Türk’ün Vatan Anlayışı

wien06

V.I.P
V.I.P
Vatan alelâde bir toprak parçası değildir. Uğrunda can verilmiş mal verilmiş sebil gibi kan akıtılmış bir taşına bile Mevlâmın kefil olduğu ecdat yadigârıdır. Onda Köroğlumun narası Karacaoğlanımın yaylası Alparslanımın namaz kıldığı ovası Sinanımın Selimiyesi Mehmedimin kanayan yaraya neşter vuran süngüsü adalet ve fazileti vardır.

Yine onda annemin ve kızkardeşlerimin sicim sicim akan gözyaşları yayla pınarı gibi akan çoban çeşmesi gibi kaynayan yüreği ve namusu vardır.

Her toprak parçası vatan değildir. Toprak vatan olunca kutsallaşır. Coğrafyayı vatan kılan da dil, tarih ve dindir. Toprak milletin kökü ve namusudur.

Bir yerin Türk toprağı olabilmesi için ecdat nişanlarıyla süslenmesi yanında genel inanç orada bir evliya kabrinin bulunmasıdır. Erol Güngör bu hususta; “Nerede evliya kabri varsa orası Türk toprağıdır. Evliyası olmayan yerde Türk de yoktur. Eğer olsaydı mutlaka içlerinden ya bir şehit ya ulu kişi çıkardı ve halkın gönüllerini kendi kabri üstünde birleştirirdi” derken Türk’ün vatan anlayışını mânevî temellere oturtur.

Türkler kadar ölüleriyle elele koyun koyuna yaşayan ba şka millet yoktur olamaz da. İslâmın kılıcı ve bayrağı olan Türklerin inançları icabı ölüm karşısında tavırları başka milletlere hiç benzemez. Müslüman Türk ölümün bir son olmadığını yeni bir diriliş olduğunu; misafir olarak geldiği küçük dünyadan daha büyüğüne ve hakikîsine göç ettiğini bilir. Bu gerçeği; “Her giz yeniden doğarız/Bizden kim usanası” diyen Yunus’umuz ne güzel açıklar.

Kültürümüzde ölüm temasına geniş yer ayrılmıştır. Halk arasında çok sevgili kimselerin ölümüne ağıt yakılır; mersiye yazılır. Böylece ölüm felsefesi işlenir. Bunun gayesi okuyanı ve dinleyeni bedbinliğe sevketmek değil dünyanın geçici olduğunu bir kez daha hatırlayıp düşündürmektir.

Müslüman Türk ölümle hayat arasında bir tezat görmüyor. İnanan insan için ölüm bu dünya dağdağasından kurtularak en büyük sevgiliye kavuşmak değil mi? Ölümü; “Gerdek Gecesi” “Gülbahçesi” gibi görenlerin yanında Mevlânâmız “Düğün Gecesi”ni “Bayram” olarak gören Necip Fazıl’da; “Ölüm güzel şey; perde ardından haber/Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber” mısralarıyla insanları duymaya görmeye kulluğa gerçeğe ve daha doğrusu kendi kendileriyle hesaplaşmaya çağırıyor.

Bizler ölülerimizle yan yana ve iç içe yaşıyan bir milletiz. Yahya Kemâl’e İstanbul’un nüfusu sorulduğu zaman dokuz milyar demişti. Üstad elbette toprağın üstünden çok altını kasdetmiştir.

Dünya İmparatorluğun şahdamarı İstanbul’da yürürken canlıları bir tarafımızda karşımızda saf durarak bizleri selâmlayan mezar taşları görürüz. Okullarımız ,kışlalarımız ve evlerimiz onlarla yan yana ve koyun koyunadır. Bundan ürpermek bir yana korkmayız da. Öyle ki onların “Biz de bir zamanlar sizler gibi idik buraya geldik. Sizler de bir gün gelecek bizim gibi olacaksınız” hikmetli sözlerinden ibret alıp düşünür; İki Cihan Güneşi’nin; “Ölmeden önce ölünüz” buyruklarıyla titrer yıkanıp durulanırız.

Biz ordu milletiz. Dünya milletlerinden bu özelliğimizle bir kez daha ayrılırız. Hakikî orduların yanında olup daima onları koruyup gözeten zaferden zafere koşturan bir ordu daha vardır ki ona “Ruh Ordusu” diyoruz. Köy kasaba ve şehirlerimiz onların varlığı ile gururlu sevinçli ve huzurludurlar. Bu ordu bilinmeyen umulmayan en kritik zamanda yetişerek ya da yol göstererek yardım eder. Sayısız zaferlerimizin temelinde hep bu ordu (lar) vardır.

İstanbul’un fethinde Fatih’in yanında Eyüp Sultan Hacı Bektaş Hacı Bayram ve Akşemsettin vardı. Mehmetçiklerle yan yana ve omuz omuza savaşıyorlardı. Nitekim İstanbul’un sekizinci tepesi Yahya Kemal İstiklâl Harbi’nde savaşan Türk askerlerini anlatırken bütün ecdad ruhlarının bu askerlerle yan yana çarpıştığını hattâ eskiden sadece yeşil bayraklarla saflar önünde görülen acdadın bu defa ordu hâlinde savaşa katıldığını söyler.

Bu evliyalar ordusu buraların ya fethinde veya müdafaasında beyaz atı yeşil sarığı ile peyda olarak düşman saflarını darmadağın etmiştir. Bu ruhlardan hiçbirisi gelmese bile asker içinde bulunan bir veli bu işi yapardı. Eğer şehit olmuşsa yeni alınan yere defnedilirdi; orası artık mukaddes bir Türk toprağı idi.


Zaferden zafere koşarak;
Kıtaları yastık, denizleri çarşaf, çağları da tahterevalli yapan ve
Bir dünya nizamı kuran, kılıçla aldığını kalemle dağıtan
Türk milletinin bu hâle gelmesinin temelinde bu inanç ve felsefe vardır.

Bu inanç ve felsefeden kıl kadar sapmayan gönül ve fikir işçilerine selâm olsun...​

 
"Bu inanç ve felsefeden kıl kadar sapmayan gönül ve fikir işçilerine selâm olsun..."


Yazı çok güzel yazı güzelde madem bizim vatan anlayışımız bu neden bu haldeyiz demeden geçemedim :)
 
"Bu inanç ve felsefeden kıl kadar sapmayan gönül ve fikir işçilerine selâm olsun..."


Yazı çok güzel yazı güzelde madem bizim vatan anlayışımız bu neden bu haldeyiz demeden geçemedim :)

Iste bunun sebebide biz bu anlayistan uzaklasip, baska milletlere özenip, gözümüzün önündeki gercekleri görmeyip bol bol acilim yaptigimizdan bu haldeyiz;;)
 
Bir ülke yöneticileri için kişisel çıkarlar ülke çıkarlarından önde gelirse açılırız bu açılımların sonunda 30 yılda ancak toparlanıp kapanacak gibi sonumuz hayır olsun
 
Bir ülke yöneticileri için kişisel çıkarlar ülke çıkarlarından önde gelirse açılırız bu açılımların sonunda 30 yılda ancak toparlanıp kapanacak gibi sonumuz hayır olsun

Sen gene iyimsersin bana kalirsa eger bu acilim suanda bahsettikleri sekilde gerceklesecek olursa birak toparlanmayi bence tamamen dagiliriz hemde toparlanmamak üzere
 
İstenen o değilmi zaten bir kısmı ile şeriat ülkesi bir kısmı ile amerikan sömürgesinde bugünün israili yarının hayali kürdistanı kurulur kalan kısmın allah yardımcısı olsun ferman padişahındır :)

24 yasındayım 24 yıldır bu ülkede bizlere tek şey söylendi alevisiyle sünnisiyle türkü kürdü lazı çerkezi ermenisiyle biz kardeşiz ayrım yapmayalım biz türklere bu masallar anlatılırken kürtler öyle bir zehirli ateşlerde yetiştilerki bugün belkide geçmişin tohumlarının bedelini ödüyoruz bugün Türkiyenin hemen hemen 4 köşesinde kürtler mevcut en ünlü iş adamları kürt biz onlardan hiç bir imkanı esirgememişiz kardeş bilmişiz karsılığında ne gördük bunda yıl kardeş bildikte ne oldu Ne mutlu kürdüm demek dısında ne dediler ? bugünkü yönetim kadromuzu dahi istila ettiler bunuda silahla topla tüfekle yapmadılar bizim ülkemizi topla tüfekle kimse yıkamaz ne olursa masa basında olur osmanlıdada bu böyleydi şimdide böyle hatamız masa basına kimi getirdiğimize dikkat etmememiz. bir cuval kömüre bir çeyrek altına oy satmamız
 
Geri
Top