Ümmetçilik Nedir ?
Ümmet kelime anlamı olarak bir anadan doğan, sülale veya topluluk demektir. Ümmet, İslam toplumunun tamamını ifade eden kavram. Ümmetçilikte kişilerin milliyetleri yerine dinleri önemlidir. Birden çok millet din duygusuyla bir arada tutulabilir. Semavi dinlere inanan kişiler ümmetçilik kavramı içine girmektedir.
Türkiye’de ise ümmet kelimesi ile İslam’a inanan tüm Müslümanlar anlaşılmaktadır. Dolayısıyla dünyadaki bütün Müslümanlar ümmet olarak algılanmakta ve fikri tartışmalarda hep bu ifade edilmektedir.
Ümmetçilik anlayışı, Osmanlı’nın son zamanlarında ortaya çıkmış bir fikir akımıdır. Fakat tutmamıştır. Zira, Müslümanlar Osmanlı’yı Hıristiyanlarla birlikte arkadan ihanet edince gerçekleşmesi imkansız hale gelmiştir.
Osmanlıda Ümmetçilik
İslamcılık(Ümmetçilik veya Panislamizm)
XIX.yüzyılda bazı Osmanlı aydınlarının savunduğu bu fikir akımı özellikle I.Meşrutiyetin sonlarına doğru büyük bir gelişme göstermiştir.Bu fikir akımına göre;sınırlar içindeki Müslüman unsurların yanında İngiltere Fransa ve Rusya’nın sömürüsü altındaki Müslümanlarında Osmanlı halifesi önderliğinde teşkilatlandırılması amaçlanmıştır.Böylece iç siyasette aynı zamanda halife olan padişahın otoritesi daha da artacak,dış politikada ise büyük devletler Osmanlı devletine karşı daha da tavizkar davranacaklardı.
Hz. Muhammed’e inanan bütün Müslümanların hangi ulusa bağlı olduklarına bakılmaksızın “ümmet” denilen İslam milletini oluşturdukları kabul edilmiştir.Bu nedenle İslamcılık akımının bir diğer adı da “Ümmetçilik” olmuştur.II.Abdülhamit’in 1878’de Mebusan Meclisini kapatmasından sonra İslamcılık fikri devlet tarafından resmen uygulanmaya başlamıştır.Ayrıca bu fikri Mehmet Akif Ersoy;Sait halim Paşa ve Cemaleddin Afgani gibi devlet adamları ve düşünürler de savunulmuştur.Ancak,büyük devletlerin sömürgeleri altındaki Müslümanlar arasında İslamcılık fikrinin yayılmasını engellemeleri ve Osmanlı topraklarındaki Müslümanlar arasında da milliyetçilik düşüncesinin yaygınlaşması sonucunda bu fikir akımı başarısız olmuştur.1909’dan itibaren İttihat ve Terakki Cemiyetinin yönetimdeki etkisinin artmasıyla beraber İslamcılık fikride önemini kaybetmiştir.I.Dünya savaşında Osmanlı devletinin ilan ettiği “Kutsal cihad” çağrısına İslam toplumlarının gerekli desteği vermemesi ve Osmanlı sınırlarında yaşayan Müslüman Arapların Osmanlı ordularına karşı savaşmaları İslamcılık politikasının başarısızlığını ortaya koymuştur.
Ümmet kelime anlamı olarak bir anadan doğan, sülale veya topluluk demektir. Ümmet, İslam toplumunun tamamını ifade eden kavram. Ümmetçilikte kişilerin milliyetleri yerine dinleri önemlidir. Birden çok millet din duygusuyla bir arada tutulabilir. Semavi dinlere inanan kişiler ümmetçilik kavramı içine girmektedir.
Türkiye’de ise ümmet kelimesi ile İslam’a inanan tüm Müslümanlar anlaşılmaktadır. Dolayısıyla dünyadaki bütün Müslümanlar ümmet olarak algılanmakta ve fikri tartışmalarda hep bu ifade edilmektedir.
Ümmetçilik anlayışı, Osmanlı’nın son zamanlarında ortaya çıkmış bir fikir akımıdır. Fakat tutmamıştır. Zira, Müslümanlar Osmanlı’yı Hıristiyanlarla birlikte arkadan ihanet edince gerçekleşmesi imkansız hale gelmiştir.
Osmanlıda Ümmetçilik
İslamcılık(Ümmetçilik veya Panislamizm)
XIX.yüzyılda bazı Osmanlı aydınlarının savunduğu bu fikir akımı özellikle I.Meşrutiyetin sonlarına doğru büyük bir gelişme göstermiştir.Bu fikir akımına göre;sınırlar içindeki Müslüman unsurların yanında İngiltere Fransa ve Rusya’nın sömürüsü altındaki Müslümanlarında Osmanlı halifesi önderliğinde teşkilatlandırılması amaçlanmıştır.Böylece iç siyasette aynı zamanda halife olan padişahın otoritesi daha da artacak,dış politikada ise büyük devletler Osmanlı devletine karşı daha da tavizkar davranacaklardı.
Hz. Muhammed’e inanan bütün Müslümanların hangi ulusa bağlı olduklarına bakılmaksızın “ümmet” denilen İslam milletini oluşturdukları kabul edilmiştir.Bu nedenle İslamcılık akımının bir diğer adı da “Ümmetçilik” olmuştur.II.Abdülhamit’in 1878’de Mebusan Meclisini kapatmasından sonra İslamcılık fikri devlet tarafından resmen uygulanmaya başlamıştır.Ayrıca bu fikri Mehmet Akif Ersoy;Sait halim Paşa ve Cemaleddin Afgani gibi devlet adamları ve düşünürler de savunulmuştur.Ancak,büyük devletlerin sömürgeleri altındaki Müslümanlar arasında İslamcılık fikrinin yayılmasını engellemeleri ve Osmanlı topraklarındaki Müslümanlar arasında da milliyetçilik düşüncesinin yaygınlaşması sonucunda bu fikir akımı başarısız olmuştur.1909’dan itibaren İttihat ve Terakki Cemiyetinin yönetimdeki etkisinin artmasıyla beraber İslamcılık fikride önemini kaybetmiştir.I.Dünya savaşında Osmanlı devletinin ilan ettiği “Kutsal cihad” çağrısına İslam toplumlarının gerekli desteği vermemesi ve Osmanlı sınırlarında yaşayan Müslüman Arapların Osmanlı ordularına karşı savaşmaları İslamcılık politikasının başarısızlığını ortaya koymuştur.