Vergi hukukunun diğer hukuk dalları ile ilişkisi

  • Konuyu açan Konuyu açan ZeyNoO
  • Açılış tarihi Açılış tarihi

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Vergi hukukunun diğer hukuk dalları ile ilişkisi

Vergi hukuku devletin sadece gelirleri ile ilgili hukuk kurallarını kapsamakta ve ele almakta, devlet harcamaları ile ilgili hususlarla ilgilenmemektedir. Devlet harcamaları ile ilgili kurallar esas itibariyle maliye politikasını ilgilendirmesi dolayısıyla malî hukukun içine girmektedir. Diğer taraftan vergi hukuku, devlet gelirlerinden olan ve iktisadi faaliyetlerden sağlanan mülk gelirlerini de kapsamamaktadır. Vergi hukuku, zora dayalı olarak tahsil edilen vergi gelirleri ile ilgili kuralları hüküm altına almış olmakla birlikte, sadece vergi gelirlerinin değil, aynı zamanda resim, harç ve şerefiyeler ile vergi benzeri kamu gelirleriyle ilgili kuralları da içeren bir hukuk dalıdır
Bununla birlikte vergi hukuku ile malî hukuku birbirinden tamamen ayırmak olası değildir. Kamu harcamalarının esas kaynağını oluşturan vergi gelirleri ile ilgili genel ilkeler ve uygulama biçimleri mali hukukun da konusunu oluşturmaktadır. Vergi hukukunun kamu hukukunun içine girmesi devletin vergilendirme işlemlerinde kamu otoritesini yani egemenlik gücünü kullanmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle de vergi hukuku kamu hukukunun ilk örneğini teşkil etmektedir.
Vergi Hukuku Anayasa Hukuku, İdare Hukuku ve Özel Hukuk ile de yakın ilişkisi bulunan ve kamu hukukunun içinde bulunan bir hukuk dalıdır.
Devletin vergileme yetkisi, kaynağını Anayasadan almaktadır. Anayasada vergileme ile ilgili temel ilke ve esaslar konulmuş olup, vergi yasalarının bu ilke ve esaslara uygun olarak çıkartılması ve uygulanması gerekmektedir. Anayasaya uygun olmayan vergi yasalarının uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır Bu nedenle vergi hukuku ile anayasa hukuku yakın bir ilişki içinde bulunmaktadır.
Vergi hukukunun idare hukuku ile olan ilişkisi ise vergileme işleminin idari bir işlem olmasından kaynaklanmaktadır. Vergilemenin doğuş safhasını teşkil eden tarh işleminin idari bir işlem olduğu, yasada yer alan vergi tarhının tanımlamasında özellikle vurgulanmaktadır. Vergi Usul Kanununun 20’nci maddesinde vergi alacağının vergi dairesi tarafından hesaplanan idari bir işlem olduğu ifade edilmektedir. Her idari işlem gibi vergileme işlemleri de idari yargı denetimine tabi olmak suretiyle idare hukukunun kapsamına girmektedir.
Vergi hukukunun uluslararası hukuk ile de yakın ilişki içinde bulunduğunu ifade etmek gerekir. Vergilendirme işlemlerinde devletlerin egemenlik gücü önemli rol oynamakla birlikte, aynı vergilendirme işleminde birden fazla devletin vergilendirme gücünün çakışması durumunda sorunlar devletlerin iç hukuk kurallarının yanında devletlerarası hukuk kurallarına göre çözüme kavuşturulur. Özellikle çağımızda uluslararası sermayenin birden fazla ülkede dolaşıma girmesi, vergilendirme yetkisinin belirlenmesinde devletlerarası hukuku daha çok ilgi alanı haline getirmekte, çifte vergilendirme problemleri uluslararası anlaşmalarla çözüme kavuşturulmaktadır.
Vergi hukukunun borçlar hukuku, medeni hukuk gibi özel hukuk dalları ile de ilişkisi açık olmakla beraber, vergi hukukunun bağımsız bir hukuk dalı niteliği bulunmaktadır. Bu nitelik, vergilendirme işlemlerinin kendine özgü kural ve tekniklerinin bulunmasından kaynaklanır. Bununla birlikte vergi hukukunu bağımsız bir hukuk dalı olarak görmeyen görüşler de bulunmaktadır. Bu görüşlere göre vergi hukuku kamu maliyesi veya idare hukuku içinde özel bir konu olarak yer almaktadır.
Diğer taraftan verginin tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsili ile ilgili işlemlerinin ve bu işlemlerin sebep olduğu vergi uyuşmazlıklarının incelendiği hukuk kurallarına “ vergi tekniği” ya da “şekli vergi hukuku” denilmektedir.
 
Geri
Top