İslamiyet’i kabul eden ilk Türk boyu Karluklar, İlk Türk devletçiği İtil Bulgarları, İlk Türk devleti ise Karahanlılardır.
Türklerdeki Göktanrı inancı Müslümanlıktaki Tevhit (tek ilah) kavramı ile benzer özellikler gösteriyordu. Türkler'de de olduğu gibi İslam'da da din adamları ayrıcalıklı bir sınıf teşkil etmiyordu. Tamu(cehemmen) ve Uçmağ (Cennet) kavramları İslam dininin Ahiret inancı ile bağdaşmaktaydı. Türklerdeki töreler Müslümanlıktaki Ahlak anlayışları ile benzerlikler göstermekteydi. Türkler'deki kurban ibadeti İslam dininde de mevcuttu. Şaman kültürü tasavvufu, Savaşçı karakterler Cihad anlayışı ile bütünleşiyordu. Her iki toplumda da dinsel hoşgörü mevcuttu. Eşitlik, temizlik, kadına verilen önem her iki inançta da birbirine benzerlikler gösteriyordu. İpek yolunun ticari işbirliği sağlaması da yakınlaşmayı sağlıyordu.
Türklerin askeri ve siyasal baskılarla karşılaşmadan İslamiyet’i seçmeleri, İslam dünyasına kolay uyum sağlamaları, başarılı görevler yaparak zamanla İslam dünyasının en aktif gücü olmalarını sağlamış, İslam kültür ve uygarlıklarının gelişerek yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur.
Hz. Ömer döneminde 642 yılındaki Nihavent savaşı sonrası İslam coğrafyası Türklere komşu olmuştu. Hz. Osman zamanında Kafkaslardaki Hazar Türkleri ile sınır çatışmaları meydana gelmişti. Emeviler döneminde Türgiş-Emevi mücadelesi ve Emevilerin milliyetçi politikaları yüzünden çıkan isyanlar ve 751 yılında Abbasilerin Talas Savaşında işbirliği ve hoş görülü politikaları Türklerin kitleler halinde Müslüman olmasını sağlamıştır.
Türklerdeki Göktanrı inancı Müslümanlıktaki Tevhit (tek ilah) kavramı ile benzer özellikler gösteriyordu. Türkler'de de olduğu gibi İslam'da da din adamları ayrıcalıklı bir sınıf teşkil etmiyordu. Tamu(cehemmen) ve Uçmağ (Cennet) kavramları İslam dininin Ahiret inancı ile bağdaşmaktaydı. Türklerdeki töreler Müslümanlıktaki Ahlak anlayışları ile benzerlikler göstermekteydi. Türkler'deki kurban ibadeti İslam dininde de mevcuttu. Şaman kültürü tasavvufu, Savaşçı karakterler Cihad anlayışı ile bütünleşiyordu. Her iki toplumda da dinsel hoşgörü mevcuttu. Eşitlik, temizlik, kadına verilen önem her iki inançta da birbirine benzerlikler gösteriyordu. İpek yolunun ticari işbirliği sağlaması da yakınlaşmayı sağlıyordu.
Türklerin askeri ve siyasal baskılarla karşılaşmadan İslamiyet’i seçmeleri, İslam dünyasına kolay uyum sağlamaları, başarılı görevler yaparak zamanla İslam dünyasının en aktif gücü olmalarını sağlamış, İslam kültür ve uygarlıklarının gelişerek yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur.
Hz. Ömer döneminde 642 yılındaki Nihavent savaşı sonrası İslam coğrafyası Türklere komşu olmuştu. Hz. Osman zamanında Kafkaslardaki Hazar Türkleri ile sınır çatışmaları meydana gelmişti. Emeviler döneminde Türgiş-Emevi mücadelesi ve Emevilerin milliyetçi politikaları yüzünden çıkan isyanlar ve 751 yılında Abbasilerin Talas Savaşında işbirliği ve hoş görülü politikaları Türklerin kitleler halinde Müslüman olmasını sağlamıştır.