• Merhaba Ziyaretçi.
    "Minimalist Fotoğraflar" konulu yarışmamız başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de yarışmada görmek istiyoruz...

Türkçe'deki çiçek ve renk adları (Sırrı ER)

Assassin

Üye
Bir dilin gücü edebiyatı ile ölçülür.
Ve çiçek adlarını bilmeyenlerin öykü dahi yazamayacağı söylenir.
O halde buyurun Türkçe'ye renk katan çiçek ve renklerin doğru adlarını öğrenmeye...

ÇİÇEK VE RENK ADLARINA DAİR
Şu söz yanılmıyorsam Sait Faik'e aittir.
"Çiçek ve ba*lık adlarını bilmeyen hikâye yazamaz.
" Bu çok doğru sözdeki "çiçek" kavramı "bitki" olarak genişletilip renk adlan da İlâve edilirse,
bence daha kavrayıcı bir prensip elde edilmiş olur.
Kırsal bölgelerden şehirlere doğru gittikçe hızlanan göç
ve buna paralel olarak yaşanan şehirleşme,
toprakla aramızdaki ilişkileri iyiden iyiye bozdu.
Çocuklar bir tutam yeşilliğe ve "bir avuç gökyüzü"ne hasret,
daracık apartman dairelerinde şuuruna varamadıkları bir kâbus yaşıyorlar.
Ne bitkileri tanıyorlar, ne böcekleri, ne kuşları, ne de birkaçı dışında diğer hayvanları.
Bırakın kırlarda yetişen binlerce bitki çeşidinin adlarım,
bir anket yapılsa, bir çırpıda beş-on çiçek adı sayan kaç kişi çıkar merak ediyorum.
Elbette bu olumsuz gelişmede Türkçe'deki daralmanın ve fakirleşmenin payı da büyüktür.
Hadi itiraf edelim; artık çocuklarımız ana dillerini de öğrenemiyorlar.
Konuştukları, Türkçe'nin karikatüründen başka bir şey değil.
Bana öyle geliyor ki, bitki, böcek, kuş ve renk adları,
dillerin gizli hazineleridir; onlara bakarak bir halkın hayal gücü,
tabiatla ilişki biçimi dünya görüşü ve realite kavranışı hakkında açık seçik fikirler edinilebilir.
İnanmazsanız, Turhan Baytop'un Türkçe Bitki Adları Sözlüğü'nü açıp bakın.
Türkiye'de yetişen bitkiler, Türkçe bitki adlan ve bitkiler etrafında oluşan
kültür hakkmda önemli araştırmaları olan Baytop Hoca,
1994 yılında Türk Dil Kurumu Yayınlan arasında çıkan (yeni baskılarının
yapılıp yapılmadığı bilmiyorum) bu nefis sözlükte büyük bir boşluğu doldurmuştur.

Türkçe bitki adlan başlığına bir âlem; çok zekice hattâ muzipçe olanları var.
Turhan Baytop'un sözlüğünü gözden geçirirken, önce hafızamda yer etmiş,
benim için hâtıra değeri taşıyan bitkilerin adlarını aramış ve hepsini de bulmuştum.
Bana Özel bir dünyayı bir duyum biçimini ve bir nağmeyi veren
Evelik, Yemlik ve Madımak bitkilerinin Lâtince adlarını öğrenince
bir tuhaf olduğumu söylesem inanır mısınız?
Sanki bu üçlü birden benim dünyamın malı olmaktan çıkmışa Mayhoş tadını
hâlâ damağımda hissettiğim Kuzukulağı meğerse Evelik otunun da dahil olduğu
rumex alt cinsine bağlı bir otmuş;
bazı bölgelerde Ekşimenek, Ekşimik, Ekşimcik ve Ekşincik de deniliyormuş.
Aynı aileye mensup birçok otun genel adı Lâbada imiş.
Bahar müjdecileri olan Nevruz çiçeğini, Çiğdemi ve Kardeleni unutmadım;
çocukluğumda, Zara'da bahara doğru bu çiçeklerden toplamak için
kırlara çıktığımızı iyi hatırlıyorum. Çok zaman ellerimiz boş dönerdik;
çocuklar bunlan, Nevruz ve Çiğdem'i iştahla yerlerdi.
Nevruz toplamanın, bazı zamanlardan kalma bir çeşit tören olduğunu biliyor muydunuz?
Baytop Hoca'nın sözlüğüne göre, Nevruz (navruz) Hermodactyloides Spach
ve Scorpiris Spach alt cinslerine bağlı İris türlerine verilen genel isim.
Kazakistan'da Bayeşek, Kırgızistan'da Bayçeçek, Özbekistan'da ise
Baharkız adlanyla bilinen Nevruz çiçeği, Türk dünyasında diriliğin,
tazeliğin, yenilenmenin, gençliğin, bekâretin, saflığın, masumiyetin
ve temizliğin sembolü imiş,
Kırgızistan'da bunun için evlenmemiş genç kızların küpe, kolye gibi takılarında
ve gelin başlıklannda tek motif olarak yer alıyormuş.
Lâtince adı Crosus olan Çiğdem'e gelince; karlar erimeye başlar başlamaz
açan bu aceleci çiçek bahamı müjdecileri sayılır.
Orta Anadolu'da bahar başlangıcında oynanan "Çiğdem Eğlencesi" adlı
bir de çocuk oyunu vardır.
Ellerinde sivri sopalarla tepelere tırmanıp çiğdem toplayan çocuklar,
bunları iğne yahut karaçalı da*lına asarak sokak sokak, ev ev dolaşır
ve bir tekerleme tutturarak bahann gelişini müjdelerler.

Tekerlemedeki Türkçe'nin güzelliğine bakınız:
Çiğdem çiğdem çiçecik / Ali Baba gökçecik / Çiğdem geldi kapıya /
Yağ çıkarın yapıya / Yağ olmazsa bal olsun / Oğlum, uşağın sağ olsun
Topraktan başını uzatır uzatmaz, koyun ve keçi gibi hayvanlar tarafından
yenildiği için beyaz çiğdeme halk arasında Öksüzoğlan da denir.
Aynı çiçek Bektaşîlikle Ehlibeytin sembollerinden biridir.
Ve nefis bir halk tür*küsünde Çiğdem ve Nevruz şöyle dile gelirler.
Çiğdem der ki ben elayım / Yiğit başına belâyım / He-pisinden ben alayım /
Benden âlâ çiçek var mı / Al baharlı mavi dağlar / Yarim gurbet elde ağlar
Nevruz der ki ben nazlıyım / Sarp kayalarda gizliyim / Mavi donlu göz gözlüyüm /
Benden âlâ çiçek var mı / Al baharlı mavi dağlar / Yârim gurbet elde ağlar

Lâtince adı Papaver olan "Gelincik"! etimolojik açıdan ele alıp inceleyen
rahmetli Ali Fehmi Karamanlıoğlu, bu kelimenin Türkçe'nin en eski
kelimelerinden biri olan ve Göktürk kitabelerinde geçen "gelin" kelimesine
küçültme ve sevgi ifade eden -cik ekinin ilâvesiyle meydana geldiğini söylüyor.
Kısacası halk dağ lâlesini küçük bir geline benzeterek adlandırmıştır.
Türk töresinde gelinlik rengi beyaz değildir, kırmızıdır.
Baytop Hoca'nm sözlüğüne göre, gelinli adları taşıyan başka çiçekler de var; Gelinfeneri,
Gelingöbeği (Kara Hindiba), Gelin Gülü (Çuha Çiçeği),
Gelinküpesi (Tavan Ki*razı), Gelinparmağı, Gelinsaçı, Gelinteli vb.

Baytop Hoca'nın sözlüğünde çocukluğumun sonbaharında iplere dizilmiş
o sarı-kırmızı-yeşil alıçları, karamukları, böğürtlenleri birer tutam kopanp
birbirimizi daladığımız ısırgan otlarını da aradım.
Birçoğunun ne çok eşanlamlısı varmış.
Meselâ alıcın eşanlamlılar Geyik Dikeni, Haliç, Havuç, Kızlar Yemişi, Yemişen, Yemişken vb.
Çeşitli bölgelerde ısırgana verilen adlar da ilgi çekici; Ağdalak, Cuncar,
Cizlagan, Cincar, Dakırdalak, Dalağan, Dalayan Diken.

Bir de "gül"ü merak ettim; yabanî gülün Asker Gülü, İt Gülü, Köpük Gülü gibi adlan varmış.
Eskilerin "gül-i sadberg" dedikleri gülün Türkçe adlan da hoş:
Hokka Gülü, Katkan Gülü, Okka Gülü;
Lâtince adı Rosa Hemisphaerica olan bir gül çeşidine Sivas çevresinde
Kadıngöbeği deniliyormuş.
Ancak halkımızın gül adını çok sevdiği anlaşılıyor.
Güllü birkaç bitki adı zikretmekle yetiniyorum;
Gülburnu, Gül Elması (Yabani Gül), Gülfatma, Gülgülüm, Güllügöndürme,
Gülgülü (Hatmi, Boynuzlu Gelincik), Güllük (Eğrelti).

Türkçe renk adları da bitki adları gibi gitgide unutuluyor.
Son zamanlarda yavruağızı, hâki, tirşe, ebruli gibi renk adlarını kullanan
birine rastladınız mı?
Prof. Dr. Beynun Akyavaş bir yazısında şikâyet ediyordu:
"Kırmızının bir tonuna siklamen, yeşilin bir çeşidine petrol,
sarının portakal rengine çalanına da oranj diyoruz.
'Rubi'lerimiz, ' turkuvaz 'tarımız, 'lilâ'larımız da var.
Erbabı, onları yâkutî firuze ve leylâk rengi olduğunu anlıyor.
Siklamen de, petrol de, oranj da, rubi turkuvaz, tilâ da Fransızca; öz Türkçe değil.
Tunuslu bir dost la konuşuyordum.
Narenc'i Arapça'da hangi mânâda kullanıyorsunuz dedim.
Narenc, 'greyfurt'tur dedi. Portakala bortugal derlermiş.
Demek ki Fransızlara bir narenc vermiş, Portekiz'i almışsınız dedim.
Bilindiği üzere, ‘Portügal', Fransızca Portekiz'dir ve evvelâ 'Çin Elması'
denilen portakalı Çin'den alıp Avrupa'ya getirenler de Portekizlilerdir.
Portügal; Arapça portugal, Türçe portakal olmuş."

Aslında diller buzdağları gibidirler; suyun altındaki büyük kısmı keşfetmeye
başladığınız zaman o dile nü*fuz edebilir, şâir, yazar veya düşünür olabilirsiniz.
Turhan Baytop Hoca, derin sulara dalarak buzdağından küçük bir parçayı
su yüzüne çıkarmış. Orada kim bilir daha ne hazineler yatıyor.

Türkçe'nin dalgıçları haydi iş başına!

Meraklıları için Türkçe çiçek ve renk adlarından iki küçük liste.

ÇİÇEK ADLARI
Ana Kokusu: Sarı Şebboy
Anasına Babasına Pay Ve*ren: Aslanağzı
Ateş Çiçeği
Avize Fidanı
Ay çiçeği
Ayı Pençesi

Babunec: Papatya
Ballıbaba
Benefşe: Menekşe
Boru Çiçeği
Boyaçiçeği
Buhurumeryem

Cemali Güzel
Ciğerci Sığırı
Civan Perçemi

Çadır Perçemi
Çadır Çiçeği ,
Çakal Nergisi
Çalba
Çarkıfelek
Çıngırak otu
Çiğdem
Çobanyastığı
Çuha çiçeği

Dağçayı
Dağsümbülü
Deligül: Menekşe Gülü
Devedikeni
Devetabanı
Dönbaba

Ebegümeci
Eğreltiotu
Erguvan
Eşek Lâlesi
Eşek Dikeni
Fesleğen
Fırıldık Çiçeği: Çarkıfelek
Firuze Çiçeği
Fulya

Gardenya
Gâvur Gülü
Gecesefası
Gelincik
Geven
Guğu Çiçeği: Hüsnüyusuf
Gül
Güldefne
Galhatmi
Gülibrişim
Gündündü: Ayçiçeği
Günebakan: Ayçiçeği
Günüş Gülü

Hanım Düğmesi
Hanım Sallandı
Hanımeli
Haseki Küpesi
Haşhaş Çiçeği
Hatmi
Helyotrop
Hercai Menekşe
Hezaren
Horoz ibiği
Hüsnüyusuf

Itır Çiçeği
Itrişahi
İnci Çiçeği
Kadife Çiçeği
Kahkaha Çiçeği
Kamelya
Kan Damlası
Kandil Çiçeği: Civan Perçemi
Karagözlüm
Karanfil
Kartopu
Kasımpatı
Kaynanadili
Keşişbaşı
Kevke
Kına çiçeği
Kirli Hanım
Koçuk
Korunga
Kuşkonmaz
Küpe Çiçeği
Küsme Çiçeği: Mimoza
Küstüm Çiçeği: Küsme Çiçeği

Laden Ağacı
Lâle
Lâle-i Nu'man: Gelincik
Lâtin Çiçeği
Leylâk
Lisan-i Sevir

Mahmur Çiçeği: Çiğdem
Manisa Lâlesi
Manolya
Menekşe
Menekşe Gülü
Menevşe: Menekşe
Meryamana Eli: Buhuru*meryem
Meryemana Kandili: Buhu*rumeryem
Meyan Mimoza
Mine çiçeği
Mor Salkım
Mümüdük
Müşgülüm

Nergis
Nevruz Çiçeği
Nilüfer

Orman Gülü
Ortanca
Öksüzoğlan: Beyaz Çiğdem
Öküz Dili: Lisan-ı Sevir

Papatya
Patlak Çiçeği
Piyan
Reyhan

Sabun Çiçeği
Saffetiderûn
Saksı çiçeği
Saray Çiçeği: Hezaren
Saray patı
Sardunya
Sarmaşık
Semen:Yasemin
Sığırdili: Lisan-ı Sevir
Sığırkuyruğu
Sim
Susen
Sünbül

Şakayık
Şakayık-ı Numan: Gelin*cik
Şebboy

Terslâle
Toprak Kabul Etmez
Turna Gagası: Dönbaba

Üçgül

Vapurdumanı

Yaban Gülü: Nesrin
Yanardöner
Yasemin
Yer Somunu
Yılan Yastığı
Yıldız Çiçeği
Yüksükotu

Zambak
Zerrin: Fulya
Zerrinkadeh: Nergis
Zeymuran
Zülfüarus

RENK ADLARI

Al
Altınsarısı
Aşı
Ateşi

Barutî
Beyaz
Boz

Camgöbeği
Çividi

Devetüyü
Ebruli
Eflâtun
Erguvan

Fıstıkî
Fildişi
Firuze
Fulya Sarısı

Gelincik Kırmızısı
Gökmavisi
Gülkurusu
Gülpenbesi
Gümüşî

Hacıyeşili
Haki
Kahverengi
Kara
Kavuniçi
Kestane
Kızıl
Kimyonî
Kiraz
Kuzgunî
Küfyeşili
Külrengi

Lacivert
Leylâk
Limonküfü .
Limonî

Mavi
Menekşe
Mor

Narçiçeği
Nefti

Örteksayı

Patlıcanî
Pembe

Samansarısı
San
Siyah

Şarabî

Tarçınî
Tirşe
Turuncu

Vişne

Yakut
Yavruağzı
Yeşil
Zeytinyeşili
Zifirî
Zümridî
 
Geri
Top