Tapınak
Tanım
Tapınak, insanların dinsel inançlarına göre Tanrı'ya ya da tanrılara karşı görevlerini yerine getirmek amacıyla yaptıkları kutsal yapılara denir. Bu türden yapılara Hıristiyan*lık'ta kilise, İslam'da mescit ya da cami, Musevilik'te ise sinagog ya da havra adı verilir.
Eski uygarlıklarda tapınaklar çoğunlukla bir tepenin üzerine, dağların doruklarına ya da yamaçlara yapılırdı.
Tapınak, yalın olarak, ibadethane yani tapınma ve benzeri dini ritüel ve uygulamaların yapıldığı yer anlamındaki Türkçe sözcüktür. Kökeni de Türkçe olan tapınak sözcüğünün Türk Dil Kurumu'na göre tanımı şöyledir:
Tanımda da görüldüğü gibi sözcük, Arapça kökenli olan mabet ve Arapça ile Farsça kökenli ibadethane sözcükleriyle, sözlük anlamı açısından, eş anlamlıdır.
Sözlük anlamının yanı sıra tapınak sözcüğü dini ve mimari açılardan çok daha geniş bir anlama sahiptir.
Dini Açıdan Anlamı
Dini terminolojide tapınak herhangi bir dini inanç, gelenek veya akımın dini uygulamalar, adetler, ibadetler ve ritüeller için yapılan, çoğunlukla kutsal kabul edilen yapıdır. Tapınaklar çok çeşitli olabildiği gibi dinden dine büyük farklılıklar gösterir. Bağlı olduğu din ve ibadetlere göre tapınaklar hem yapısal hem de anlamsal açıdan farklı olabilirler. Bir dinde birden çok tapınak türü bulunabilir.
Sıklıkla her din barındırdığı tapınaklara farklı isimler verir. Bu isimlerin yanında bazen tapınakYunan tapınağı gibi, sadece dinin verdiği spesifik isim de olabilir, Cami sözcüğü de kullanılırken, gibi. Sıklıkla tapınakların, dinin o tip tapınaklara verdiği ismin yanı sıra, özel isimleri de vardır; örneğin, Selimiye Camii (veya Selimiye Camisi).
* Antik Roma'da yerli tanrılara adanan templum isimli tapınaklar bulunurdu. Çoğu Batı dilinde tapınak anlamına gelen sözcükler bu templum sözcüğü kökenlidir (örneğin İngilizce temple). Yabancı tanrılara adanan denk yapılara ise fanum denmekteydi.
* Hristiyanlık'ta tapınaklara sıklıkla kilise dense de zaman zaman sadece tapınak olarak da anılırlar. Ayrıca Hristiyan inancına göre Tanrı kilisede (yani tapınakta) değil, her yerde mevcuttur. Zaten 1 Korintliler Bölüm 6, 19. ayette Hristiyanların bedenlerinin (kendilerinin) Tanrı'nın tapınağı olduğu belirtilmiştir.
Batı Hristiyanlığında bazı "özel" tapınaklar şapel olarak anılırken, çoğu kamuya açık büyük tapınaklara Hristiyanlıktaki durumlarına (statülerine) ilişkin isimler verilmiştir; katedral veya bazilika gibi.
* Ortodoks Hristiyanlığında tapınaklar Yunan haçına benzer bir temele sahip kiliselerdir. Daha fazla bilgi için: Ortodoks tapınağı.
o Fransa'da erken modern dönemde ortaya çıkan Protestan mezhepler "kilise" yerine "tapınak" sözcüğünü kullanır; daha yakın zamanlarda ortaya çıkmış bazı Hristiyan mezhepleri ise "kilise" sözcüğünü kullanır.
o Mormon Kilisesi (resmi adıyla: Church of Jesus Christ of Latter-day Saints) hem "kilise" hem de "tapınak" sözcüklerini, farklı tipteki tapınakları tanımlamakta kullanırlar. Normal ibadet hizmetleri ve benzeri adet ve uygulamalar kiliseler de yapılırken Mormon tapınakları daha özel düzenlemeler için ayrılmışlardır.
* Bir Jain tapınağı derasar olarak anılır.
* Bir Hindu tapınağı çeşitli şekillerde anılır; mandir (Hindi-Hintçe-), kovil (Tamil) ve gudi/devalayam/kovela (Telugu).
* İslam dininde tapınağın ismi camidir.
* Antik Musevi dinin merkezi ve en kutsal mekânı Kudüs'te bulunan Kudüs Tapınağı idi. İlk Tapınak M.Ö. 10. yüzyıl dolaylarında Kral Süleyman tarafından yaptırılmış, daha sonra M.Ö. 586'da Nebukadnezzar yönetimindeki Babilliler tarafından yıkılmıştır. İkinci Tapınak ise Babil sürgünü sonrasında, M.Ö. 536-515 yılları arasında yapılmıştır. Herod Tapınağı İkinci Tapınak'ın M.Ö. 19'da başlayan yoğun geliştirilme ve genişletilmesinden sonra ortaya çıkan yapıdır. Bu tapınak da Titus kumandasındaki Romalı birlikler tarafından M.S. 70'te, İlk Yahudi-Roma Savaşı'nda Kudüs'ün kuşatılması sırasında yıkılmış, sadece Batı Duvarı kurtulabilmiştir. Bazı sinagoglar, özellikle de Reform sinagogları, tapınak olarak anılır (örneğin Emanu-El Tapınağı, Beth-El Tapınağı gibi); fakat Ortodoks Musevilik bu kullanımı yersiz bulur zira onlar sinagogları Kudüs Tapınağı'nın yerine getirilmiş bir yapı (tapınak) olarak ele almazlar.
* Bir Sih tapınağına gurdwara denir.
* Zerdüştlük dininin tapınağına ateşgede denir.
* Kamboçya ve Tayland'da hem Hindu hem de Budist tapınaklarına wat denir.
* Bahá'í tapınaklarının ismi Meşrükul Azkar'dır.
* Şintoist tapınaklara jinja denir.
* Mandean ya da Sabii tapınaklarına menda denir
* Çeşitli Uzak Doğu tapınaklarına Batı dillerinde pagoda denir.
Dinlerin verdikleri özel isimlerin yanı sıra, belirli bir dinin belirli bir tapınak tipinin dahi ismi farklı kültür ve bölgelerde farklı olabilir.
Mimari Açıdan Anlamı
Çeşitli tarihi dönemlerde, belirli mimari tarzlar büyük dini yapılarda çok sıkı ve yoğun biçimde kullanılmıştır. Bu tapınak yapıları, askeri ve saray yapılarıyla birlikte, belirli mimari tarzların bugüne kadar kalabilmiş ana örneklerini oluştururlar ve bu sebeple de mimari açıdan çok önemlidirler.
Özellikle, Yunan ve Roma tapınak mimarisi Batı kamu mimarisini önemli oranda etkilemiştir.
Tapınakların mimari yönü de dini yönleri kadar önemlidir. Çoğu zaman belirli bir dinin belirli ve/veya belirli bir tapınak tipinin farklı kültür ve bölgelerde çok farklı mimari biçimler aldığı görülür. Bu sebeple bir tapınağın mimari yapısı, tapınağın bağlı bulunduğu dinin anlayışına dair yoğun mimari öğeler taşıdığı gibi tapınağın bağlı bulunduğu zaman dilimi, kültür ve bölge açısından da çok önemli bilgiler taşır. Özellikle bugün var olmayan, hakkında pek az şey bilinen veya büyük oranda değişikliğe uğramış dini inançların tapınaklarının mimarisi, dönem, kültür ve bölgenin mimari anlayışına dair bilgi vermesinin yanı sıra o dini inanca dair de bilgi verecektir. Bu sebepten dolayı tapınaklar teknik ve mimari açıdan da, mimarlık biliminin yanı sıra, dinler tarihi ve arkeoloji için de çok önemli bir yere sahiptir.
Tarihçesi
İÖ 2000'lerde Mezopotamya'da (bugün Irak'ın bir bölümü) tuğladan, çok katlı, genellikle piramit biçiminde, ziggurat adı verilen tapınaklar yapılmıştı. Tanrıların barınağı sayılan bu tapınaklar yaklaşık 21 metre yükseklikteydi. Tepesine dışından bir merdivenle çıkılırdı. Krallar önemli olaylarda tanrıya danışmak için tapınağın tepesine kadar tırmanırdı. Sümerlerde her kentin, kent merkezinde yer alan ayrı bir tapınağı vardı. Tapınak yapmak Sümer kralları için bir övünç kaynağıydı. Eski kabartmalarda Sümer kralları ellerinde yapı gereçleriyle görülmektedir. Sümerlerin inanışına göre tanrılar insanları kendilerine evler (tapınaklar) yapması için yaratmıştı. Ur kentinde İÖ 2000'lerden kalma bir Sümer tapınağı Ay tanrısı ve karısı için yapılmıştı. Babilliler ise tanrıları için, sarmal merdivenlerle tepesine ulaşılan yedi katlı kuleler yaptılar.
Eski Mısırlılar da tanrıları ve firavunları için tapınaklar yapmışlardı. Bilinen en ünlü Mısır tapınaklarından biri Teb kenti yakınlarında, Karnak'taki Amon Tapınağı'dır. Bu tapınağa çeşitli zamanlarda hüküm süren firavunların buyruğuyla çeşitli bölümler eklenmiş ve büyütülmüştür. İÖ 1304-1237 arasında hüküm süren II. Ramses döneminde bu tapınağa büyük bir salon eklenmişti. Teb kentinin yaklaşık 500 km güneyindeki Abu Simbel'de kayaya oyulmuş iki tapınak da aynı dönemde yapılmıştı. Ölümden sonra yaşam olduğuna inanan Eski Mısırlılar için firavunların mezarı olan piramitler de tapınaklar kadar kutsal sayılırdı.
Yahudilerin bilinen en eski tapınağı İÖ 957'de Hz. Süleyman'ın yaptırdığı Süleyman Tapınağı'dır. Kudüs yakınlarındaki tepelik bir bölgede yer aldığı için Kudüs Tapınağı olarak da bilinen bu tapınağın yapımında Sur Kralı Hiram'ın yolladığı çam ve sedir ağacı kerestesi kullanıldı. Kullanılacak kaya ve taş parçaları önceden kesilmiş, yontulmuş ve biçimlendirilmiş olduğu için yapım sırasında çekiç sesi duyulmadığı söylenir. Hz. Musa'nın Tanrı'nın buyruğu olarak Yahudilere ilettiği On Emir'de, Tanrı'nın tek olduğu ve puta tapmanın yasak olduğu yazılıdır. Bu yüzden Yahudi tapınaklarında yani sinagoglarda Tanrı'yı simgeleyen herhangi bir heykel ya da puta rastlanmaz. On Emir'in yazılı olduğu taş tabletler başlangıçta Süleyman Tapınağı'nda, Ahit Sandığı denilen, üzeri altın kaplama bir sandık içinde duruyordu. İÖ 586'da Babil İmparatoru II. Nabukadnezar Kudüs'ü yerle bir ederek Süleyman Tapınağı'ndaki hazinelere el koydu. İÖ 515'te, Babil Sürgünü'nden dönen Yahudiler aynı yerde, en az eskisi kadar görkemli yeni bir tapınak yaptılar. İS 70'te Kudüs'e saldıran Roma İmparatoru Titus tapınağı yeniden yerle bir etti. Tapınak sonradan, Romalılar adına Filistin'i yöneten Büyük Herodes döneminde yeniden onarıldı. Bugün Ağlama Duvarı olarak bilinen dev bloklar bu tapınağın kalıntılarıdır.
Eski Yunan tapınakları, görkemli mimarlık yapıtları olmanın yanı sıra, heykel ve kabartma türünden süsleyici öğeleriyle de tarihteki tapınaklar içinde ayrı bir yere sahiptir. Yunan tanrıları adına yapılan bu tapınakların kalıntılarına Yunanistan'dan başka İtalya'da, Sicil*ya'da ve Batı Anadolu'da rastlanır.
Eski Yunanlılar tapınaklarının çevreye uymasına özen gösterir, yapı gereci olarak genellikle mermer, bazen de değişik taşlar kullanırlardı. Atina'da kentin koruyucu tanrıçası Athena'ya adanmış L'arthenon Tapınağı kente egemen konumdaki yüksek bir tepenin üzerindedir. Beyaz mermer sütunlarla Çevrili olan tapınak eşsiz güzellikte heykellerle bezenmiştir. Perikles tarafından tapınağın yapım çalışmalarını denetlemekle görevlendirilen heykeltıraş Pheidias'ın altın ve fildişinden yapmış olduğu tanrıça Athena'nın heyke*li sonradan kaybolmuştur.
Eski Yunanlılardan kalma bir başka ünlü tapmak da Efes'teki Artemis Tapınağı'dır. Sütunlarının yüksekliği 18 metrenin üzerinde olan bu tapmak bugün Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri sayılmaktadır.
Budacılık, Caynacılık ve Hindu dinlerinin yaygın olduğu Hindistan'da ve Güneydoğu Asya ülkelerinde tapınaklar dev boyutlu heykeller, kabartmalar ve yüzey bezemeleriyle süslenmiştir. Hindistan'da Ellora Mağaraları olarak anılan tapınaklar dizisi Budacılar ve Caynacılar tarafından kayalara oyulmuştur. Evrengâbad kentinin kalıntıları arasında, Ellora köyü yakınlarındaki tapınakların en önemlisi, 8. yüzyıldan 30 metre uzunluğunda Kailasanatha Tapınağıdır. Bombay'ın batısında. Elephanta Adası'ndaki 8. ve 9. yüzyıldan kalma mağara tapınaklarından birindeyse 6 metre yüksekliğinde, yok edici, koruyucu ve yaratıcı Hindu tanrıla*rının üç başlı bir büstü bulunmaktadır.
Temelinde Buda'nın bir heykelinin bulunduğu öne sürülen görkemli kubbesiyle Dagon Tapınağı çok etkileyicidir. Kampuçya'da Angkor Vat ve Angkor tapınak kentlerindeki tapınaklar ve başkenti Bangkok'taki Vat Phra Kaeo adlı tapınak zarif oymalarıyla dikkati çeker. Genellikle Hint mimarlığının egemen olduğu bu tapınaklar, merkezde çan biçimli bir kubbe ve kat kat alçalarak kubbenin çevresini saran teras biçimli yapılardan oluşur. Geniş alanlar üzerine yayılan bu tapınakların dış cephesi ve iç bölümleri çok ince oymalarla ve kabartma*larla bezenmiştir.
Budacılık, Taoculuk ve Şinto dinlerinin egemen olduğu Çin ve Japonya'daki tapınaklar Güneydoğu Asya mimarlığından oldukça farklıdır. Çin'deki Budacı tapınaklar kenarları yukarı doğru bükümlü çatılarla çevrelenmiş teraslardan oluşur. Genellikle ağaç ayaklar üzerine oturtulmuş bu ahşap tapınakların bir başka özelliği de çevreyle son derece uyumlu oluşlarıdır. Bunlarda genellikle geniş bir giriş bölümü vardır. Tavanları ve duvarları ince oyma desenlerle bezenmiştir. Japonya'daki Şinto tapınakları daha sadedir. Eskiden saz ve samandan yapılan çatılar günümüzde sedir ağacıyla kaplanmaktadır. Japonya'da Buda için yapılan tapınaklarda daha çok Çin mi*marlığının etkisi egemendir.
Orta ve Güney Amerika'daki Aztek, İnka ve Maya tapınakları özenle işlenmiş iri taş bloklardan yapılmıştır.
Tanım
Tapınak, insanların dinsel inançlarına göre Tanrı'ya ya da tanrılara karşı görevlerini yerine getirmek amacıyla yaptıkları kutsal yapılara denir. Bu türden yapılara Hıristiyan*lık'ta kilise, İslam'da mescit ya da cami, Musevilik'te ise sinagog ya da havra adı verilir.
Eski uygarlıklarda tapınaklar çoğunlukla bir tepenin üzerine, dağların doruklarına ya da yamaçlara yapılırdı.
Tapınak, yalın olarak, ibadethane yani tapınma ve benzeri dini ritüel ve uygulamaların yapıldığı yer anlamındaki Türkçe sözcüktür. Kökeni de Türkçe olan tapınak sözcüğünün Türk Dil Kurumu'na göre tanımı şöyledir:
Tanımda da görüldüğü gibi sözcük, Arapça kökenli olan mabet ve Arapça ile Farsça kökenli ibadethane sözcükleriyle, sözlük anlamı açısından, eş anlamlıdır.
Sözlük anlamının yanı sıra tapınak sözcüğü dini ve mimari açılardan çok daha geniş bir anlama sahiptir.
Dini Açıdan Anlamı
Dini terminolojide tapınak herhangi bir dini inanç, gelenek veya akımın dini uygulamalar, adetler, ibadetler ve ritüeller için yapılan, çoğunlukla kutsal kabul edilen yapıdır. Tapınaklar çok çeşitli olabildiği gibi dinden dine büyük farklılıklar gösterir. Bağlı olduğu din ve ibadetlere göre tapınaklar hem yapısal hem de anlamsal açıdan farklı olabilirler. Bir dinde birden çok tapınak türü bulunabilir.
Sıklıkla her din barındırdığı tapınaklara farklı isimler verir. Bu isimlerin yanında bazen tapınakYunan tapınağı gibi, sadece dinin verdiği spesifik isim de olabilir, Cami sözcüğü de kullanılırken, gibi. Sıklıkla tapınakların, dinin o tip tapınaklara verdiği ismin yanı sıra, özel isimleri de vardır; örneğin, Selimiye Camii (veya Selimiye Camisi).
* Antik Roma'da yerli tanrılara adanan templum isimli tapınaklar bulunurdu. Çoğu Batı dilinde tapınak anlamına gelen sözcükler bu templum sözcüğü kökenlidir (örneğin İngilizce temple). Yabancı tanrılara adanan denk yapılara ise fanum denmekteydi.
* Hristiyanlık'ta tapınaklara sıklıkla kilise dense de zaman zaman sadece tapınak olarak da anılırlar. Ayrıca Hristiyan inancına göre Tanrı kilisede (yani tapınakta) değil, her yerde mevcuttur. Zaten 1 Korintliler Bölüm 6, 19. ayette Hristiyanların bedenlerinin (kendilerinin) Tanrı'nın tapınağı olduğu belirtilmiştir.
Batı Hristiyanlığında bazı "özel" tapınaklar şapel olarak anılırken, çoğu kamuya açık büyük tapınaklara Hristiyanlıktaki durumlarına (statülerine) ilişkin isimler verilmiştir; katedral veya bazilika gibi.
* Ortodoks Hristiyanlığında tapınaklar Yunan haçına benzer bir temele sahip kiliselerdir. Daha fazla bilgi için: Ortodoks tapınağı.
o Fransa'da erken modern dönemde ortaya çıkan Protestan mezhepler "kilise" yerine "tapınak" sözcüğünü kullanır; daha yakın zamanlarda ortaya çıkmış bazı Hristiyan mezhepleri ise "kilise" sözcüğünü kullanır.
o Mormon Kilisesi (resmi adıyla: Church of Jesus Christ of Latter-day Saints) hem "kilise" hem de "tapınak" sözcüklerini, farklı tipteki tapınakları tanımlamakta kullanırlar. Normal ibadet hizmetleri ve benzeri adet ve uygulamalar kiliseler de yapılırken Mormon tapınakları daha özel düzenlemeler için ayrılmışlardır.
* Bir Jain tapınağı derasar olarak anılır.
* Bir Hindu tapınağı çeşitli şekillerde anılır; mandir (Hindi-Hintçe-), kovil (Tamil) ve gudi/devalayam/kovela (Telugu).
* İslam dininde tapınağın ismi camidir.
* Antik Musevi dinin merkezi ve en kutsal mekânı Kudüs'te bulunan Kudüs Tapınağı idi. İlk Tapınak M.Ö. 10. yüzyıl dolaylarında Kral Süleyman tarafından yaptırılmış, daha sonra M.Ö. 586'da Nebukadnezzar yönetimindeki Babilliler tarafından yıkılmıştır. İkinci Tapınak ise Babil sürgünü sonrasında, M.Ö. 536-515 yılları arasında yapılmıştır. Herod Tapınağı İkinci Tapınak'ın M.Ö. 19'da başlayan yoğun geliştirilme ve genişletilmesinden sonra ortaya çıkan yapıdır. Bu tapınak da Titus kumandasındaki Romalı birlikler tarafından M.S. 70'te, İlk Yahudi-Roma Savaşı'nda Kudüs'ün kuşatılması sırasında yıkılmış, sadece Batı Duvarı kurtulabilmiştir. Bazı sinagoglar, özellikle de Reform sinagogları, tapınak olarak anılır (örneğin Emanu-El Tapınağı, Beth-El Tapınağı gibi); fakat Ortodoks Musevilik bu kullanımı yersiz bulur zira onlar sinagogları Kudüs Tapınağı'nın yerine getirilmiş bir yapı (tapınak) olarak ele almazlar.
* Bir Sih tapınağına gurdwara denir.
* Zerdüştlük dininin tapınağına ateşgede denir.
* Kamboçya ve Tayland'da hem Hindu hem de Budist tapınaklarına wat denir.
* Bahá'í tapınaklarının ismi Meşrükul Azkar'dır.
* Şintoist tapınaklara jinja denir.
* Mandean ya da Sabii tapınaklarına menda denir
* Çeşitli Uzak Doğu tapınaklarına Batı dillerinde pagoda denir.
Dinlerin verdikleri özel isimlerin yanı sıra, belirli bir dinin belirli bir tapınak tipinin dahi ismi farklı kültür ve bölgelerde farklı olabilir.
Mimari Açıdan Anlamı
Çeşitli tarihi dönemlerde, belirli mimari tarzlar büyük dini yapılarda çok sıkı ve yoğun biçimde kullanılmıştır. Bu tapınak yapıları, askeri ve saray yapılarıyla birlikte, belirli mimari tarzların bugüne kadar kalabilmiş ana örneklerini oluştururlar ve bu sebeple de mimari açıdan çok önemlidirler.
Özellikle, Yunan ve Roma tapınak mimarisi Batı kamu mimarisini önemli oranda etkilemiştir.
Tapınakların mimari yönü de dini yönleri kadar önemlidir. Çoğu zaman belirli bir dinin belirli ve/veya belirli bir tapınak tipinin farklı kültür ve bölgelerde çok farklı mimari biçimler aldığı görülür. Bu sebeple bir tapınağın mimari yapısı, tapınağın bağlı bulunduğu dinin anlayışına dair yoğun mimari öğeler taşıdığı gibi tapınağın bağlı bulunduğu zaman dilimi, kültür ve bölge açısından da çok önemli bilgiler taşır. Özellikle bugün var olmayan, hakkında pek az şey bilinen veya büyük oranda değişikliğe uğramış dini inançların tapınaklarının mimarisi, dönem, kültür ve bölgenin mimari anlayışına dair bilgi vermesinin yanı sıra o dini inanca dair de bilgi verecektir. Bu sebepten dolayı tapınaklar teknik ve mimari açıdan da, mimarlık biliminin yanı sıra, dinler tarihi ve arkeoloji için de çok önemli bir yere sahiptir.
Tarihçesi
İÖ 2000'lerde Mezopotamya'da (bugün Irak'ın bir bölümü) tuğladan, çok katlı, genellikle piramit biçiminde, ziggurat adı verilen tapınaklar yapılmıştı. Tanrıların barınağı sayılan bu tapınaklar yaklaşık 21 metre yükseklikteydi. Tepesine dışından bir merdivenle çıkılırdı. Krallar önemli olaylarda tanrıya danışmak için tapınağın tepesine kadar tırmanırdı. Sümerlerde her kentin, kent merkezinde yer alan ayrı bir tapınağı vardı. Tapınak yapmak Sümer kralları için bir övünç kaynağıydı. Eski kabartmalarda Sümer kralları ellerinde yapı gereçleriyle görülmektedir. Sümerlerin inanışına göre tanrılar insanları kendilerine evler (tapınaklar) yapması için yaratmıştı. Ur kentinde İÖ 2000'lerden kalma bir Sümer tapınağı Ay tanrısı ve karısı için yapılmıştı. Babilliler ise tanrıları için, sarmal merdivenlerle tepesine ulaşılan yedi katlı kuleler yaptılar.
Eski Mısırlılar da tanrıları ve firavunları için tapınaklar yapmışlardı. Bilinen en ünlü Mısır tapınaklarından biri Teb kenti yakınlarında, Karnak'taki Amon Tapınağı'dır. Bu tapınağa çeşitli zamanlarda hüküm süren firavunların buyruğuyla çeşitli bölümler eklenmiş ve büyütülmüştür. İÖ 1304-1237 arasında hüküm süren II. Ramses döneminde bu tapınağa büyük bir salon eklenmişti. Teb kentinin yaklaşık 500 km güneyindeki Abu Simbel'de kayaya oyulmuş iki tapınak da aynı dönemde yapılmıştı. Ölümden sonra yaşam olduğuna inanan Eski Mısırlılar için firavunların mezarı olan piramitler de tapınaklar kadar kutsal sayılırdı.
Yahudilerin bilinen en eski tapınağı İÖ 957'de Hz. Süleyman'ın yaptırdığı Süleyman Tapınağı'dır. Kudüs yakınlarındaki tepelik bir bölgede yer aldığı için Kudüs Tapınağı olarak da bilinen bu tapınağın yapımında Sur Kralı Hiram'ın yolladığı çam ve sedir ağacı kerestesi kullanıldı. Kullanılacak kaya ve taş parçaları önceden kesilmiş, yontulmuş ve biçimlendirilmiş olduğu için yapım sırasında çekiç sesi duyulmadığı söylenir. Hz. Musa'nın Tanrı'nın buyruğu olarak Yahudilere ilettiği On Emir'de, Tanrı'nın tek olduğu ve puta tapmanın yasak olduğu yazılıdır. Bu yüzden Yahudi tapınaklarında yani sinagoglarda Tanrı'yı simgeleyen herhangi bir heykel ya da puta rastlanmaz. On Emir'in yazılı olduğu taş tabletler başlangıçta Süleyman Tapınağı'nda, Ahit Sandığı denilen, üzeri altın kaplama bir sandık içinde duruyordu. İÖ 586'da Babil İmparatoru II. Nabukadnezar Kudüs'ü yerle bir ederek Süleyman Tapınağı'ndaki hazinelere el koydu. İÖ 515'te, Babil Sürgünü'nden dönen Yahudiler aynı yerde, en az eskisi kadar görkemli yeni bir tapınak yaptılar. İS 70'te Kudüs'e saldıran Roma İmparatoru Titus tapınağı yeniden yerle bir etti. Tapınak sonradan, Romalılar adına Filistin'i yöneten Büyük Herodes döneminde yeniden onarıldı. Bugün Ağlama Duvarı olarak bilinen dev bloklar bu tapınağın kalıntılarıdır.
Eski Yunan tapınakları, görkemli mimarlık yapıtları olmanın yanı sıra, heykel ve kabartma türünden süsleyici öğeleriyle de tarihteki tapınaklar içinde ayrı bir yere sahiptir. Yunan tanrıları adına yapılan bu tapınakların kalıntılarına Yunanistan'dan başka İtalya'da, Sicil*ya'da ve Batı Anadolu'da rastlanır.
Eski Yunanlılar tapınaklarının çevreye uymasına özen gösterir, yapı gereci olarak genellikle mermer, bazen de değişik taşlar kullanırlardı. Atina'da kentin koruyucu tanrıçası Athena'ya adanmış L'arthenon Tapınağı kente egemen konumdaki yüksek bir tepenin üzerindedir. Beyaz mermer sütunlarla Çevrili olan tapınak eşsiz güzellikte heykellerle bezenmiştir. Perikles tarafından tapınağın yapım çalışmalarını denetlemekle görevlendirilen heykeltıraş Pheidias'ın altın ve fildişinden yapmış olduğu tanrıça Athena'nın heyke*li sonradan kaybolmuştur.
Eski Yunanlılardan kalma bir başka ünlü tapmak da Efes'teki Artemis Tapınağı'dır. Sütunlarının yüksekliği 18 metrenin üzerinde olan bu tapmak bugün Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri sayılmaktadır.
Budacılık, Caynacılık ve Hindu dinlerinin yaygın olduğu Hindistan'da ve Güneydoğu Asya ülkelerinde tapınaklar dev boyutlu heykeller, kabartmalar ve yüzey bezemeleriyle süslenmiştir. Hindistan'da Ellora Mağaraları olarak anılan tapınaklar dizisi Budacılar ve Caynacılar tarafından kayalara oyulmuştur. Evrengâbad kentinin kalıntıları arasında, Ellora köyü yakınlarındaki tapınakların en önemlisi, 8. yüzyıldan 30 metre uzunluğunda Kailasanatha Tapınağıdır. Bombay'ın batısında. Elephanta Adası'ndaki 8. ve 9. yüzyıldan kalma mağara tapınaklarından birindeyse 6 metre yüksekliğinde, yok edici, koruyucu ve yaratıcı Hindu tanrıla*rının üç başlı bir büstü bulunmaktadır.
Temelinde Buda'nın bir heykelinin bulunduğu öne sürülen görkemli kubbesiyle Dagon Tapınağı çok etkileyicidir. Kampuçya'da Angkor Vat ve Angkor tapınak kentlerindeki tapınaklar ve başkenti Bangkok'taki Vat Phra Kaeo adlı tapınak zarif oymalarıyla dikkati çeker. Genellikle Hint mimarlığının egemen olduğu bu tapınaklar, merkezde çan biçimli bir kubbe ve kat kat alçalarak kubbenin çevresini saran teras biçimli yapılardan oluşur. Geniş alanlar üzerine yayılan bu tapınakların dış cephesi ve iç bölümleri çok ince oymalarla ve kabartma*larla bezenmiştir.
Budacılık, Taoculuk ve Şinto dinlerinin egemen olduğu Çin ve Japonya'daki tapınaklar Güneydoğu Asya mimarlığından oldukça farklıdır. Çin'deki Budacı tapınaklar kenarları yukarı doğru bükümlü çatılarla çevrelenmiş teraslardan oluşur. Genellikle ağaç ayaklar üzerine oturtulmuş bu ahşap tapınakların bir başka özelliği de çevreyle son derece uyumlu oluşlarıdır. Bunlarda genellikle geniş bir giriş bölümü vardır. Tavanları ve duvarları ince oyma desenlerle bezenmiştir. Japonya'daki Şinto tapınakları daha sadedir. Eskiden saz ve samandan yapılan çatılar günümüzde sedir ağacıyla kaplanmaktadır. Japonya'da Buda için yapılan tapınaklarda daha çok Çin mi*marlığının etkisi egemendir.
Orta ve Güney Amerika'daki Aztek, İnka ve Maya tapınakları özenle işlenmiş iri taş bloklardan yapılmıştır.