Verginin tabii afetler nedeniyle terkini
Terkin müessesesi Vergi Usul Kanununda ve Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunda birbirine paralel biçimde hüküm altına alınmıştır. Vergi Usul Kanununun 115’nci maddesinde yer alan hükme göre bir verginin terkin edilebilmesi için birinci şart, yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması, kuraklık, don, muzır hayvan ve haşarat istilası ve bunlara benzer tabii afetler nedeniyle mükelleflerin mal varlığında veya mahsullerinde bir zarar meydana gelmesi, ikinci şart ise mükelleflerin varlıklarının en az üçte birini kaybetmeleri ve çiftçiler bakımından da mahsullerinin en az üçte birinin zayi olması gerekmektedir.
Bu takdirde mükelleflerin zarara uğrayan gelir kaynaklarıyla ilgili vergi ve ceza borçları ile, çiftçilerin hasarın meydana geldiği zamana ait ürüne ilişkin vergi ve ceza borçları, Maliye Bakanlığınca zararla mütenasip olarak tamamen veya kısmen terkin edilir. Maliye Bakanlığı terkin yetkisini mahalli idarelere bırakabilir. Zararın derecesi ve ilgili bulunduğu gelir kaynağı mahalli idarelerce tespit olunur.
Diğer taraftan Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 105’nci maddesine göre, benzeri afetler nedeniyle varlıklarının veya mahsullerinin en az üçte birini kaybedenlerin afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili olarak tahakkuk ettirilmiş vergi ve ceza dışındaki kamu alacakları da Bakanlar Kurulunun kararıyla kısmen veya tamamen terkin olunur. Ancak bu hükümden yararlanabilmeleri için borçluların afetin vuku bulduğu tarihten itibaren 6 ay içinde ilgili kamu idaresine başvurmaları gerekmekte olup, zararın derecesi ilgili kamu idaresince oluşturulan komisyonlarca belirlenir.
Terkin müessesesi Vergi Usul Kanununda ve Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunda birbirine paralel biçimde hüküm altına alınmıştır. Vergi Usul Kanununun 115’nci maddesinde yer alan hükme göre bir verginin terkin edilebilmesi için birinci şart, yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması, kuraklık, don, muzır hayvan ve haşarat istilası ve bunlara benzer tabii afetler nedeniyle mükelleflerin mal varlığında veya mahsullerinde bir zarar meydana gelmesi, ikinci şart ise mükelleflerin varlıklarının en az üçte birini kaybetmeleri ve çiftçiler bakımından da mahsullerinin en az üçte birinin zayi olması gerekmektedir.
Bu takdirde mükelleflerin zarara uğrayan gelir kaynaklarıyla ilgili vergi ve ceza borçları ile, çiftçilerin hasarın meydana geldiği zamana ait ürüne ilişkin vergi ve ceza borçları, Maliye Bakanlığınca zararla mütenasip olarak tamamen veya kısmen terkin edilir. Maliye Bakanlığı terkin yetkisini mahalli idarelere bırakabilir. Zararın derecesi ve ilgili bulunduğu gelir kaynağı mahalli idarelerce tespit olunur.
Diğer taraftan Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 105’nci maddesine göre, benzeri afetler nedeniyle varlıklarının veya mahsullerinin en az üçte birini kaybedenlerin afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili olarak tahakkuk ettirilmiş vergi ve ceza dışındaki kamu alacakları da Bakanlar Kurulunun kararıyla kısmen veya tamamen terkin olunur. Ancak bu hükümden yararlanabilmeleri için borçluların afetin vuku bulduğu tarihten itibaren 6 ay içinde ilgili kamu idaresine başvurmaları gerekmekte olup, zararın derecesi ilgili kamu idaresince oluşturulan komisyonlarca belirlenir.