendisi… İnsanın kendi beynini nasıl şartlandırdığı…
Tükenmişlik durumu; her geçen gün kişinin enerjisini biraz daha sömüren, motivasyonunu düşüren, umutsuz, çaresiz bir duygusal moda sokan ve hayata, insanlara küskünlük yarattıran önlem alınması gereken ciddi bir durum bildiğiniz gibi…
Tükenmişliğin nedenleri ve uyarıları:
Tükenmişlik; yaşam tarzından, iş ile ilgili problemlerden, taşıyabileceğinin çok üzerinde sorumluluk, kişinin kendi özelliklerii
Bağlantıyı görüntüleme izniniz yok, görüntülemek için:
Giriş yapın veya üye olun.
gibi sebeplerden kaynaklanabilir.Bazı insanlar vardır ki gerçekten birilerini çıldırtmak, bezdirmek, yormak için sanki dünyaya gelmiştir. Bu tür insanlarla aynı ortamda yaşama zorunlulukları da onlarla yaşamak zorunda kalan insanları zamanla tüketmeye başlar.
Neden tükenmişlik duygusu hissederiz?
- Monoton bir hayat anlayışı,
- Dinlenmek, sosyalleşmek için zaman ayırmamak/ayıramamak,
- Yaşanan ilişkilerde karşı tarafa aşırı bağımlılık nedeniyle yaşamsal ritim anlamında sadece ilişkiye ve karşıdaki kişiye odaklanmak, kendini adamak, hayatın diğer kısımlarından kendini soyutlamak; ilişki bittiğinde ya da karşı taraftan istenildiği gibi ilgi alınamadığında yaşanan duygusal travmalar,
- Aşırı karamsar bakış açısı,
- Korku içinde sıkışıp kalmak,
- Kendini değersiz hissetme duygusu, bazı şeyleri hak etmediği duygusuna kapılma,
- Hiçbir amacının olmaması,
- İlişkilerde yaşanan eksiklikler, tatminsizliklerin varlığı,
- Kendisini devamlı başkaları ile karşılaştırma eylemi ve neticesinde kötü hissedebilme, kişinin kendine çok yüklenmesi, suçluluk duygusu,
- Başarısızlık korkusu ile kendine baskıcı yaklaşma,
- Gereğinden fazla yüksek beklentiler, karşısındaki kişilerden sürekli bir beklenti içerisinde yaşamak, mükemmeliyetçilik.