Kır düğünü son zamanlarda her genç kızın rüyası. Peki ama neden bizde orta halli bir kır düğünü filmlerde izlediğimiz düğünlerin tadını vermiyor? Neyi eksik yapıyoruz ya da olmayan ne? Sizler için araştırdık.
1. Kır düğünü emek ister
Kır düğünü emek ister. Her şeyiyle ilgilenmeli, hazırlıklara aylar öncesinden başlamalısınız. Konuk listesi, menü, oturma düzeni, örtü seçimi, pist düzenleme, düğün takı, servis takımları, vs. bir sürü şeyi bizzat ayarlamanız gerekir. Oysa salon düğününde parasını verip kuru pastanı yer limonatanı içersin.
2. Düğüne gelecek kişi sayısını kestirmenin güçlüğü
Bizde düğüne kaç kişinin geleceğini kestirmek olanaksızdır. Yabancı biri davetiyeye "lütfen cevap verin, kaç kişi geleceksiniz" gibi ibareler koyarken bizde bu yoktur. O sebeple 100 kişi diye planladığınız bir düğün bir anda 250 kişiye çıkabilir. 1000 kişi beklerken 50 kişiyle baş başa kalabilirsiniz. Davet ettiğiniz biri eş dost akraba komşu toplayıp 15 kişi ile ortaya çıkabilir. Haliyle gelen kişi sayısına göre düzenlenen kır düğünlerinde dev sıkıntılar ortaya çıkabilir.
3. Çocuğa tabak vermediler!
Kır düğününün doğası gereği açık hava insanı acıktırır. Siz baştan tabak usulü anlaştığınızdan dolayı masalara sayılı tabak dağıtılır. Ama 5 kişilik bir masada 5 de çocuk olunca sorun çıkmaya başlar. İlerleyen saatlerde yengenizin çocuğa tabak vermediler diye garson azarladığına şahit olabilirsiniz.
4. Takı töreni
Takı törenleri bizim düğünlerimizin olmazsa olmazı. Şimdilerde masalarda kese dolaştırılarak bu gelenek kırılmaya çalışılıyor ama mümkün değil kırılamaz. Kimin ne taktığını hesap edemeyen bir annenin gözüne uyku girmez. Hal böyle olunca, eltisinin ne taktığını illaki görmek isteyen anneniz düğünün en güzel saatlerini takı törenine kurban edecektir.
5. Salonun akustiğinin yerini hiçbir şey tutmaz
Tamam kır düğününde de orkestra olur, müzikler, şarkılar, halaylar olabilir. Ama düğün salonunun akustiğinin yarattığı o gaza getiren havayı kır düğününde bulmak mümkün değildir. Hal böyle olunca mahallenin delikanlılarının pisti halaya boğması ihtimali azalır, düğünün ihtişamı kaybolur.
6. Hısım akraba arkanızdan "bir salon bile tutamamışlar, bizi keçi gibi dağa bayıra getirdiler" der
Kaçınılmaz sondur. Her ne kadar salon düğününe harcayacağınız paranın on katını harcasanız bile. Akrabalarınızın salon düğünün yapmaya güçleri yetmemiş dedikodularının önünü alamazsınız. Bu negatif enerji düğünün bütününü kısa sürede ele geçirir. Amcanızın neden erken kalktığına bir türlü anlam veremezsiniz.
7. Düğün alanını bulmadaki sıkıntılar
Yurt dışında olduğu gibi bizim ülkemizde kişi başına 2 araç düşmüyor. Haliyle gelecek olan davetlilerin taşınması konusunda büyük sıkıntılar olabilir. Hatta koca bir otobüs dolusu insanın çıkışı kaçırıp düğün alanından 40 km uzağa gitmesi işten bile değildir.
8. Ankara'nın Bağları problemi...
Kır düğününü doğasında yatan ezgiler içerisinde Ankara'nın Bağları türküsü yoktur. Daha romantik, daha Napoliten şarkılar ile sürmesi gereken kır düğününde, ilk dansı "Fly me to the moon" ile yaptıktan sonra Ankara'nın Bağlarına geçmek bir hayli sıkıntılı bir süreçtir.
9. Kır düğünü doğasında romantizm barındırır
Uzun uzun öpüşmeler, gelini havada döndürmeler kır düğününü olmazsa olmazlarıdır ancak siz bunu denerseniz "akşama kadar sabredin be!" diye kavga çıkar.
10. Kız/Erkek tarafı bize güneş gelen yeri vermişler diye kavga çıkarır
Malum yaz, açık hava, gündüz vakti. Yer belirleme konusunda çaresiz kalacağınızın işareti gibidir. Çünkü oturdukları yere büyük ehemmiyet veren sülalenin ileri gelenleri, halalar, dayılar, amcalar, vs. bir süre sonra gözlerine güneş geldiği için kavga çıkarabilirler. Kız tarafını ya da erkek tarafını düğünü kafalarına göre organize etmekle suçlayıp ortalığı savaş alanına çevirebilirler.
11. Enişte "alttan" kola doldur!
Salon düğünlerinin vazgeçilmezi alttan doldurulan kola geleneği kır düğünün masalarında etkin bir şekilde hayata geçirilemez, haliyle enişte gerilir, gerildikçe nereye saldıracağını şaşırır.
12. Ama yine de açık havada gençler içmeye doyamaz...
Bir fırsatını illaki bulan gençler, arabaların aralarında, ağaç diplerinde kolalarını (!) içmeye devam ederler, açık havanın da verdiği etkiyle ucu kaçan bu eylem sonucunda bir süre sonra kavgalar, kusmalar alır başını gider.
13. Hayal edilen mekan, ortam, davetli kitlesi, vs. asla yaratılamaz
Kır düğünü için yola çıkarken herkesin aklında belli bir resim vardır. Hah işte o resmi unutun. Gerek bizdeki ortamlar ve gerekse de davetli kitlesi sebebiyle hayalinize ulaşmanız neredeyse imkansızdır.
14. Köyden gelen akrabalara konsepti kabul ettirmek bir hayli güçtür
Kır düğününde, muhtemelen köyden gelen akrabalarınızın hayatlarında ilk defa göreceği konseptler vardır. Dayınız, yengeniz bar taburesi üzerinde düğün seyretmekten hoşlanmayabilir.
15. Minimalist dizaynlar sıkıntı verici olabilir
Siz hayalinize yaklaştıkça akrabalarınız ile aranızdaki uçurum büyür...
Son olarak gelinen nokta
Her kır düğünü hayalinin gelip dayandığı nokta "akrabalara düğün yapalım, arkadaşlarla yemeğe gideriz" noktasıdır. Kaçarı yok!
1. Kır düğünü emek ister
Kır düğünü emek ister. Her şeyiyle ilgilenmeli, hazırlıklara aylar öncesinden başlamalısınız. Konuk listesi, menü, oturma düzeni, örtü seçimi, pist düzenleme, düğün takı, servis takımları, vs. bir sürü şeyi bizzat ayarlamanız gerekir. Oysa salon düğününde parasını verip kuru pastanı yer limonatanı içersin.
2. Düğüne gelecek kişi sayısını kestirmenin güçlüğü
Bizde düğüne kaç kişinin geleceğini kestirmek olanaksızdır. Yabancı biri davetiyeye "lütfen cevap verin, kaç kişi geleceksiniz" gibi ibareler koyarken bizde bu yoktur. O sebeple 100 kişi diye planladığınız bir düğün bir anda 250 kişiye çıkabilir. 1000 kişi beklerken 50 kişiyle baş başa kalabilirsiniz. Davet ettiğiniz biri eş dost akraba komşu toplayıp 15 kişi ile ortaya çıkabilir. Haliyle gelen kişi sayısına göre düzenlenen kır düğünlerinde dev sıkıntılar ortaya çıkabilir.
3. Çocuğa tabak vermediler!
Kır düğününün doğası gereği açık hava insanı acıktırır. Siz baştan tabak usulü anlaştığınızdan dolayı masalara sayılı tabak dağıtılır. Ama 5 kişilik bir masada 5 de çocuk olunca sorun çıkmaya başlar. İlerleyen saatlerde yengenizin çocuğa tabak vermediler diye garson azarladığına şahit olabilirsiniz.
4. Takı töreni
Takı törenleri bizim düğünlerimizin olmazsa olmazı. Şimdilerde masalarda kese dolaştırılarak bu gelenek kırılmaya çalışılıyor ama mümkün değil kırılamaz. Kimin ne taktığını hesap edemeyen bir annenin gözüne uyku girmez. Hal böyle olunca, eltisinin ne taktığını illaki görmek isteyen anneniz düğünün en güzel saatlerini takı törenine kurban edecektir.
5. Salonun akustiğinin yerini hiçbir şey tutmaz
Tamam kır düğününde de orkestra olur, müzikler, şarkılar, halaylar olabilir. Ama düğün salonunun akustiğinin yarattığı o gaza getiren havayı kır düğününde bulmak mümkün değildir. Hal böyle olunca mahallenin delikanlılarının pisti halaya boğması ihtimali azalır, düğünün ihtişamı kaybolur.
6. Hısım akraba arkanızdan "bir salon bile tutamamışlar, bizi keçi gibi dağa bayıra getirdiler" der
Kaçınılmaz sondur. Her ne kadar salon düğününe harcayacağınız paranın on katını harcasanız bile. Akrabalarınızın salon düğünün yapmaya güçleri yetmemiş dedikodularının önünü alamazsınız. Bu negatif enerji düğünün bütününü kısa sürede ele geçirir. Amcanızın neden erken kalktığına bir türlü anlam veremezsiniz.
7. Düğün alanını bulmadaki sıkıntılar
Yurt dışında olduğu gibi bizim ülkemizde kişi başına 2 araç düşmüyor. Haliyle gelecek olan davetlilerin taşınması konusunda büyük sıkıntılar olabilir. Hatta koca bir otobüs dolusu insanın çıkışı kaçırıp düğün alanından 40 km uzağa gitmesi işten bile değildir.
8. Ankara'nın Bağları problemi...
Kır düğününü doğasında yatan ezgiler içerisinde Ankara'nın Bağları türküsü yoktur. Daha romantik, daha Napoliten şarkılar ile sürmesi gereken kır düğününde, ilk dansı "Fly me to the moon" ile yaptıktan sonra Ankara'nın Bağlarına geçmek bir hayli sıkıntılı bir süreçtir.
9. Kır düğünü doğasında romantizm barındırır
Uzun uzun öpüşmeler, gelini havada döndürmeler kır düğününü olmazsa olmazlarıdır ancak siz bunu denerseniz "akşama kadar sabredin be!" diye kavga çıkar.
10. Kız/Erkek tarafı bize güneş gelen yeri vermişler diye kavga çıkarır
Malum yaz, açık hava, gündüz vakti. Yer belirleme konusunda çaresiz kalacağınızın işareti gibidir. Çünkü oturdukları yere büyük ehemmiyet veren sülalenin ileri gelenleri, halalar, dayılar, amcalar, vs. bir süre sonra gözlerine güneş geldiği için kavga çıkarabilirler. Kız tarafını ya da erkek tarafını düğünü kafalarına göre organize etmekle suçlayıp ortalığı savaş alanına çevirebilirler.
11. Enişte "alttan" kola doldur!
Salon düğünlerinin vazgeçilmezi alttan doldurulan kola geleneği kır düğünün masalarında etkin bir şekilde hayata geçirilemez, haliyle enişte gerilir, gerildikçe nereye saldıracağını şaşırır.
12. Ama yine de açık havada gençler içmeye doyamaz...
Bir fırsatını illaki bulan gençler, arabaların aralarında, ağaç diplerinde kolalarını (!) içmeye devam ederler, açık havanın da verdiği etkiyle ucu kaçan bu eylem sonucunda bir süre sonra kavgalar, kusmalar alır başını gider.
13. Hayal edilen mekan, ortam, davetli kitlesi, vs. asla yaratılamaz
Kır düğünü için yola çıkarken herkesin aklında belli bir resim vardır. Hah işte o resmi unutun. Gerek bizdeki ortamlar ve gerekse de davetli kitlesi sebebiyle hayalinize ulaşmanız neredeyse imkansızdır.
14. Köyden gelen akrabalara konsepti kabul ettirmek bir hayli güçtür
Kır düğününde, muhtemelen köyden gelen akrabalarınızın hayatlarında ilk defa göreceği konseptler vardır. Dayınız, yengeniz bar taburesi üzerinde düğün seyretmekten hoşlanmayabilir.
15. Minimalist dizaynlar sıkıntı verici olabilir
Siz hayalinize yaklaştıkça akrabalarınız ile aranızdaki uçurum büyür...
Son olarak gelinen nokta
Her kır düğünü hayalinin gelip dayandığı nokta "akrabalara düğün yapalım, arkadaşlarla yemeğe gideriz" noktasıdır. Kaçarı yok!
Son düzenleme: