• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

TÜRKİYE'nin TARİH ve KÜLTÜRÜ ansiklopedik bilgiler

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
discovery channel ansiklopedik atlas'tan alıntıladığım paragraflardır.

Antik çağda anadolu'ya pek çok medeniyetler hakim olmuştur. daha sonra Orta Asya Türkleri; 11. yüzyılda, kuraklık, toprağın nüfusu besleyememesi, otlakların yetersiz kalması, salgın hastalıklar, Moğollar ve Çinlilerin baskıları sonucunda, batıya doğru göç etmeye başladılar. oğuz türkleri ise bugün Türkiye olarak tanımladığımız topraklara göç ettiler. anadolu, iklimi ve geniş otlakları sayesinde Türklerin yaşantısına uygundu. yoğun bir nüfusa sahip olmaması ve güçlü bir askeri organzasyonun bulunmaması da, anadolunun seçiminde etkili oldu. Selçuklular anadoluya geldiğinde burada rumlar, ermeniler, süryaniler ve araplar vardı. ancak Bizans, Anadolu'nun tek hakimiydi. 1048'de Selçuklular ve Bizans arasında yapılan Pasinler savaşından sonra 1071'de Alparslan yönetimindeki Büyük Selçuklu devleti 'nin zaferiyle sonuşlanan Malazgirt Savaşı, Anadolu'nun kapılarını Türklere açtı ve hızlı bir Türkleşme süreci başladı. Türkmenler, büyük kitleler halinde Anadolu'ya gelmeye başladılar. Alparslan komutanlarına Anadolu'yu fethetmelerini emretti. Sonraki süreçte beylikler dönmeinde, Büyük Selçuklu Devleti zayıflaadı. siyasal birliğin saplanması gerekti. Anadolu Selçuklu Devleti kuruldu ve güçlendi.
1299 yılında Andolu Selçuklu devleti yıkılmak üzere iken, Osmanoğulları Beyliği Osmanlı Devleti'ni Bursa'da kurdu. kurucu osman beyden sonra orhan bey ve I.murat Bizans ile savaşarak sınırlarını genişlettiler. I.murat'ın oğlu yıldırım bayezid, 1402 yılında Moğollarla yapılan Ankara savaşında Timur'a yenildi ve öldü. ardından devlette taht kavgaları başladı. 11 yık süren fetret devrinden sonra I.mehmet birliği yeniden sağladı. ondan sonra tahta çıkan II.murat sınırları genişletti. Fatih sultan mehmet ile başlayan yükselme devri, kanuni sultan süleymanla devam etti. imparatorluk en geniş sınırlarına ulaştı. 1579 yılında başlayan duraklama devri, 1699 yılında yerini gerileme devrine bıraktı. büyük toprak kayıpları ve ekonomik çöküş yaşandı. 1792'de dağılma süreci başladı. çıkan isyanlari, kaybedilen savaşlar, başarısız politikalar imparatorluğu çöküş sürecine soktu. 1914 yılında başlayan, 1918 yılında biten I. Dünya savaşı sonucunda yaşanılan yenilgi ve arkasından imzalanan Sevr Antlaşması ile imparatorluk toprakları işgal edildi.

İmparatorluğu temsil eden İstanbul Hükümeti'nin imzaladığı antlaşmayı kabul etmeyen Mustafa Kemal ve arkadaşları Milli Mücadele'yi başlattı. ağır koşulların dayatıldığı, her şeyin bitti sanıldığı günlerde, bir halk direnişi örgütleniyordu. Milli egemenlik ve milli bağımsızlık fikri ilk defa bu dönemde ortaya atıldı. milli egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması yolunda çok yönlü mücadele başladı. Anadolu'da 1919 yılında Kurtuluş Savaşı başladı. 23 nisan 1920 tarihinde TBMM kuruldu. 30 ağustos 1922'de neticelenen Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Kurtuluş Savaşı sona erdi. 29 ekim 1923^te TBMM kararıyla yönetim şekli cumhuriyet olarak kabul eidldi. Mustafa Kemal Atatürk, yeni kurulan çağdaş Türk devletinin kurucu başkanı oldu. saltanat ve halifeliki kaldırıldı. siyaset, sosyal yaşam, eğitim, dil, hukuk , giyim, insdan ve kadın hakları, toplum, kültür, ekonomi gibi birçok konuda devrimler yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti; demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlandı.

sayfa 266
 
Türkiye Kültürü
Küreselleşme, hakim kültürü hayat tarzı olarak en küçük köylere kadar benimsetmekte, yerel kültür unsurlarını giderek silmektedir. TDK tarafından ''tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi degerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü'' olarak tanımlanan kültür; tarihi süreç içerisinde farklı medneiyetlerle buluşan, kaynaşan ve etkileşime giren anadoluda çok zenginleşmiştir. bugüne değpin bu topraklarda yaşayan bütün uygarlıkların ve halkların bu zenginliğe katkısı olmuştur. tarşh boyunca Türkler; göktürk, uygur, mani, brahmi, süryani, grek, ibrani, kiril, arap ve latin alfabelerini kullandılar. Türkiye'de 1928'den beri latin alfabesi, kullanılmaktadır. Türk dili zengin bir dil olamkla birlikte, son yüzyıldaki kültürel değişim ile beraber, batı dillerinden çok sayıda kelime almıştır. birçok yabancı kökenli kelime TDKtarafından Türkçeye çevrilmektedir. Halk edebiyatımız halk kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır. aşık edebiyatı, türkü, destan, efsane, şiir, mani, ağıt, masal, halk hikayesi, tekerleme fıkra, atasözü, bilmece deyimler, gibi sözlü geleneğe ait, kuşaktan kuşağa aktarılan anonim ürünler halk edebiyatımızın özünü oluşturur.

Müziğimiz, kültürel farklılıkları içinde barındırarak, zenginlik ve çeşitliliği ile ender görünen bir yapıdadır. şeh,ir ve saray çevresinde gelişen müzik bugünkü Türk Sanat Müziğinin temelini; halk arasında gelişen müzik ise Türk Halk Müziğinin dayanağını oluşturmuştur. halk müziğimiz, bölgesel özellikleri bakımından çeşitlilik ve farklılıklar göstermektedir. cumhuriyet döneminde köy türküleri üzerine yapılan araştırmalar yoğunlaşmış ve pek çoğu derlenerek korunmaya çalışılmıştır. klasik batı müziği ise, cumhuriyet devrimleri sonrasında gelişmiştir. mimaride dini yapılar anıt özelliiği gösterir. yakın çağa kadar mimar sinan, temel üslubu belirlemiştir. geleneksel sivil mimari, yörelere göre farklılıklar gösterir.
resim ve heykelde ise din etkisiyle gelişme olmamıştır. minyatür ve süsleme sanatları gelişmiştir. anadolu'da cam, ayna gibi yüzeylere boya ve renkli kağıtlarla yapılan çalışmalarda en çok görülen motif, şahmeran ve mitolojik motiflerdir. ayrıca at arabası gibi geleneksel taşıtların yanı sıra, kamyon gibi güncel taşıtlarda, süsleme amaçlı resimler çok yaygındır.

çini, hat, ebru, seramik, tezhip ve halıcılık da gelişmiştir.

halk danslarımız, maddi ve manevi kültür elemanları ile zengin bir yapıdadır. he ryörenin kendine özgü oyunları vardır.
gelseneksel çocuk oyunlarımız belli kuralları olan, bazen müzik ve araçlar eşliğinde, genellikle de grupla gerçekleştirilen oyunlardır. oyuncaklar ise doğal ve evsel malzemelerle, farklı yörelerde benzer tekniklerle üretilen objelerdir.
geleneksel gösteri sanatlarımız karagöz, kukla, orta oyunu, meddahlık, hokkabazlık, ve seyirlik oyunlardır. halk tiyatrosu veya geleneksel tiyatro olarak da adlandırılmaktadır. güldürü ve taklit özellikleri barındırır. yaşamı olduğu gibi yansıtan, konularını yaşamın içinden alan, doğaçlama oyunlardır.
halk sporlarımızın başınd ata sporumuz güreş, yağlı güreş, at yarışı, cirit, deve güreşi, horoz dövüşü, ve avcılık gelir.
Türk mutfağı, tarih boyunca orta asyadan gelen geleneksel Türk unsurların yanı sıra, orta doğui osmanlı, türk, kürt, arap, yunan, ermeni, batı avrupa ve iran topraklarının etkileşimi olarak tanımlanabilir.
 
Son düzenleme:
Geri
Top