• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Ülkemizde yaşanan doğal afetler tarihleri ve yerleri

Suskun

V.I.P
V.I.P
1900-2003 yılları arasında ülkemizde meydana gelen doğal afetlerle ilgili istatistikler incelendiğinde doğal afetler nedeniyle 19.964 kişi öldüğü, 55.802 kişi yaralandığı ve 17 milyar 460 milyon dolarlık maddi kaybın meydana geldiği ve 20 milyona yakın insanın afetlerden etkilendiği görülür. Sadece son on üç yıllık verilere bakmak bile doğal afetlerin ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu göstermeye yeter.

Evwfg.webp

Türkiyede kaydedilen en büyük deprem: Aletsel dönemde ülkemizde kaydedilen en büyük deprem 26 Aralık 1939 Erzincanda olmuştur. Geceyarısı olan depremde yaklaşık 33 000 kişi ölmüştür.

922 İzmir Yangını veya, yabancı kaynaklarda kullanılan terimle, Büyük İzmir Yangını (Great Fire of Smyrna) -İzmir geçmişte başka büyük yangınlar da geçirmiş olduğu için bu terimin ne derece yerinde olduğu tartışmaya açıktır- 13 Eylül 1922 günü Basmane'de başlayan ve dört gün sürerek İzmir şehir merkezini (özellikle o dönemdeki merkezi ve bugünkü İzmir Enternasyonal Fuarı alanını) geniş ölçüde tahrip eden yangın hadisesidir.


17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİ​

Depreme ilişkin sismolojik bulgular:
Depremin oluş zamanı: 17 Ağustos 1999 Saat 03:02
Depremin büyüklüğü (Magnitüd): 7.4
Odak derinliği: Yaklaşık 17 km.
Merkez üssü: Gölcük
Süresi: Yaklaşık 45-50 sn
Ana şok: 2 (ulusal ve dış Sismoloji İstasyon bilgilerinden derlenmiştir.)
Artçıl şoklar: 200den fazla (10a yakın artçıl şokun magnitüdü 4den büyük)
Makrosismik zon: Karamürsel-Yalova-Gölcük-İzmit-Düzce Koridoru
Ulusal ve uluslar arası sismoloji istasyonları verilerinden derlenmiştir.
Saha gözlemleri:
Depreme yol açan fay: Kuzey Anadolu Fayının Kuzey Kolu.
Depremde hareket eden fayın toplam uzunluğu: 90 km.(130 km.ye çıkabilir).
Hareket eden/ettiği sanılan fay segmentleri:
İzmit-Adapazarı Segmenti: Uzunluğu yaklaşık 90 km olup, kara bölümünde Gölcük-Akyazı arasında 40 km uzunluğunda yüzey kırığı (fayın Yeryüzünde yaptığı fiziksel deformasyon) izlenmiştir. Fay blokları arasında 2.90 +/- 10 cm. sağ yönlü atım ölçülmüştür.
Gölcük Segmenti: Yüzey kırığı izlenmiştir. Henüz saha incelemesi yapılmamıştır.
Yalova Segmenti: Kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları nedeniyle henüz ulaşılamamıştır. Büyük olasılıkla yüzey kırığı gelişmiş olduğu sanılmaktadır.
Düzce Segmenti: Henüz incelenmemiştir. Sismolojik ve makrosismik veriler bu segmentinde hareket etmiş olabileceğini düşündürmektedir.

BİNGÖL DEPREMİ(1971)​

22 Mayıs 1971de Bingölde oluşan şiddetli deprem.Şiddeti Richter ölçeğine göre 6.8 olan ve Diyarbakır, Muş, Elazığ ve Tunceliyi de içine alan geniş bir bölgeyi etkileyen deprem, özellikle Bingöl kentine büyük zarar vermiş, yaklaşık 5 bin konutun tümüyle yıkılmasına ya da oturulamayacak duruma gelmesine ve 755 kişinin ölümüne yol açmıştır.

Bingöl çöküntüsü,Doğu Anadolunun bu bölgesinde birbiri arkasında sıralanmış bir dizi çukurluktan biridir.Bölge, çeşitli doğrultularda uzanan kırıkların birbirleriyle kesiştikleri bir alanda yer alan tektonik nitelikli bir çöküntü vadisi durumundadır.Bingöl çöküntüsünün temel çizgileri, Genç Ovasının yer aldığı etek boyunca kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda, güneybatıda kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan kırık kuşakları ile Bingölün kuzeyinde yer alan doğu-batı doğrultusundaki kırık kuşağıdır.Kenti bir üçgen biçiminde çevreleyen bu kırıkların hareketi, depremin başlıca nedenidir.

Konumu 38 08`kuzey enlemi, 40 05`doğu boylamı, merkez noktasının derinliği 10-12 kilometre, enerjisi 5,48 çarpı 10 üzeri 21 erg olan depremde, Bingölün güney ve güneydoğusundaki 15 kilometrelik kırıkta 10 cm düşey, 25 cm yatay hareket olmuştur.Depremden önce Bingöl Deresinin yatağında ve yamaçlarında yer alan Bingöl kenti, depremden sonra dere yatağının güneyindeki geniş düzlüğe taşınmıştır.

ÇALDIRAN DEPREMİ(1976)​

24 Kasım 1976da Çaldıranda oluşan şiddetli deprem.Şiddeti Richter ölçeğine göre 7.5 olan ve Van iline bağlı Muradiye, Erçiş ve Özalp ilçeleri ile Ağrı iline bağlı Diyadin ve Taşlıçay ilçeleri dolaylarını da etkileyen deprem, 3.840 kişinin ölümüne, 497 kişinin yaralanmasına ve 9.232 konutun tümüyle yıkılmasına yada onarılamayacak düzeyde hasar görmesine yol açmıştır.

Bu depremde oluşan kırık, Türkiyenin jeolojisi ve tektoniğine ilişkin haritalarda yer almamaktadır.Bilinen sismik kayıtlara göre yörenin deprem etkinliği de fazla değildir.Bölgede daha önce şiddeti 6-7den fazla olan deprem oluşmamıştır.Deprem bölgesinde Kuzey Anadolu Kırık kuşağının yaklaşık 30 kilometre kuzeyinde kalan ve aynı niteliklerde bulunması nedeniyle bu sisteme sokulabileceği düşünülebilen kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan Çaldıran Kırık hattının, batıdan doğuya doğru Sarıkök Köyü-Çaldıran arasında andezit ve bazaltları, Çaldırandan Güngören Köyüne kadar alüvyon alanları, Güngören Köyünden güneydoğuya doğru Eosen bölüm kalkerlerini ve Mezozoyik zamana özgü birimleri aşarak ilerlediği görülmektedir.Arazide çok iyi izlenebilen ve uzunluğu 53 kilometre genişliği ise 10 kilometreyi bulan bu kırığın sağ yanal atımlı bir kırık olduğu saptanmıştır.İzlenebilen kırık kuşağı üzerinde genellikle sıkışmanın egemen olduğu ve kuzey bloğun düştüğü, sağa doğru 20-50 cm[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]lik kabarmalar, 5-30 cm arasında açılmalar ve 80 santimetreye varan düşey atımlar bulunduğu izlenmiştir.Bu depremde bölgede önceden varlığı bilinen kırıklarda herhangi bir hareket görülmemiştir.

Yapılan incelemeler sonucunda depremin gözlemsel dış merkezinin konumunun 30 15` kuzey enlemi, 43 9` doğu boylamı dolayında,Çaldıranın hemen batısında bulunduğu sonucuna varılmıştır.Deprem sırasında açığa çıkan enerji 2.82çarpı10 üzeri 22 ergdir.Çaldıran depreminde hasar gören alanlarda ayrıca çok sayıda kaya düşmesi ve toprak kayması saptanmıştır.

ÇORUM DEPREMİ(1943)​

26 Kasım 1943te, Çorum, Samsun, Ladik ve Vezirköprüyü kapsayan bir alanı etkileyen yer sarsıntısı.Richter ölçeğine göre 7.2 şiddetinde 20 saniye kadar süren deprem, Çorum kentine büyük zarar vermiş, 2.554 evin yıkılmasına, 618 kişinin ölümüne ve 217 kişinin de yaralanmasına neden olmuş, ayrıca 5.375 hayvanın da ölümüne yol açmıştır.

Konumu 41 derece 05`kuzey enlemi, 33 derece 72` doğu boylamı ve merkez noktasının derinliği 10 kilometre olan bu depremle doğuda Destek Boğazından başlayarak batıda Filyos Irmağının keskin bir dönüş yaptığı yere kadar uzanan 280 kilometre boyunca bir kırık oluşmuştur.

ERZİNCAN DEPREMİ(1939)​

26-27 Aralık 1939da Erzincanda oluşan çok şiddetli yer sarsıntısı.Şiddeti Richter ölçeğine göre 8 olan deprem sonucunda toplam 32.962 kişi ölmüş,

yaklaşık 100.000 kişi yaralanmış, ve 116.720 bina yıkılmıştır.Dünyanın büyük depremleri arasında sayılan bu deprem Türkiyenin en ciddi deprem felaketlerinden biridir.

Konumu 39 80 kuzey enlemi ve 39 51 doğu boylamı, odak derinliği 20 km olan depremin etkilediği alan doğuda Erzincan Ovasından batıda Kelkit Vadisine kadar uzanır.Hasara uğramış bölgelerin uzunluğu 400 km(Erzincanın doğusundan Amasyaya kadar), genişliği ise (güneyde Sivastan kuzeyde Karadenize kadar) 200 kmdir.Bu depremde Erzincandan Kelkit Vadisini izleyerek Niksara kadar uzanan yaklaşık 350 kmlik bir kırık sistemi oluşmuştur.Kırıklar boyunca 1 mlik düşey (atım) ve 4 mlik yatay hareketler görülmüştür.

Bu geniş alanı sarmış olan 35 deprem merkezi yaklaşık doğu-batı doğrultusunda dizilmiş başlıca dört sarsıntı çizgisi üzerinde etkinlik göstermiştir.Bunlar; Yukarı Yeşilırmak çizgisi, Kelkit-Deliçay çizgisi, Yaylalar ve Orta Yeşilırmak çizgisi ve kıyı çizgisidir.Bu çizgilerin hepside kırıklara karşılık gelmektedir. Kelkit Irmağı kırığı, Reşadiyede doğu-güneydoğu ve batı-kuzeybatı doğrultusunda alçalmış ve yükselmiş ve böylece iki blok arasında 380 cmlik bir düzey farkı doğmuştur.Deprem sırasında kıyı çizgisi Çarşamba ilçesinin kuzeyi ile Giresun arasında 15-100 m kadar geri çekilmiş ve Fatsada da bir deprem dalgası oluşmuştur.

Türkiyenin birinci derece deprem bölgesinde bulunan Erzincan, Kuzey Anadolu deprem kuşağının çok etkin bir bölümü olan Erzincan ovası içindedir. Tarihi belgelere göre Erzincan son bin yılda 11 kez tümüyle yıkıma uğramıştır.

Yerleşmenin bulunduğu zemin, akarsu çökellerinden oluşmuştur.Bu malzeme kentin yukarı kesimlerinde konglomeralaşmıştır.Orta bölümlerde birbirini izleyen çakıl ve kum katmanlarına rastlanır.Bu katmanlar oldukça yerleşmiş ve sıkı yapılıdır.1939 depreminden sonra yerleşim alanı dışında bırakılmış olan eski şehrin zemini, kalın bir tarihi enkaz örtüsüyle kaplı yerleşmemiş akarsu birikintilerinden oluşmuştur.

ERZURUM-KARS DEPREMİ(1983)​

30 Ekim 1983te, Erzurum ve çevresinde büyük hasara ve önemli ölçüde can kaybına neden olan yersarsıntısı.Şiddeti Richter ölçeğine göre 7.1 olan bu depremde 1.400 kişi ölmüş, 537 kişi yaralanmış, 3.241 konut ağır, 3 bin konut orta ve 4 bin konut hafif hasar görmüş, 30 bini aşkın hayvan telef olmuştur.Makrosismik hasar değerlendirmelerine göre depremin dış merkezi, Murat Dağı Kırklareli Köyü çevresinde yer almıştır.

Erzurum-Kars depreminin oluştuğu alan Türkiyenin birinci derece tehlikeli deprem bölgesidir.Horasan-Narman ilçeleri arasındaki alanı kapsayan deprem bölgesi, çoğunlukla genç kırıklarla(fay) belirlenen alüvyon düzlükleriyle parçalanmış, yüksekliği 1.750-2.500 m arasında değişen engebeli bir topografyaya sahiptir.Genellikle ayrışmış olan volkanik kayaçlar ile zayıf tutturulmuş yada hiç tutturulmamış kırıntılar, bölgede canlı yer kaymalarına elverişli zemini oluşturur.

Kuzey Anadolu Kırık Kuşağının kuzeyinde yer alan bu bölgede özellikle kuzeydoğu-güneybatı ve kuzeybatı-güneydoğu gidişli doğrusal hatların varlığı göze çarpmaktadır.Deprem bölgesinde, depreme bağlı olarak boyları onlarca metreden birkaç kilometreye kadar değişen, genellikle kuzeydoğu-güneybatı gidişli, birbiriyle bağlantısız aralıklı ve basamaklı çok sayıda yarık gelişmiştir.

FETHİYE DEPREMİ(1957)​

24-25 Nisan 1957de Fethiye'de oluşan şiddetli yer sarsıntısı. Şiddeti Richter ölçeğine göre 7.1 olan bu depremde Fethiye'deki binaların yüzde 90ı yıkılmış, Ovacık tamamen tahrip olmuştur. Dalyan, Marmaris, Datça, Eskişehir, Çameli ve civar köylerde de etkili olan deprem sonucunda yöre halkından toplam 67 kişi ölmüştür.

Konumu 36dereceye 5` doğu boylamı olan bu depremde açığa çıkan enerji 33çarpı 10üzeri 21 ergdir.24 Nisan gecesi hissedilen ilk sarsıntıdan sonra bölge halkı konutlarını terk etmişti.Bu nedenle asıl depremde ölü sayısı görece az olmuştur.

Fethiye depreminin oluştuğu alan Türkiyenin ikinci derece tehlikeli deprem bölgesindedir.Kasaba batıda Kerme Körfezinden, doğuda Kocaçayı Vadisine kadar uzanan ve Akdeniz kıyısına paralel olan bir tektonik çukurluk sistemin içindedir.Bu çukurlukta sık sık yerel depremler oluşmaktadır.Ayrıca İstanköy, Meis ve Rodos adaları deprem merkezlerinin etki alanı içindedir.Geçmişte de Fethiyede önemli depremler oluşmuştur.Bölge zemininin genç alüvyonlardan oluşması ve yeraltı suyunun da yüksekte bulunması, depremlerde şiddet arttırıcı rol oynayabilmektedir.

GEDİZ DEPREMİ(1970)​

28 Mart 1970te Gediz ve çevresinde oluşan şiddetli yer sarsıntısı.Konumu 39 21` kuzey enlemi ve 29 51` doğu boylamı olan depremin etkinlik gösterdiği yer ikinci dereceden deprem bölgesinde, Turgutlu-Sındırgı-Simav-Gediz kırık hattı üzerindedir.

Magnitüdü Richter ölçeğine göre, 7.1 olan bu depremde 1.086 kişi ölmüş, 1.250 kişi yaralanmış ve 9.456 bina yıkılmış ya da ağır hasar görmüştür. Depremden en çok etkilenen yer Gediz ilçe merkezi ile çevredeki bucak ve köylerdir.Ayrıca depremden sonra birçok artçı sarsıntı olmuştur.Bunlardan birkaçının magnitüdü Richter ölçeğine göre 5in üzerindedir.

Gediz depremi ve onu izleyen sarsıntıların olduğu alan, Batı Anadoludaki Neojen bölümde oluşan havzalardan biridir.Batı Anadoludaki kırık hattı oluşumu Neojen Bölüm başında, Batı Anadolu kristalin kütlesinin ve Neojen bölüm öncesi tortul dizilerin yükselmesiyle birlikte başlamış, havzaların oluşumu ve gelişimi sırasında sürekliliğini korumuştur.

Deprem sonrası Yunuslar yakınındaki Seyranbaşı tepesinin eteğinde en büyük açıklığı 50 cm olan, 7 cm yatay ve 15-20 cm düşey atılımlı bir yarık saptanmıştır.Gene Çavdarhisarda köy içerisinde geçen dere üzerindeki köprü yakınlarında, eski ve yeni alüvyonlarda yaklaşık olarak güneybatı-kuzeydoğu doğrultulu 10-15 düşey atımlı bir yarık gözlenmiştir.Ayrıca Gediz ilçe merkezinin güneyinde Gediz Çayı-Bulacık Dere kavşağında, Çayçinge köyü çevresinde gerilme çatlağı sistemleri saptanmıştır.

GEREDE DEPREMİ(1944)​

1 Şubat 1944te Bolu ve çevresinde oluşan çok şiddetli yer sarsıntısı.Richter ölçeğine göre 7.4 şiddetinde olan deprem sonucunda toplam 3.959 kişi ölmüş, 1.182 kişi yaralanmış ve 9.422 bina yıkılmıştır.

Konumu 41 41` kuzey enlemi ve 32 69` doğu boylamı olan depremin etkilediği alan Türkiyenin birinci derece deprem bölgesinde, Kuzey Anadolu Kırık Kuşağı üzerinde bulunmaktadır.Bolu kenti, Pleyistosen Bölümde oluşan ve çakıl, kum, kumtaşı, marn, konglomera, içeren bir zemin üzerine kuruludur.Tepe kesimini çevreleyen hafif eğilimli yamaçlar moloz ve toprak karışımından, kentin güney kesimindeki ova bölgesi ise kil, kum ve toprak içeren genç alüvyonlardan oluşur.Depremde Boluda en ağır yıkıma uğrayan yer kentin ova bölgesinin güney kesimidir.Deprem sırasında kentin 4 kilometre güneyinde Ilıca yolu üzerinde yolu kesen bir çatlak oluşmuştur.Bu, büyük olasılıkla Geredede görülen ana çatlağın uzantısıdır.Burada kara, batıya doğru 3 metre itilmiştir. Tepenin kuzeyinde uzanan ova bölgesi ile kentin yamaç ve tepe bölgeleri depremden daha az zarar görmüştür.

GÖNEN DEPREMİ(1953)​

18 Mart 1953te Gönen ve çevresinde oluşan çok şiddetli yer sarsıntısı.Şiddeti Richter ölçeğine göre 7.5 olan deprem sonucunda 265 kişi ölmüş, 336 kişi yaralanmış ve 5 binden fazla bina yıkılmıştı.Konumu 39 99` kuzey enlemi ve 27 63` doğu boylamı olan deprem yöresi birinci derece deprem bölgesinde ve Bursa-Apolyont-Manyas çukurluğunun Yenice-Gönen kırık kuşağı ile birleştiği sismik etkinliği yüksek bir alanda yer alır.

6,3çarpı 10 üzeri 21 erglik bir enerji açığa çıkaran deprem sonucunda kentin 1 kilometre güneyinde, 48-50 kilometre uzunluğunda bir kırık oluşmuştur.Yatay atım Yenice Vadisinde 3,3 metre, Yenicenin doğusunda ise 4,3 metre olarak saptanmıştır.Gönen kentinin düz kesimleri henüz yerleşmemiş alüvyon tabakası üzerindedir ve deprem açısından zayıftır.Özellikle yeraltı suyunun yüksekte bulunduğu, Gönen Çayı yönündeki kesim daha tehlikelidir.Kentin yukarı bölümleri daha sağlam yapılıdır.

KARLIOVA DEPREMİ(1949)​

17 Ağustos 1949da Bingölün Karlıova ilçesinde oluşan şiddetli yer sarsıntısı. Magnitüdü Richter ölçeğine göre 6.7 olan bu depremin sonucunda ilçede 450 kişi yaşamını yitirmiş ve 1200 yapı yıkılmıştır.

Karlıova ilçesi birinci derece tehlikeli deprem bölgesinde yer alır.Kasabanın zemini deprem bakımından oldukça tehlikeli, henüz yerleşmemiş bir yapıdadır. İlçenin arkasındaki yamaçlar molozla örtülü lav, tüf ve aglomera gibi volkanik kayaçlardan oluşur.
Daha sonra yörede, 28 Mart 1954te 6.7 magnitüdünde ve 20 Ağustos 1965te 5.3 magnitüdünde iki büyük deprem ile magnitüdü 5.0dan küçük pek çok deprem olmuştur.

LADİK DEPREMİ(1943)​

Samsunun Ladik ilçesi yakınlarında 26 Kasım 1943te oluşan şiddetli yer sarsıntısı.Dışmerkezi 41 05` kuzey enlemi, 33 72` doğu boylamı olan depremin magnitüdü Richter ölçeğine göre 7.6dır.Deprem geniş bir alanı etkilemiş ve doğuda Taşovadan, batıda Ilgaza kadar uzanan kasaba ve köylerde hissedilmiştir.Bölgede büyük hasara ve can kaybına yol açan depremde 2.824 kişi yaşamını kaybetmiş, 5 bin kişi yaralanmış ve konutların yüzde 75ini oluşturan 40 bin bina yıkılmıştır.

Depremin oluştuğu bölge, birinci derece deprem bölgesi olan Kuzey Anadolu Kırık Kuşağındaki Ladik çöküntü ovasının güney kenarındadır.
Deprem sonucunda, doğuda Destek Boğazından başlayarak batıda Filyos Çayının keskin bir dönüş yaptığı yere kadar uzanan 280 kilometre boyunca yeni bir kırık oluşmuştur.Kırık boyunca 90-100 cmlik bir hareket oluşmuş ve kuzey blok güneye göre alçalmıştır.
Bölgede 27 Kasım 1943te birincisi Richter ölçeğine göre 4.7, ikincisi 5 magnitüdünde iki deprem ve 15 Temmuz 1975te de Richter ölçeğine göre 4.6 magnitüdünde başka bir deprem daha oluşmuştur.

LİCE DEPREMİ(1975)​

6 Eylül 1975te Lice'de oluşan şiddetli yer sarsıntısı. Magnitüdü Richter ölçeğine göre 6.6 olarak belirlenen deprem sonucunda Lice'de ve çevre köylerde 2.385 kişi yaşamını kaybetmiştir. Deprem sonucu Hani, Hazro, Kulp, Dicle, Silvan, Ergani ve Diyarbakır çevresindeki yapıların 8.159u ağır, 4.550si orta ve 7.283ü hafif hasar görmüştür.

Konumu 38 51` kuzey enlemi, 40 77` doğu boylamı olarak belirlenen bu depremde, Genç ilçesinin yolu üzerinde, Korha köyünün batısında, kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda 5-10 cm düşey, 8-10 cm yatay atımlı 200-300 metre uzunluğunda sağ doğrultulu bir kırık oluşmuştur.
Lice, kuzeyden güneye doğru, kireçtaşı, kumtaşı, marn ve alüvyondan oluşan bir zemin üzerine kurulmuştur.Üçüncü derece deprem bölgesinde yer alan ilçe, Hani-Lice-Kulp deprem hattı üzerindedir.Bölge ayrıca Bingöl-Muş kırık hattının ve bölgesel kırık sistemlerinin etkisi altındadır.Bu özellik, bölgenin çevrede oluşan depremlerden hafif hasar görmesine neden olur.İlçenin zeminini oluşturan yapı toprak aşınmasıyla taşınan killi, kumlu, çakıllı toprak katmanıyla örtülmüştür.Yeraltı suyunun düzeyi genellikle yüksektir.

MANYAS DEPREMİ(1964)​

6 Ekim 1964te Manyasta oluşan şiddetli yer sarsıntısı.Magnitüdü Richter ölçeğine göre 6.6 olan bu depremde Manyas ve köylerinde 23 kişi öldü, birçok kişide yaralandı. 5.523ü ağır olmak üzere toplam 10.048 yapı hasar gördü. Deprem özellikle Marmara Denizinin güney kıyıları yakınındaki yerleşim bölgelerinde etkili oldu, kimi yerlerde toprakta yarıklar açıldı ve yer altı suları fışkırdı.

Manyas ve çevresi Türkiyenin birinci derece deprem bölgesi içinde yer alır. İlçenin üzerinde kurulduğu zemin genellikle kalın bir çökeller katmanıyla kaplı olan Neojen bölüm marnlarından oluşmuştur.Bu marnlar üzerinde, kısmen çimentolaşmış 4-5 metre kalınlıkta eski akarsu birikintileri görülür.İlçenin alçak bölgeleri ise kum, çakıl ve moloz içeren gevşek yapılı alüvyondan oluşmuştur.

NİKSAR DEPREMİ(1942)​

20 Aralık 1942de Tokatın Niksar ve Erbaa ilçelerini etkileyen şiddetli yer sarsıntısı.Magnitüdü Richter ölçeğine göre 7.3 olan depremde 3 bin kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce kişi yaralanmış, 6 bine yakın bina yıkılmış ya da hasar görmüştür.

Kuzey Anadolu Kırık Kuşağı üzerinde yer alan ilçeler birinci derece deprem bölgesi üzerindedir. Tokatın kuzeybatısında, Kelkit Çayı düzlüğüne açılan dar bir vadinin yamaçlarına kurulmuş olan ilçe merkezleri toprak ve moloz katmanlarıyla örtülü olan volkanik bir kütle üzerindedir. Ova ise genç çökellerle örtülüdür. Kelkit ana kırığına paralel, Ayvaz Suyu yönünde bir kırık daha olduğu sanılmaktadır.
Bölgede çeşitli zamanlarda birçok başka deprem olmuştur.


SİVAS DEPREMİ(1929)​

18 Mayıs 1929da Sivas ilinin Suşehri ilçesinde oluşan şiddetli yer sarsıntısı. Magnitüdü Richter ölçeğine göre 6.5 olarak belirlenen deprem sonucunda 64 kişi yaşamını yitirmiş, 1.357 yapı yıkılmış ya da ağır hasar görmüştür. Depremde Suşehri Ovası da jeolojik hasara uğramıştır.
Depremin dışmerkezi 40 derece kuzey enlemi, 38 derece doğu boylamıydı.

İlçe merkezi birinci derece deprem bölgesi üzerinde ve Kelkit Vadisini izleyen deprem hattından gelen depremlerin etki alanı içinde yer alır.Ayrıca Suşehri Ovasından ikincil deprem hatları geçer.İlçe merkezinin büyük bölümünün zemini, kısmen moloz ve toprakla örtülü serpantinlerden oluşur.Düzlük alanlarda kuzeye doğru yamaç çökelleri, ilçe merkezinin altında ise genç birikintiler yer alır.

SÖKE DEPREMİ(1955)​

16 Temmuz 1955te Aydın ilinin Söke ilçesinde oluşan şiddetli yer sarsıntısı. Magnitüdü Richter ölçeğine göre 6.9 olarak belirlenen deprem sonucunda 23 kişi yaşamını yitirmiş ve 470 yapı yıkılmıştır.Depremin dışmerkezi 37,9 kuzey enlemi ve 27,1 doğu boylamıdır.İlçe merkezi birinci derece deprem bölgesi üzerinde yer alır ve Büyük Menderes tektonik çukuru içindeki deprem merkezlerinin etkisi altındadır.İlçe merkezinin ırmak birikintileri ve dik yamaçlar üzerinde bulunması depremin verdiği zararın artmasına neden olmuştur.
İlçe merkezine 25 kilometre uzaklıkta bulunan Balat kalıntıları ile 40 kilometre uzaklıktaki Yenihisar kalıntıları ve hem ilkçağdan hem de Selçuklu döneminden kalan yapıtlar, bölgede daha önceleri de şiddetli depremler oluştuğunu göstermektedir.Aynı bölgede 2 Nisan 1920de 5.3 29 Temmuz 1925te 4.5 15 Temmuz 1952de 4.6 ve 17 Nisan 1953te 4.5 magnitüdünde depremler olmuştur.1 Mayıs 1954te ise ilçede 4.8 5.1 5.2 ve 4.8 magnitüdünde dört deprem gerçekleşmiştir.

VARTO DEPREMİ (1946)​

31 Mayıs 1946da Muş ilinin Varto ilçesinde oluşan şiddetli yersarsıntısı. Magnitüdü Richter ölçeğine göre 6 olan deprem sonucunda 839 kişi yaşamını yitirmiş, 349 kişi yaralanmış ve 3 bin yapıda yıkılmış ya da hasar görmüştür. Depremin dışmerkezi 39 3` kuzey enlemi, 41 2` doğu boylamı olarak belirlenmiştir.

İlçe merkezi ve çevresi Kuzey Anadolu Kırık Kuşağının Van Gölüne doğru uzanan bölümünde ve birinci derece deprem bölgesinde yer aldığından, bu yörede çok sayıda deprem olmuştur.Bunların en önemlileri olan 19 Ağustos 1966da oluşan Richter ölçeğine göre 6.5 magnitüdündeki depremde 2.394 kişi yaşamını yitirmiş, 1.483 kişi yaralanmış, 27 Ağustos 1950de 5.8 magnitündeki depremde 2 kişi ölmüş, 2 kişi yaralanmış, 88 yapı yıkılmış ya da hasar görmüş, 12 Temmuz 1966da magnitüdü 4.6 ile 5.5 arasında değişen 14 deprem

KURŞUNLU DEPREMİ(1951)​

13 Ağustos 1951de Çankırının Kurşunlu ilçesinde oluşan ve magnitüdü Richter ölçeğine göre 6.5 olan şiddetli yer sarsıntısı.Deprem sonucunda yörede 50 kişi ölmüş, 678 kişi yaralanmıştır.Depremde ayrıca, 3.354 bina yıkılmış ve 13.373 binada hasar görmüştür.

Kurşunlu ilçesi Türkiyenin birinci derece deprem bölgesindedir ve Kuzey Anadolu Kırık Kuşağı üzerinde yer alır.Bölgede sık sık çeşitli büyüklüklerde depremler oluşmuştur.Çankırının 40 kilometre kadar kuzeybatısında yer alan Kurşunlu ilçesi, hafif dalgalı bir arazi üzerinde kurulmuştur.İlçeden geçen derenin kuzeydoğusunda Neojen bölümden kalan killi marnlı katmanlar ve dere çökelleri, güneybatısında ise andezit, tüf ve yığışımlar yer alır.

Van Gölünü Kuruması​

Türkiye'de son 40 yılda yaklaşık 1 milyon 300 bin hektar sulak alanın yani 3 Van Gölü büyüklüğündeki alanın ekolojik ve ekonomik işlevini yitirdiğini vurguladı. Türkiye'de son 20 yılda kişi başına düşen su miktarının 4 bin metreküpten 1430 metreküpe düştüğünün altını çizen Demirayak, "Türkiye su fakiri bir ülke olma yolunda hızla ilerliyor" dedi.
 
Geri
Top