Vergilendirme yetkisinin sınırlandırılması
Çeşitli ülkelerin vergilendirme yetkisinin kullanılmasında farklı ilkeleri benimsemiş olmaları, özellikle globalleşen ve sermayenin uluslararası dolaşıma açık olduğu günümüzde, birden fazla devletin aynı vergi konusunu vergilendirdiği görülmekte ve bu durum vergi mükerrerliğine, diğer bir deyişle çifte vergilendirmeye yol açmaktadır. Esasen çifte vergilendirme, ülkelerin farklı vergilendirme ilkelerini benimsemesinden kaynaklanmaktadır. Bir ülke kaynak ilkesini benimserken diğer bir ülke tâbiiyet (uyrukluluk) veya ikamet ilkesini benimseyebilmektedir.
Çifte vergilendirmeyi önlemek üzere ülkeler ya tek yanlı olarak vergilendirme yetkisini sınırlandırmakta, ya da uluslararası anlaşmalarla yetki sınırlandırmasına gitmektedir. Tek yanlı olarak çifte vergilendirmeyi önleme yoluna giden ülkeler genellikle ülke içinde meydana gelen vergiyi doğuran olayları vergilendirme kapsamına almakta, ülke dışında elde edilen kazançlar ise ya vergiden istisna edilmek suretiyle vergilendirme dışında bırakılmakta veya beyan edilen yurt dışı kazançlara isabet eden ve yurt dışında ödenmiş bulunan verginin hesaplanan toplam vergiden mahsup edilmesine olanak tanımak suretiyle çifte vergilendirmenin önüne geçilmektedir.
Çifte vergilendirmeyi önlemenin bir diğer yolu ise diğer ülkelerle yapılan uluslar arası anlaşmalardır. Devletler vergilendirme yetkilerini çift taraflı anlaşmalarla sınırlayabilecekleri gibi çok yanlı anlaşmalar yapılmak suretiyle de yetki sınırlaması yapılabilmektedir.
Bu suretle taraf ülkeler arasında varılan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları ülke parlamentolarında onaylanmak suretiyle yasa hüviyetini kazanmaktadır.
Çeşitli ülkelerin vergilendirme yetkisinin kullanılmasında farklı ilkeleri benimsemiş olmaları, özellikle globalleşen ve sermayenin uluslararası dolaşıma açık olduğu günümüzde, birden fazla devletin aynı vergi konusunu vergilendirdiği görülmekte ve bu durum vergi mükerrerliğine, diğer bir deyişle çifte vergilendirmeye yol açmaktadır. Esasen çifte vergilendirme, ülkelerin farklı vergilendirme ilkelerini benimsemesinden kaynaklanmaktadır. Bir ülke kaynak ilkesini benimserken diğer bir ülke tâbiiyet (uyrukluluk) veya ikamet ilkesini benimseyebilmektedir.
Çifte vergilendirmeyi önlemek üzere ülkeler ya tek yanlı olarak vergilendirme yetkisini sınırlandırmakta, ya da uluslararası anlaşmalarla yetki sınırlandırmasına gitmektedir. Tek yanlı olarak çifte vergilendirmeyi önleme yoluna giden ülkeler genellikle ülke içinde meydana gelen vergiyi doğuran olayları vergilendirme kapsamına almakta, ülke dışında elde edilen kazançlar ise ya vergiden istisna edilmek suretiyle vergilendirme dışında bırakılmakta veya beyan edilen yurt dışı kazançlara isabet eden ve yurt dışında ödenmiş bulunan verginin hesaplanan toplam vergiden mahsup edilmesine olanak tanımak suretiyle çifte vergilendirmenin önüne geçilmektedir.
Çifte vergilendirmeyi önlemenin bir diğer yolu ise diğer ülkelerle yapılan uluslar arası anlaşmalardır. Devletler vergilendirme yetkilerini çift taraflı anlaşmalarla sınırlayabilecekleri gibi çok yanlı anlaşmalar yapılmak suretiyle de yetki sınırlaması yapılabilmektedir.
Bu suretle taraf ülkeler arasında varılan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları ülke parlamentolarında onaylanmak suretiyle yasa hüviyetini kazanmaktadır.