Bir evin olacak deniz kenarında,arkası orman!..
Hem mavinin; hem yeşilin tadını çıkaracaksın...
Kimsenin bilmediği, bilse de gidemediği, baksa da göremediği küçük, minicik bir ev!
Tastan yolu olacak o evin, önünde otantik bir tekne demir atmış olacak, sahibi de sen olacaksın kaptanı da sen...
Güveneceksin önce o eve seveceksin sonra ,iyice sahipleneceksin!..
Duvarları saflığı işaret edercesine beyaz olacak kapısı pembe...
Deniz öyle ucsuz bucaksız olmayacak karsısında daglar olacak aralarından güneş dogacak sabaha karsı şafak vaktinde deli edercesine yüreğini..
Aksamları o evin bahcesinde kendi ekip biçtiğin ufak sebzelik alanın hemen yanında sallanan sandalyene oturup hüzünle izleyeceksin kızıllasmıs güneşin sana veda edişini...
Bileceksin ki sabah yine gelecek merhaba diyecek turuncu rengiyle...
Çatı katı olacak bir de o evinin öğle saatlerinde oraya cıkıp alacaksın dürbününü eline dalacaksın ufka dogru...
Bineceksin kaptanı oldugun tekneye acılacaksın ucsuz bucaksız maviliğe...kaptıracaksın kendini suyun eşsiz güzelliğine!Martılar eşlik edecek sana ve teknene...
Sonra döneceksin geri o tatlı evine sonra anlaycaksın ki hasret kalmıssın bir dost sesine!...
Oysa diyeceksin ''oysa ben istedim böyle olmasını!''
yalnız kalmayı,duygusal olmayı,korkudan kinden uzak durmayı...Ve anlayacaksın ki o saydıklarınmış hayatını anlamlı kılan...
Ve uyanacaksın ertesi sabah tatlı uykundan;hersey ruyaymıs...
Egzoz gazlarının bogacagı eşsiz yuvana hoşgeldin diyecek umudunu kaybetmiş iyilik melegin!...
Neden sonra birkez daha söveceksin yaşadıgın hayata.Çünkü;ne hayal ettiklerin ne de olsun istediklerin değil yasadıgın!..
Aksama dogru anlayacaksın ki ruyanda istedigin yalnızlık gercekte yasadıgın yalnızkla karşıt!..
Ve anlam veremeyeceksin hayatına!Anlayamayacaksın kendini sonra diyeceksin ki usulca kendine;
''En Güzeli Uyumak!''
Ve öyle yapacaksın apartman katlarından belli olmasa da batan güneşe el sallayacak sonra yatacaksın yatagına;
bir daha kalkmamacasına...
Sıla Paylar
Hem mavinin; hem yeşilin tadını çıkaracaksın...
Kimsenin bilmediği, bilse de gidemediği, baksa da göremediği küçük, minicik bir ev!
Tastan yolu olacak o evin, önünde otantik bir tekne demir atmış olacak, sahibi de sen olacaksın kaptanı da sen...
Güveneceksin önce o eve seveceksin sonra ,iyice sahipleneceksin!..
Duvarları saflığı işaret edercesine beyaz olacak kapısı pembe...
Deniz öyle ucsuz bucaksız olmayacak karsısında daglar olacak aralarından güneş dogacak sabaha karsı şafak vaktinde deli edercesine yüreğini..
Aksamları o evin bahcesinde kendi ekip biçtiğin ufak sebzelik alanın hemen yanında sallanan sandalyene oturup hüzünle izleyeceksin kızıllasmıs güneşin sana veda edişini...
Bileceksin ki sabah yine gelecek merhaba diyecek turuncu rengiyle...
Çatı katı olacak bir de o evinin öğle saatlerinde oraya cıkıp alacaksın dürbününü eline dalacaksın ufka dogru...
Bineceksin kaptanı oldugun tekneye acılacaksın ucsuz bucaksız maviliğe...kaptıracaksın kendini suyun eşsiz güzelliğine!Martılar eşlik edecek sana ve teknene...
Sonra döneceksin geri o tatlı evine sonra anlaycaksın ki hasret kalmıssın bir dost sesine!...
Oysa diyeceksin ''oysa ben istedim böyle olmasını!''
yalnız kalmayı,duygusal olmayı,korkudan kinden uzak durmayı...Ve anlayacaksın ki o saydıklarınmış hayatını anlamlı kılan...
Ve uyanacaksın ertesi sabah tatlı uykundan;hersey ruyaymıs...
Egzoz gazlarının bogacagı eşsiz yuvana hoşgeldin diyecek umudunu kaybetmiş iyilik melegin!...
Neden sonra birkez daha söveceksin yaşadıgın hayata.Çünkü;ne hayal ettiklerin ne de olsun istediklerin değil yasadıgın!..
Aksama dogru anlayacaksın ki ruyanda istedigin yalnızlık gercekte yasadıgın yalnızkla karşıt!..
Ve anlam veremeyeceksin hayatına!Anlayamayacaksın kendini sonra diyeceksin ki usulca kendine;
''En Güzeli Uyumak!''
Ve öyle yapacaksın apartman katlarından belli olmasa da batan güneşe el sallayacak sonra yatacaksın yatagına;
bir daha kalkmamacasına...
Sıla Paylar