Verginin tahakkuku
Vergi Usul Kanununun 22’nci maddesinde tahakkuk kavramı, “tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesi” şeklinde tanımlanmaktadır.
Verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesi, verginin kesinleşmesi anlamına gelmektedir ki, devlet açısından ancak bu safhada vergi alacağı doğmuş sayılmaktadır. Tahakkuk işlemi idari bir işlem olmayıp, bir süreci ve bir durumu ifade etmektedir. Tarh edilen vergiler mükellefin tutumuna göre ya itiraz etmeksizin belli bir süre sonunda ya da yargı organının kararına göre kesinleşir.
Verginin tahakkuk edebilmesi için önce tarhiyat işleminin yapılmış olması, sonra tarhiyat işleminin yapıldığı ihbarnamenin mükellefe tebliğ edilmesi ve bu işlemden sonra da 30 günlük bir sürenin geçmiş olması gerekmektedir. Bu süre, mükellefin tarh ve tebliğ edilen vergiye itiraz etme hakkının söz konusu olduğu süredir. 30 günlük süre içinde dava açılmamış olması halinde vergi kesinleşmiş olur. Dava açılması halinde vergi mahkemesinin mükellef lehine karar vermesi durumunda tarh edilen vergi tahakkuk etmemiş olacağından bu durumda vergi dairesi tahsilat işlemi yapamaz. Vergi mahkemesinin mükellef aleyhine karar vermesi halinde ise vergi ödenecek duruma gelir ve vergi dairesi tahsilat işlemlerine başlayabilir. Bununla birlikte, vergi mahkemesi kararlarına karşı, duruma göre Bölge İdare Mahkemesinde itiraz veya Danıştay’da temyiz yoluna gidilmesi mümkün olup, bu durumda üst mahkemenin vereceği kararın mükellefin aleyhine olması durumunda alt derece mahkeme kararı kesinleşmiş yani tahakkuk etmiş sayılır.
Tarh işlemi Vergi Usul Kanununda yer alan tanımlamada da ifade edildiği gibi idari bir işlem olmakla birlikte tahakkuk işlemi belirli bir sürecin sonunda oluşan hukuksal bir durumu ifade etmektedir Bu bakımdan tahakkuk işlemi idari bir işlem olmayıp bir tespiti, ya da bir sonucu ifade etmektedir.
Örneğin mükellef hakkında yapılan vergi incelemesi neticesi bulunan matrah farkı üzerinden vergi dairesince yapılan tarhiyat ile ilgili düzenlenen ihbarname mükellefe 7.11.2007 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu kabul edildiğinde, bu tarihten itibaren 30 gün içinde mükellef söz konusu tarhiyata karşı dava açmadığı takdirde bu sürenin sonunda tarh edilen vergi tahakkuk etmiş sayılır. Mükellefin belirtilen süre içinde dâva açma yolunu seçmesi durumunda ise yukarıda belirtilen prosedüre uygun biçimde yargı organlarının mükellef aleyhine verdiği karara göre tarh edilen vergi tahakkuk eder.
Beyana dayalı tarhiyatlarda ise ilgili bölümde açıklandığı üzere tarh işlemi ile tebliğ ve tahakkuk işlemleri aynı anda yapılmaktadır. Çünkü VUK’ nun 378’nci maddesi uyarınca mükellefler beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere itiraz edemeyeceklerinden, verginin tarh edilmesi ile birlikte tahakkuk işlemi de gerçekleşmiş olmaktadır.
Vergi Usul Kanununun 22’nci maddesinde tahakkuk kavramı, “tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesi” şeklinde tanımlanmaktadır.
Verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesi, verginin kesinleşmesi anlamına gelmektedir ki, devlet açısından ancak bu safhada vergi alacağı doğmuş sayılmaktadır. Tahakkuk işlemi idari bir işlem olmayıp, bir süreci ve bir durumu ifade etmektedir. Tarh edilen vergiler mükellefin tutumuna göre ya itiraz etmeksizin belli bir süre sonunda ya da yargı organının kararına göre kesinleşir.
Verginin tahakkuk edebilmesi için önce tarhiyat işleminin yapılmış olması, sonra tarhiyat işleminin yapıldığı ihbarnamenin mükellefe tebliğ edilmesi ve bu işlemden sonra da 30 günlük bir sürenin geçmiş olması gerekmektedir. Bu süre, mükellefin tarh ve tebliğ edilen vergiye itiraz etme hakkının söz konusu olduğu süredir. 30 günlük süre içinde dava açılmamış olması halinde vergi kesinleşmiş olur. Dava açılması halinde vergi mahkemesinin mükellef lehine karar vermesi durumunda tarh edilen vergi tahakkuk etmemiş olacağından bu durumda vergi dairesi tahsilat işlemi yapamaz. Vergi mahkemesinin mükellef aleyhine karar vermesi halinde ise vergi ödenecek duruma gelir ve vergi dairesi tahsilat işlemlerine başlayabilir. Bununla birlikte, vergi mahkemesi kararlarına karşı, duruma göre Bölge İdare Mahkemesinde itiraz veya Danıştay’da temyiz yoluna gidilmesi mümkün olup, bu durumda üst mahkemenin vereceği kararın mükellefin aleyhine olması durumunda alt derece mahkeme kararı kesinleşmiş yani tahakkuk etmiş sayılır.
Tarh işlemi Vergi Usul Kanununda yer alan tanımlamada da ifade edildiği gibi idari bir işlem olmakla birlikte tahakkuk işlemi belirli bir sürecin sonunda oluşan hukuksal bir durumu ifade etmektedir Bu bakımdan tahakkuk işlemi idari bir işlem olmayıp bir tespiti, ya da bir sonucu ifade etmektedir.
Örneğin mükellef hakkında yapılan vergi incelemesi neticesi bulunan matrah farkı üzerinden vergi dairesince yapılan tarhiyat ile ilgili düzenlenen ihbarname mükellefe 7.11.2007 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu kabul edildiğinde, bu tarihten itibaren 30 gün içinde mükellef söz konusu tarhiyata karşı dava açmadığı takdirde bu sürenin sonunda tarh edilen vergi tahakkuk etmiş sayılır. Mükellefin belirtilen süre içinde dâva açma yolunu seçmesi durumunda ise yukarıda belirtilen prosedüre uygun biçimde yargı organlarının mükellef aleyhine verdiği karara göre tarh edilen vergi tahakkuk eder.
Beyana dayalı tarhiyatlarda ise ilgili bölümde açıklandığı üzere tarh işlemi ile tebliğ ve tahakkuk işlemleri aynı anda yapılmaktadır. Çünkü VUK’ nun 378’nci maddesi uyarınca mükellefler beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere itiraz edemeyeceklerinden, verginin tarh edilmesi ile birlikte tahakkuk işlemi de gerçekleşmiş olmaktadır.