Türkiyede Turist Rehberliğinin Gelişimi
18. yüzyıldan itibaren önce askeri, sonra da ekonomik gücünü kaybetmeye baslayan Osmanlı Devleti, artık Batı etkisine girmeye baslamıstır. Tanzimat Fermanının 1839da ilanıyla birlikte Avrupa ile iliskiler artmıs, İstanbula gelen yabancı sayısında da artıs olmustur. Bu hareketlilik bir süre sonra İstanbulda bir meslek grubunun ortaya çıkmasına yol açmıstır. Hem tercümanlık, hem de rehberlik yapmaya çalısan ilk rehber tipi, azınlıkların içerisinden çıkmıstır. Tercüman-rehberlik mesleginin bu dönemde özellikle Fenerli Rumlar tarafından yapıldıgı görülmektedir. Yabancı dillere olan yatkınlıkları, Musevilerin de bu meslege ilgilerinin artmasına neden olmustur. Müslüman-Türk nüfus uzun süre bu meslek dalının dısında kalmıstır. 1890 yılında Seyyahine Tercümanlık Edenler Hakkında 190 Sayılı Nizamname yayınlanmıstır. Nizamnamenin aslı ve Türkçelestirilmis hali Ek 1.1de verilmistir. Tercüman rehberleri bir tüzüge baglayan bu nizamnamenin yürütülmesinde o zamanın İçisleri Bakanlıgı ve belediyelere görev verilmisti. Ayrıca bu nizamname, tercüman rehber meslegine girmis ve gireceklerin tam bir disiplin altına alınmasını öngörmekte ve meslegin uygulaması sırasında gerekli iyi niyet ve ahlak kurallarını önde tutarak iyi bir Türkçe ile birlikte yabancı dil bilgisinin de yeterli olup olmadıgının sınavla tespitini öngörmekteydi. Nizamnameden anlasılacagı gibi Osmanlı döneminde rehberlik bir meslek olarak tanınmamakta, yabancı konukları gezdiren kisilerin onlara yalnızca çevirmenlik yaptıkları düsünülmektedir. Belki de bunun nedeni rehberligin bugünkü yol göstericilik, bilgi aktarımı ve tanıtım fonksiyonlarının henüz gelismemis ya da ilgililerce kavranmamıs olmasıdır. Osmanlı Hükümeti bu nizamnameyi yürürlüge koydu ancak uygulanması ile hemen hemen hiç ilgilenilmedi. Ülke ve halk aleyhine yapılan propagandalara engel olacak kontroller bile yapılmadı.
1914 yılında Birinci Dünya Savasının çıkması ile tercüman - rehberlik meslegi, yeni Türkiye Cumhuriyeti kuruluncaya kadar tamamen denetimsiz kalmıstır. Ancak savas sıralarında İngiliz Kemal olarak bilinen Türk casusu Esat Tomruk, Kıbrıslı Hayri Bey ve daha pek çok vatansever aydınlar, kolej ögrencileri, yabancı dil bilen emekli subaylardan olusan kadın ve erkek gönüllü rehberlerin, gerektiginde yabancılara amatörce tercüman rehberlik hizmetleri verdiklerini görüyoruz. 1923 yılında kurulan ve günümüzdeki adı
Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu olan Türk Seyyatin Cemiyeti bugünkü anlamda olmasa bile, tercüman rehber yetistirmede önemli bir rol oynamıstır. Yabancı uyrukluların ve azınlıkların tekelinde olan bu meslege Türk gençlerini yönlendirme basarısını saglamıstır.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin kurulmasından iki yıl sonra, 8 Kasım 1925 tarih ve 2730 sayılı Ecnebi Seyyahlara Tercümanlık ve Rehberlik Edecekler Hakkında Kararname bu meslegi sıkı bir disiplin altına almıstır.36 Kararnamenin aslı ve Türkçelestirilmis hali Ek 1.2te verilmistir. Ancak yine eskiden oldugu gibi belediyeler bu isi gerektigince önemsememistir. Bazı belediyelerde görülmüstür ki, tercüman rehber olmak için vesika almak bir formalitenin tamamlanmasından öteye geçmemistir. Çevirmen rehberlik konusunda ilk kez 1929 yılında İstanbul İli İktisat Müdürlügü tarafından bir kurs düzenlenmistir. Bu kurstan elliye yakın tercüman rehber mezun olmustur. Bu kurs ile birlikte çevirmen rehberlik bir meslek dalı olarak ele alınmaya baslanmıs ve 1930 yılından itibaren rehberlerin vergilendirilmeleri yoluna gidilmistir. Daha sonraları 1935 yılında tekrar Tercüman Rehber Kursu açılmasına gerek duyulmus ve bu kez 53 kisi bu kurstan mezun olmustur. Böylece tercüman - rehberlik meslegi daha yerlesik bir konuma girmistir. 1955 - 1960 yılları arasında yine çesitli ögrenci derneklerinin destegi ile açılan ve İstanbul Belediyesi ile Basın Yayın İstanbul İl Müdürlügü tarafından gerçeklestirilen iki ayrı kurstan 128 ögrenci mezun olmus ve çesitli dillerde tercüman rehberlik yapma hakkını kazanmıslardır. İlk kez 3 Eylül 1971de 13495 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüge giren Tercüman Rehber Kursları ve Tercüman Rehber Yönetmeligi ile günün sartlarına uygun bir biçimde konuya belli sartlar getirilmistir.
Çesitli yıllarda yapılan degisiklikler sonucunda bugün de geçeri olan, 2 Temmuz 1986 tarihli ve 19152 sayılı Profesyonel Turist Rehberligi Yönetmeligi resmi gazetede yayımlanmıstır. Yönetmelikte son olarak 25.11.2005 tarihinde degisiklik yapılmıstır. Bu degisiklikle; 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak çalısan ve rehberlik kimlik kartı bulunan rehberler, bu görevlerinden ilisiklerini kesmeden rehberlik meslegini icra edemezler. Memuriyetle iliskilerini kestiklerini belgelemeyenlerin vizeleri yapılmaz. Ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak çalısanların, bu durumlarını gizlediklerinin ve vize yaptırdıklarının tespit edilmesi halinde bu kisiler hakkında gerekli islemler yapılmak üzere kurumlarına bildirilir. maddesi ile Fiilen yirmi yıl rehberlik yapmıs olan rehberlere rehberlik onur kartı verilir. Rehberlik onur kartı alanlar çalısmak istediklerinde, her yıl saglık raporu ve üç ay içinde alınmıs sabıka belgelerini vize süresi içinde baglı bulundukları il müdürlüklerine ibraz etmeleri halinde hizmetiçi egitim ve vizeden muaftırlar.
Bunların durumu il müdürlügünce Bakanlıga bildirilir. maddesi eklenerek bugünkü halini almıstır. 25.11.2005 tarihinde resmi gazetede yayınlanan ve su anda yürürlükte olan Profesyonel Turist Rehberligi Yönetmeligi Ek 1.3te verilmistir. Yukarıda görüldügü üzere çok sık degisen yönetmeliklerde amaç, bu meslegi icra eden kisileri daha iyi yetistirebilmektir. Ayrıca amaçlara uygun hareket etmeyen rehberler için de caydırıcı maddeler ve cezalar getirilmistir. Bunun yanı sıra yabancı uyrukluların yurdumuzda rehberlik yapmaları yasaklanmıs, seyahat acentalarının belgesiz rehber çalıstırmaları önlenmistir. Özellikle bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlıgı onayı ile Turist Rehberleri Birligi (TUREB) Denetleme Komisyonu tarafından kaçak rehberlik hususunda denetimler yapılmakta ve gerekli islemlerin yapılması için bu kisiler İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri ile Kültür ve Turizm Bakanlıgına bildirilmektedir. Ancak bu denetimlerin de yetersiz kaldıgı bir gerçektir.
18. yüzyıldan itibaren önce askeri, sonra da ekonomik gücünü kaybetmeye baslayan Osmanlı Devleti, artık Batı etkisine girmeye baslamıstır. Tanzimat Fermanının 1839da ilanıyla birlikte Avrupa ile iliskiler artmıs, İstanbula gelen yabancı sayısında da artıs olmustur. Bu hareketlilik bir süre sonra İstanbulda bir meslek grubunun ortaya çıkmasına yol açmıstır. Hem tercümanlık, hem de rehberlik yapmaya çalısan ilk rehber tipi, azınlıkların içerisinden çıkmıstır. Tercüman-rehberlik mesleginin bu dönemde özellikle Fenerli Rumlar tarafından yapıldıgı görülmektedir. Yabancı dillere olan yatkınlıkları, Musevilerin de bu meslege ilgilerinin artmasına neden olmustur. Müslüman-Türk nüfus uzun süre bu meslek dalının dısında kalmıstır. 1890 yılında Seyyahine Tercümanlık Edenler Hakkında 190 Sayılı Nizamname yayınlanmıstır. Nizamnamenin aslı ve Türkçelestirilmis hali Ek 1.1de verilmistir. Tercüman rehberleri bir tüzüge baglayan bu nizamnamenin yürütülmesinde o zamanın İçisleri Bakanlıgı ve belediyelere görev verilmisti. Ayrıca bu nizamname, tercüman rehber meslegine girmis ve gireceklerin tam bir disiplin altına alınmasını öngörmekte ve meslegin uygulaması sırasında gerekli iyi niyet ve ahlak kurallarını önde tutarak iyi bir Türkçe ile birlikte yabancı dil bilgisinin de yeterli olup olmadıgının sınavla tespitini öngörmekteydi. Nizamnameden anlasılacagı gibi Osmanlı döneminde rehberlik bir meslek olarak tanınmamakta, yabancı konukları gezdiren kisilerin onlara yalnızca çevirmenlik yaptıkları düsünülmektedir. Belki de bunun nedeni rehberligin bugünkü yol göstericilik, bilgi aktarımı ve tanıtım fonksiyonlarının henüz gelismemis ya da ilgililerce kavranmamıs olmasıdır. Osmanlı Hükümeti bu nizamnameyi yürürlüge koydu ancak uygulanması ile hemen hemen hiç ilgilenilmedi. Ülke ve halk aleyhine yapılan propagandalara engel olacak kontroller bile yapılmadı.
1914 yılında Birinci Dünya Savasının çıkması ile tercüman - rehberlik meslegi, yeni Türkiye Cumhuriyeti kuruluncaya kadar tamamen denetimsiz kalmıstır. Ancak savas sıralarında İngiliz Kemal olarak bilinen Türk casusu Esat Tomruk, Kıbrıslı Hayri Bey ve daha pek çok vatansever aydınlar, kolej ögrencileri, yabancı dil bilen emekli subaylardan olusan kadın ve erkek gönüllü rehberlerin, gerektiginde yabancılara amatörce tercüman rehberlik hizmetleri verdiklerini görüyoruz. 1923 yılında kurulan ve günümüzdeki adı
Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu olan Türk Seyyatin Cemiyeti bugünkü anlamda olmasa bile, tercüman rehber yetistirmede önemli bir rol oynamıstır. Yabancı uyrukluların ve azınlıkların tekelinde olan bu meslege Türk gençlerini yönlendirme basarısını saglamıstır.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin kurulmasından iki yıl sonra, 8 Kasım 1925 tarih ve 2730 sayılı Ecnebi Seyyahlara Tercümanlık ve Rehberlik Edecekler Hakkında Kararname bu meslegi sıkı bir disiplin altına almıstır.36 Kararnamenin aslı ve Türkçelestirilmis hali Ek 1.2te verilmistir. Ancak yine eskiden oldugu gibi belediyeler bu isi gerektigince önemsememistir. Bazı belediyelerde görülmüstür ki, tercüman rehber olmak için vesika almak bir formalitenin tamamlanmasından öteye geçmemistir. Çevirmen rehberlik konusunda ilk kez 1929 yılında İstanbul İli İktisat Müdürlügü tarafından bir kurs düzenlenmistir. Bu kurstan elliye yakın tercüman rehber mezun olmustur. Bu kurs ile birlikte çevirmen rehberlik bir meslek dalı olarak ele alınmaya baslanmıs ve 1930 yılından itibaren rehberlerin vergilendirilmeleri yoluna gidilmistir. Daha sonraları 1935 yılında tekrar Tercüman Rehber Kursu açılmasına gerek duyulmus ve bu kez 53 kisi bu kurstan mezun olmustur. Böylece tercüman - rehberlik meslegi daha yerlesik bir konuma girmistir. 1955 - 1960 yılları arasında yine çesitli ögrenci derneklerinin destegi ile açılan ve İstanbul Belediyesi ile Basın Yayın İstanbul İl Müdürlügü tarafından gerçeklestirilen iki ayrı kurstan 128 ögrenci mezun olmus ve çesitli dillerde tercüman rehberlik yapma hakkını kazanmıslardır. İlk kez 3 Eylül 1971de 13495 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüge giren Tercüman Rehber Kursları ve Tercüman Rehber Yönetmeligi ile günün sartlarına uygun bir biçimde konuya belli sartlar getirilmistir.
Çesitli yıllarda yapılan degisiklikler sonucunda bugün de geçeri olan, 2 Temmuz 1986 tarihli ve 19152 sayılı Profesyonel Turist Rehberligi Yönetmeligi resmi gazetede yayımlanmıstır. Yönetmelikte son olarak 25.11.2005 tarihinde degisiklik yapılmıstır. Bu degisiklikle; 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak çalısan ve rehberlik kimlik kartı bulunan rehberler, bu görevlerinden ilisiklerini kesmeden rehberlik meslegini icra edemezler. Memuriyetle iliskilerini kestiklerini belgelemeyenlerin vizeleri yapılmaz. Ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak çalısanların, bu durumlarını gizlediklerinin ve vize yaptırdıklarının tespit edilmesi halinde bu kisiler hakkında gerekli islemler yapılmak üzere kurumlarına bildirilir. maddesi ile Fiilen yirmi yıl rehberlik yapmıs olan rehberlere rehberlik onur kartı verilir. Rehberlik onur kartı alanlar çalısmak istediklerinde, her yıl saglık raporu ve üç ay içinde alınmıs sabıka belgelerini vize süresi içinde baglı bulundukları il müdürlüklerine ibraz etmeleri halinde hizmetiçi egitim ve vizeden muaftırlar.
Bunların durumu il müdürlügünce Bakanlıga bildirilir. maddesi eklenerek bugünkü halini almıstır. 25.11.2005 tarihinde resmi gazetede yayınlanan ve su anda yürürlükte olan Profesyonel Turist Rehberligi Yönetmeligi Ek 1.3te verilmistir. Yukarıda görüldügü üzere çok sık degisen yönetmeliklerde amaç, bu meslegi icra eden kisileri daha iyi yetistirebilmektir. Ayrıca amaçlara uygun hareket etmeyen rehberler için de caydırıcı maddeler ve cezalar getirilmistir. Bunun yanı sıra yabancı uyrukluların yurdumuzda rehberlik yapmaları yasaklanmıs, seyahat acentalarının belgesiz rehber çalıstırmaları önlenmistir. Özellikle bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlıgı onayı ile Turist Rehberleri Birligi (TUREB) Denetleme Komisyonu tarafından kaçak rehberlik hususunda denetimler yapılmakta ve gerekli islemlerin yapılması için bu kisiler İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri ile Kültür ve Turizm Bakanlıgına bildirilmektedir. Ancak bu denetimlerin de yetersiz kaldıgı bir gerçektir.