Türkçe Performans Ödevi(3-4-5.sınıflar için)

Türkçe Performans Ödevi:
Konu:Ege Bölgesi'nin Doğal ve Tarihi Güzellikleri
Pamukkale Travertenleri
Traverten çok yönlü, çeşitli nedenlere ve ortamlara bağlı, kimyasal reaksiyon sonucu çökelme ile oluşan bir kayadır. Pamukkale termal kaynağını meydana getiren jeolojik olaylar geniş bir bölgeyi etkilemiştir. Bu bölgede sıcaklıkları 35-100 C arasında değişen 17 sıcak su alanı bulunmaktadır. Pamukkale termal kaynağı, bölgesel potansiyel içindeki bir ünitedir. Kaynak, antik dönemlerden beri kullanılmaktadır. Termal su kaynaktan çıktıktan sonra 320m uzunluğunda bir kanal ile traverten başına gelmekte ve buradan, 60-70m.lik kısmi çökelmenin olduğu traverten katlarına dökülmekte ve ortalama 240-300m. yol kat etmektedir.

Kaynaktan çıkan 35.6 Co sıcaklığında, içinde yüksek miktarda Kalsiyum Hidro Karbonat bulunan suyun havadaki oksijen ile olan teması sırasında Karbondioksit ve Karbon monoksit uçarak,kalsiyum karbonat çökelmekte ve traverten oluşumuna sebep olmaktadır.Çökelti ilk etapta jel halindedir.Reaksiyon kimyasal olarak; Ca(HCO3)+O2 à CaCO+CO2+CO+H2O şeklindedir. Katkat havuzcuklarında ve katkat şeddelerinde, çökelmekte olan kalsiyum karbonat, başlangıçta yumuşak bir jel halindedir.

Zaman içinde sertleşmekte ve traverten olmaktadır. Ancak ziyaretçiler tarafından katkatlar üzerinde gezilmesi ve oynanması, henüz yumuşak haldeki kalsiyum karbonatların ezilmesine, dağılmasına neden olmaktadır. Travertenlere termal su kontrollü olarak belirli bir program dahilinde verilmektedir. Fazla miktarda ve uzun süre aynı yere akıtılan su yosunlaşmaya ve dolayısıyla travertenlerde hoş olmayan kirliliğe sebep olmaktadır. Beyazlığın oluşumunda, hava şartları, ısı kaybı, süre etkilidir. Çökelme, termal sudaki karbondioksitin havadaki karbondioksit dengeye gelinceye kadar devam etmektedir.

Yerinde yapılan analizlerde, kaynak başındaki suyun karbondioksit miktarı ortalama 725mg/1 iken, suyun travertenleri terk ettiğinde bu miktar 145mg/1'e düşmektedir. Keza kalsiyum bikarbonat da benzer şekilde 1200 mg/1'den 400 mg/1'e düşmektedir. Keza Ca 576/8mg/1'e düşmektedir. Bu analiz sonucuna göre, 1lt. sudan traverten üzerine 499.9mg. CaCO 3 çökelmektedir. Bu miktar 1 1/sn. su için günde 43191g. Çökelme demektir. Ortalama yoğunluğu 1.48g/cm 3 alan kaplar. Suyun ortalama debisi 466.21/sn. olduğuna göre 13584m 2 alan beyazlatılabilecektir. Pratikte bu şartları yerine getirmek güçtür. Ancak bu teorik yaklaşıma göre yılda 1mm. kalınlığında 4.9km 2 alan beyazlatılabilir

İzmir il topraklarında Küçük Menderes Gediz ve Bakırçay havzaları bulunmaktadır. Bunlardan Küçük Menderes Havzası Kiraz-Ödemiş-Bayındır-Tire-Torbalı-Selçuk-Seferihisar-İzmir Merkezi-Urla-Çeşme ve Karaburun yörelerini kaplamaktadır. Bu bölgede havzanın en önemli akarsuyu olan Küçük Menderes bulunmaktadır.

Bozdağlar’dan doğan Küçük Menderes’in uzunluğu 124 km. dir. Bu akarsu Kiraz ilçesindeki çöküntü alanından sonra güneye yönelir Beydağ ilçesinin kuzeyinde batıya dönerek Torbalı’nın güneyinden geçer ve Ege Denizi’ne dökülür. Küçük derelerle beslenen Küçük Menderes yağışların artması sonucu zaman zaman taşar ve çevresinde geçici bataklıklar oluşturur. Yaz aylarında ise suyu azalır.

İzmir’in Menemen ve Foça ilçeleri ile Kemalpaşa yöresini tümü ile kaplayan Gediz Havzası Türkiye’nin en büyük havzaları arasındadır. Bu havzanın en önemli akarsuyu da Gediz Nehri’dir.

Batı Anadolu’da Murat Dağı’ndan kaynaklanan Gediz Nehri’nin uzunluğu 400 km. dir. Manisa Boğazı’ndan geçtikten sonra İzmir topraklarına giren Gediz geniş yaylar çizdikten sonra Foça’nın güneyinde Ege Denizi’ne dökülür. Yağışlardan etkilenen Gediz Nehri ince kum ve mil gibi maddeleri de taşımaktadır. Gediz Nehri çok önceki yıllarda Karşıyaka’nın batısından denize dökülürken getirdiği alüvyonlar İzmir Körfezi’ni kapanma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmış bunun için Karşıyaka’nın kuzeyinde akan bir dere yatağından faydalanılarak yeni bir yatak açılmış ve böylece Gediz Foça’nın kuzeyinden denize dökülmesi sağlanmıştır.

Menemen Foça Bergama Kınık ve Dikili bölgelerini kapsayan Bakırçay Havzası çok sayıdaki küçük akarsulardan oluşmuştur. Bu havzanın en önemli akarsuyu da Bakırçay’dır. Bakırçay doğuda Ömerdağ kuzeyde Marda güneyde de Yunt Dağı’ndan gelen akarsu kollarının birleşmesinden meydana gelmiş 128 km. uzunluğunda bir nehirdir. Kınık ilçesinin doğusundaki alüvyonlu ovaya giren Bakırçay Çandarlı Körfezi’nden denize dökülmektedir.


Bu akarsular dışında Karaburun Yarımadası’ndan doğan ve Ege Denizi’ne dökülen küçük dereler de il topraklarında bulunmaktadır.


Göller


İzmir il sınırları içerisinde dağ sıraları arasında yer yer çöküntü alanlarında küçük göller vardır. İzmir’de büyük ölçüde bir göl bulunmamaktadır. İzmir’in küçük ölçüdeki önemli göller Gölcük Belevi Gölü Çakalboğaz Gölleri ve Karagöl’dür.

Bunlardan Gölcük Ödemiş’in kuzeyindeki Bozdağ’ın en yüksek noktasında bulunmaktadır. Kuzeyden güneye doğru uzanan küçük bir çöküntü çukuru içerisindeki bu gölün oluşumunda dağlardan gelen sellerin taşıdığı alüvyonların büyük payı olmuştur. Gölün derinliği yüzölçümüne göre çok fazladır. Suyu tatlıdır.

Selçuk ilçesi ile Torbalı arasında bulunan Belevi Gölü sığ bir göldür. Çakalboğaz Gölleri Küçük Menderes’in Selçuk ilçesinin 5-6 km. ilerisinde doldurduğu alanda meydana gelmiştir.

Yamanlar Dağı üzerindeki Karagöl tektonik bir kayma sonucu oluşan çukurda 35 dekarlık alanda meydana gelmiştir. Çevresi çam ormanları ile kaplıdır. Çevresi piknik alanı ve kamping yeri olarak düzenlenmiştir. Karagöl’ün mitolojideki Tantalos efsanesinde ismi geçmektedir.

İzmir il merkezinin 15 km. güneyinde Buca Belediyesi tarafından Kaynaklar Göleti yaptırılmıştır. Gölet 140.000 m2’lik bir alanı kapsamakta olup bu alanın 30.000 m2’lik bölümü suni göldür. Bunun dışında gölün çevresinde 3.500 kişilik bir amfitiyatro teraslar piknik alanları bulunmaktadır.


Doğal Güzellikleri

Siren Kayalıkları (Foça)


İzmir ili Foça ilçesinde bulunan Siren Kayalıkları günümüzde fok balıklarının yaşam alanıdır. Buradaki kayalıkların arasındaki mağaralar fokların barınaklarıdır. Bu nedenle de bu mağaraların yakınlarında fokları ürkütmemek için denize girmek ve kayaların üzerine çıkmak yasaklanmıştır.

Siren Kayalıklarının ismi Yunan mitolojisinde de geçmektedir. Sirenler vücutları kuş başları kadın şeklinde olup yaptıkları müzikle insanları kayalara çekerlerdi. Bu müziğin etkisinde kalan gemiciler kayalara yaklaşır ve kayalara çarparak batarlarmış. Siren Kayalıkları yüzyıllar boyunca aşınmış ve doğaüstü şekiller almıştır.

Homeros’un destanlarında da Siren Kayalıkları’ndan söz edilmiştir:

“Ulu Tanrıça Kirke ne yapın yapın Tanrısal Sirenler'den sakının dedi bana. Büyüleyen seslerinden çiçekli çayırlarından sakının. Sen dinle o sesi. Ama bağlasınlar ayakta seni kollarından bacaklarından orta direğe. Böyle dedim ve uyardım arkadaşlarımı. Bu ara gemimiz Sirenler'in adasına varmıştı bile. Çünkü itici bir rüzgâr esiyordu arkamızdan. Derken rüzgâr düştü deniz oldu çarşaf gibi. Bir tanrı bütün dalgaları dindirmişti. Yoldaşlarım kalkıp geminin yelkenlerini topladılar sonra da kürekleriyle döve döve köpürttüler denizi. O zaman ben tunç kılıcımla mum peteğini parçaladım ufak ufak ezdim güçlü ellerimle mumu. Sürdüm arkadaşlarımın kulaklarına. Duymaz oldular artık sirenleri. Onlar da bağladılar kollarımdan bacaklarımdan orta direğe beni. Sonra vurdular kürekleriyle kırçıl denize durmadan. Bir sıvışsak göz açıp kapayıncaya kadar şuradan dedik. Ama gözlerinden kaçmadı yakından geçen gemi Sirenlerin. Çınlayan sesleriyle hemen başladılar ezgiye: Gel buraya dillere destan Odysseus Akhalar'ın şanı şerefi. Durdur gemini duy bizim sesimizi. Hiçbir zaman bir kara gemi buradan geçemedi durup dinlemeden ağzımdan çıkan tatlı ezgileri; dinlerler doya doya daha çok şey öğrenip öyle giderler biliriz biz engin Troia'da olup bitenleri... Güzelim sesleriyle onlar böyle diyorlardı ve dinlemek istiyordu benim gönlüm. Kaşlarımla işaret ettim arkadaşlarıma çözün dedim beni. Onlarsa ha bire kürek çekiyorlardı iki büklüm. Az sonra epey uzaklaşmıştık Sirenler'den artık duymaz olmuştuk seslerini...”


Homeros Mağaraları (Buca)


İzmir ili Buca ilçesinde Meles Çayı üzerinde bulunan Kızılçullu Su Kemerleri yakınında bulunan mağaralarda antik çağın ünlü ozanı Homeros’un şiirlerini yazdığı söylenmektedir.

Mağarada yeterli bir araştırma şimdiye kadar yapılmamıştır. Bu nedenle tarihlendirilmesi ve iç düzeni hakkında bilgi bulunmamaktadır.

Buca Belediyesi ile İzmir İl Kültür Müdürlüğü arasında yapılan protokol uyarınca burada bir araştırma yapılacaktır.


Mesire ve Dinlenme Yerleri


Orman Bölge Müdürlüğü İzmir Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Başmühendisliği'nin sorumluluğunda İzmir'de tam 20 adet orman içi dinlenme yeri vardır.

Bunların başında 70 hektarlık bir alana yayılmış olan Tanay Mesire Yerinde çadırlı kamp kamping alanları ve turistik tesisler bulunmaktadır. İzmir’e 75 km. uzaklıktaki Gümüldür’de de 2.000 kişi kapasiteli piknik alanları vardır.

İzmir Özdere sahil şeridinde 40 hektarlık alanda deniz kıyısında kurulan Kalemlik mesire yerinde her türlü dinlenme olanağı bulunmaktadır. Ayrıca Seferihisar yakınındaki Teos antik kent yakınındaki Akkum ve Ekmeksiz plajları bulunmaktadır.

İzmir’e 70 km. uzaklıktaki Claros (Denizpınarı) antik kentinin bulunduğu alanda da dinlenme ve mesire yeri vardır. Buca Belediyesi tarafından 140.000 m2’lik alanda kurulan Bucagöl İşletmeleri’nin ortasında 30.000 m2’lik suni bir göl ve çevresinde tiyatro piknik alanı gibi çeşitli tesisler yapılmıştır.


Bunların yanı sıra Kuşadası-Selçuk karayolunun 8. km.sinde bulunan Pamucak Seferihisar kıyısındaki 320 hektarlık Kargacık Bergama-Kozak karayolunun 17. km.sinde bulunan ve 10 hektarlık bir alandaki Çınarlı Urla Çeşmealtı’ndaki Güvendik Dinlenme Tesisleri Ödemiş Gölcük Yaylası’nda deniz seviyesinden 1.100 m. yükseklikteki Gölcük Ödemiş Bozdağ Yaylası’ndaki Mermeroluk Kemalpaşa Torbalı arasındaki Karabel İzmir-Manisa karayolunda Kızılçam ormanları içerisindeki Çiçekli Menemen-Manisa karayolunun 3. km.sindeki Menemen Çamlığı İzmir-Çeşme karayolu üzerindeki Uzunkuyu Yamanlar Dağı’ndaki Karagöl İzmir-Aydın karayolu üzerindeki Efeoğlu İzmir-Salihli karayolu üzerindeki Belkahve Aliağa Şelalesi İzmir ilinin diğer mesire ve dinlenme y
İzmir Kuş Cenneti (Çiğli)


İzmir ili Çiğli ilçesine 10 km. uzaklıkta Ege Denizi kenarında İzmir Körfezi'nin kuzeyinde bulunan Gediz Nehri Deltası'nın bir bölümü üzerindeki Tekel Çamaltı Tuzlası’nın bulunduğu 8.000 hektarlık alan 1982 yılında Su Kuşları Koruma ve Üretme Sahası olarak tescil edilmiştir. Bunun yanı sıra bu alanın sahip olduğu doğaldoğal ve arkeolojik sit alanı Yaban Hayatı Koruma Sahası ve Uluslar arası Koruma Statüsü olan RAMSAR alanı olarak ilan edilmiştir.

Bu alanda Anadolu’daki 450 kuş türünden 220’sinin varlığı tespit edilmiştir. Bu türlerden 59’u burada kuluçkaya yatmaktadır. Burada kuluçkaya yatan kuş türleri arasında Flamingo Tepeli Pelikan Leylek Küçük kerkenez Suna Angıt Deniz Saksağanı Kılıçgaga Deniz Kırlangıcı Gümüşü Martı Uzunbacak Tepeli Tarlakuşu Arıkuşu Kuyrukkakan ve Çulhakuşu bulunmaktadır. Ayrıca Tepeli Pelikan Küçük Karabatak ve Küçük kerkenez gibi dünyada soyları azalan kuş türleri de bulunmaktadır.


Bunların yanı sıra bu alanda tatlı su ve deniz balıkları üç tür kurbağa beş tür yılan beş tür kerkenezin yanı sıra Yabandomuzu Tilki Çakal Tavşan Sansar Porsuk Gelincik Kirpi ve Sazlık Kedisi de yaşamaktadır. Kuş Cennetinde ziyaretçi merkezi kuş gözlem kuleleri dürbün ve gezi bisikleti bulunmaktadır.

Saha içerisindeki Çamaltı Tuzlası yıllık 600 bin tonu bulan kapasitesi ile Türkiye'nin tuz ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamaktadır.
:)
 
Geri
Top