YAKIN DÖNEM AVRUPA -AMERİKAN HUKUKÇULARI
Avrupa,Asya ve Afrika'nın ilk uygarlıkları ve bu uygarlıklar içinde Hukuk müzenin anlatmak ve göstermek istediğidir. Müzede gezinirken ilk yasaları yapanlar ile onları bir şeye kaydedenlerin yani günümüze gelmesini sağlayanların ne kadar güzel bir birliktelik içinde olduklarını görmek mümkündür.
Hukukçular ile Sanatçılar , Hukuk ile sanat bu mekanlarda ve görüntülerde iç içedir.
Seçilen yabancı hukukçuların mutlaka hukuk fakültesi mezunu olması aranmamıştır.Fikirleri ile hukuk dünyasında kavramlar ve tartışmalar yaratan insanlara yer verilmiştir. Avukatlar, yargıçlar yanısıra bilim adamları, düşünürler bir aksiyonun başlatıcısı olanlar yabancı hukukçu olarak seçilmiş ve izleyicinin beğeni ve bilgisine sunulmuştur.
Saint Augustine
Hıristiyan düşüncesinin ilk önemli temsilcisi olarak kabul edilir. MS 354-400 yılları arasında yaşamıştır. Annesi bir hıristiyanken babası bir putperesttir. Kartaca, İtalya gibi ülkelerde eğitim almıştır. Çeşitli ruhi buhranlar geçirdikten sonra hıristiyan olmuştur. İrade Hürriyeti Hakkında , İtiraflar , İlahi Devlet başlıca eserleridir.
Saint Augustine ilahi devleti ideal devlet olarak görür. Düşünüre göre dünya devleti ortak bir sözleşme ile birbirine bağlanan akli varlılardan oluşmaktadır.St. Augustin’ e göre din kitaplarında anlatılan ilk günahtan sonra insanlar irade kudretini kaybetmişlerdir. İlahi kudret dışında hiçbir güç yoktur.
Saint Thomas d’Aguin:1226-1274 yılları arasında yaşamış,soylu bir aileye mensup bir kişidir. Müthiş bir hafızaya sahip olan bu düşünür,okuduklarını unutmaması ile ünlüdür.Kıbrıs Krallığına devlet idaresinde uygulanacak usuller hakkında hukuki görüş vermiştir.Descartes’i incelemiştir. Aristo felsefesi hakkında dersler almıştır. En önemli eseri Teoloji Özeti (Summa Teologica) dır. Her şeyi din açısından görmeyen, insanın irade özgürlüğüne sahip olduğunu düşünen bir kimsedir.Saint Thomas’ a göre dört türlü kanun vardır. Bunlar;
a)Ebedi Kanun:Ölümsüz kanundur. Evreni yaratanca idare eden kanuna ebedi kanun denir.
b)Tabii Kanun:İnsanın aklıyla bildirdiği , ebedi kanunun insan aklına yansıyan bir bölümüdür.
c)İnsani kanun : İnsanlar tarafından tabii kanun ilkelerinden esinlenerek açıklanan pozitif kurallardır.
d)İlahi Kanun:Tanrının vahiy yoluyla bildirdiği ve din kitaplarında yer alan ilkelerdir.
Saint Thomas’ a göre insani kanunlar, tabii kanunlara uygun olmalıdır. Devlet tabii bir kurumdur. St. Thomas monarşiyi savunur. Kiliselerin otoritesini, devletin otoritesinden üstün görür. St. Thomas’a göre mülkiyet tabii bir hak değildir. Ancak özel mülkiyeti destekler. Katolik kilisesi St. Thomas’ın mülkiyet kuramını bütünüyle desteklemektedir.
Niccolo Machiavelli
Machiavelli, hükümdar adlı yapıtında o çağdaki devlet yönetiminin başarı koşullarını incelemiştir.
1469-1527 yılları arasında yaşamıştır.Floransalı dır.Makyavel ,siyasi yazar olarak tarih sahnesine çıkmış ancak görüşleriyle hukuksal düzeni etkilemiştir. Makyavel Hıristiyan ortaçağ düşüncesine karşı çıkmıştır.Makyavel Rönesans düşünürüdür.Siyasilere propagandayı ve iki yüzlülüğü öneren düşünceleri makyevalist politika olarak daha sonra anılmaya başlamıştır. Devlette laikleşme fikrini de savunan Makyavel İtalyan hukuk yaşantısında global etkilerde bulunmuştur.
"Amaca ulaşmak için her araç meşrudur" görüşü bugün de etkisini koruyan bir makyevalist kavram olarak tarihe geçmiştir.
Dyer, Sir James
(d. 1512, Roundhili, Somerset ö. 24 Mart 1582, Great Staughton, Huntingdonshire, ingiltere), 1559dan ölümüne değin Court of Common Pleas e (Gelenek Hukuku Üst Mahkemesi) başkanlık eden yargıç. Davaların gelecekte emsal olarak kullanılabilmesini sağlamak amacıyla dava dosyası sistemini geliştirmiştir 1292'den beri uygulanan, dava sonuçlarını yıllıklara kaydetme yönteminin yerine geçen bu çalışmanın ürünü, Court of Que en's (King's) Bench (Kraliyet Yargı Kurulu) ile Court of Common Pleas'm 1513-82 arasındaki kararlarım içeren üç ciltten oluşur. Yapıtta aktarılan davaların bir bölümü Dyer'ın göreve başlamasından önceki döneme aittir. O dönemde İngiltere'de hukuku alanında kullanılan Fransız dilinde kaleme alınmış bu metinleri ilk kez 1794'te John Vaillant ingilizceye çevirdi. Dyer "sır" un vanını 1552'de aldı.
Bodin, Jean
(d. 1530, Angers ö. Haziran 1596, Laon, Fransa), Fransız siyaset felsefecisi.İlahi hak üzerine kurulu ve yalnızca doğal hukuk ile sınırlanabilen mutlak yasama erkine sahip demokratik bir monarşi içinde kral ve parlamento arasında denge kuran ideal devlet kuramı ile tanınır.
Bodin, 1546 yazında Angers'de Karmelit tarikatına kabul edildi. Üç yıl sonra eğitimini tamamlamak üzere tarikatın Paris'teki okuluna gönderildi. 1551'de bilinmeyen bir nedenle tarikata bağlılık andının geçersiz sayılmasına izin verildi ve Bodiri medeni hukuk okumak üzere Toulouse Üniversitesi'ne gitti. Toulouse'da öğrenci ve öğretmen olarak 1361'e değin kaldı. O yıl, Katolikler ile Huguenotlar (Fransız Protestanları) arasında iç savaşın başladığı sırada hukuk öğretmenliğim bırakıp avocat du roi (krallık avukatı) olarak Paris'e döndü. 1571'de kralın kardeşi Alençon dükü François'nın danışmanı oldu; yönetimde ve diplomatik hizmetlerde görevli kişilerle tanıştı. 1576'da Vermandois'dan halk temsilcisi olarak Blois'da toplanan 6tat Generaux'ya (Millet Meclisi) girdi. Bu olay krallığın gözünden düşmesine yol açtı. Huguenotlara savaş açılması yerine, görüşme yapılmasını savundu. Monarşiye zarar vereceği nedeniyle krallık arazisinden feragat edilmesine de karşı çıktı. Soylu ve ruhban sınıfın taleplerin; benimsemeyerek Tiers Etat'nm(*) hakkını savundu. 1583' te Alençon dükünün ölümü üzerine, krallık procurateur'ü (vali) olarak Laon'a çekildi. On üç yıl sonra burada vebadan öldü. Başlıca yapıtı olan Six Livres de la Republique (1576; Cumhuriyetin Altı Kitabı) 17. yüzyıl İngiliz filozofu Thomas Hobbes'u etkiledi. Bodin kitabındaki siyasal model ile, vatandaşların gereksinimlerini bilen bir yöneticiye itaat edilmesi üzerine kurulu bir medeni düzeni vurguluyordu. Katolikler ile Huguenotlar arasında, 16. yüzyıl din savaşlannda yaşanana benzer bir anarşiden kaçınmak için, hükümet kararlanna saygı gösterilmesini gerekli görüyordu. Bodin'in öbür yazıları arasında, evrensel hukuk ilkelerini belirlemeye yönelik eleştirel bir tarih incelemesi (1566) ile dinleri özünde, insan davranışlannın ardındaki etik norm olarak gören ve On Emir'e dayandırılmaları gerektiğini öne süren karşılaştırmalı bir dinler araştırması yer alır.
Coke, Sir Edward
(d. l Şubat 1552, Sam Norfolk - ö,. 3 Eylül 1634, Stoke Poges, Buckinghamshire, ingiltere), ingiliz hukukçu ve siyaset adamı. Stuartların kraliyet ayrıcalıklarına karşı gelenek hukukunun (common law) üstünlüğünü savunarak ingiliz hukuku ve anayasasının gelişimine büyük katkıda bulunmuştur... . Norwich' te ve Cambridge Ümversitesi ne bağlı Trinity College'da öğrenim gördükten son a Inner Temple'da hukuk okudu. Sde baroya kabul edildi ve kısa surede büyük ün kazandı. Norfolk papazı Edwani Dennv'nin Lord Cromvveli'a (Henry) yöneltiği ayaklanma kışkırtıcılığı suçlaması üzerme açılan iftira davası ve ingdız arazi hukuku tarihinde önemli bir yer tutan Shellev Davasi'nda avukatlık yaptı. I. Elıza-beth'în birinci bakanı Lord Burghleymn (William Cedî) yardımıyla hizmetine girdi ve hızla yüksedi. 1589 da burgh' dan Parlamento'ya seçildi. 1592 de Londra başsavcı yardımcısı (sohcitor general) ve yargı kayıtlan sorumlusu (recorder) oldu Bir yıl sonra Avam Kamarası başkanlığma getirildi. Kraliçe Elizabeth'ın politikası doğrultusunda Avam Kamarası üyeleri nin kiliseyle ilgili konuları tartışma çabasını ustalıkla önledi. 1593'te başsavcılık (attorney g****neraiship) makamınm boşalmasından sonra Essex kontunun desteğiyle e bu goreve gelmek isteyen Francis Bacon île çatışmaya başladı. 1594'te bu goreve atanınca, bazı kaynaklara göre Bacon'ın başsavcı yardımcisı olmasına engel oldu. tik kansı Bridget Paston'ın ölümünden (1598) dört ay sonra Bacon'ın da kur yaptığı Lady Elizabeth Hatton ile evlendi.
Başsavcılık döneminde tahtın ve taht ayncalıklannın savunucusu oldu. Birçok önemli ihanet davası açarak Essex ve Southampton kontları (1600-01), Sir Walter Raleigh (1603) ve 1605'te Barut Komplosu'na katılan suikastçılar hakkındaki soruşturmaları yürüttü. Bu davalar sırasında aşın sert yöntemlere başvurdu.
1606'da Court of Common Pleas (Gelenek Hukuku Üst Mahkemesi) başyargıçlığına atandı. Bu sırada Başpiskopos Richard Bancroft, gelenek hukuku mahkemelerinin kilise mahkemeleri üzerindeki denetimim kırmak için uğraşıyordu. Bu çatışma, Coke'un gelenek hukukunun üstünlüğün-den hareketle kralın herhangi bir davayı mahkemelerden geri çekme yetkisi bulunmadığını ve "kralın kişisel olarak hiçbir dava hakkında karar veremeyeceğini" öne sürerek I. James'in öfkesini üzerine çektiği Fuller Davasi'nda (1607-08) doruğuna çıktı. 1610'da kraliyet konseyi önünde kralın gelenek hukukunun hiçbir bölümünü değiştiremeyeceğim ve daha önceden suç olmayan bir davranışı bir bildirge ile suç sayamayacağım söyleyerek bir kez daha kralla karşı karşıya geldi. Aynı yıl Court of High Commission'm (Kraliyet Kilise Divanı) zina suçları için hapis cezası verme , hakkı olmadığım savundu ve James'in 1611'de kendisini bu mahkemeye atama önerisini geri çevirdi. James, dürüst ve saygıdeğer bir kişi olarak gelenek hukukunun simgesi haline gelen Coke'la baş edeyeceğini görünce. Ağustos 1613'te onu yelerle "satın almak" yoluna gitti. Tahtı gözeteceği düşüncesiyle Coke'u Court of King's Bench (Kraliyet Yargı Kurulu) başyargıçlığına ve Özel Danışma Kurulu üyeliğine atadı. İngiltere başyargıcı unvanım kullanmaya başlayan Coke, yeni görevlerinde de güçlü konumunu koruyarak, gelenek hukukunun Parlamento dışında bütün kişi ve kurumların üzerinde olduğunu savunmaya devam etti. James'in, mahkeme üzerindeki etkisini kırmak amacıyla Peacham Davasi'nda yargıçlardan tek tek görüş alma yöntemine başvurmasını protesto etti. Ama 1615'te Adalet Bakanı Ellesmere'in, Court of Chancery'mn (Uyuşmazlık Mahkemesi) başkanı olarak gelenek hukuku mahkemelerinin kararlarına karışma ve dolaylı olarak bu kararları iptal etme yetkisi olmadığı konusunda başlattığı mücadelede yenik düştü. Court of .King's Bench kararma karşı Court of Chancery'ye başvuran bazı davacıları cezalandırma girişiminde başarısızlığa uğraması ve bir saray entrikasına kurban olan Sir Thomas Overbury ile ilgili cinayet davasında yüksek yerlerdeki kişilere üstü kapalı suçlamalarda bulunması konumunu daha da sarstı. Ardından kralın din adamlanna birden çok arazi geliri bağlama yetkisinin olmadığım öne sürerek I. James ile yeni bir çatışmaya girdi. Kralın görüsünü almadan, bu yetkiye ilişkin bir davaya bakılmaması yolundaki kraliyet emrine öteki yargıçları da yanma alarak uymadı. Bunun üzerine Court of King's Bench üyeleri kralın ve kraliyet konseyinin önüne çıkanlarak emre uymalan konusunda uyarıldılar. Öteki yargıçların boyun eğmesine karşın, Coke dürüst ve adil bir yargıcın yapması gerekeni yapacağım bildirdi.
Haziran 1614'te Bacon'ın kışkırttığı Özel Danışma Kurulu, Coke ile ilgili üç ayrı suçlamada bulundu. Bunların ilki hiçbir zaman kanıtlanamayan dayanaksız bir rüşyet iddiasıydı. Öteki suçlamalar Court of Chancery'nm yetki alanına kanşması ve birden çok arazi geliri konusunda kralın emrini dinlememesiyle ilgiliydi. Davalara girmesi yasaklandı ve Reports adlı yapıtında yer alan "yanlışlıkları" düzeltmesi istendi. Ardından 14 Kasım 1616'da görevden alındı. Bunun üzerine etkili bir dost kazanma düşüncesiyle kızım Buckingham dükünün kardeşi Sir John Villiers'le evlendirmek istedi. Kansı, Bacon'ın da desteğiyle buna karşı çıktı ve henüz 14 yaşında olan kızı sakladı. Coke kızım zorla kaçırdı ve gönülsüz olmasına karşın Villiers ile evlendirdi. Bu evlilikten sonra yeniden kamu yaşamına dönerek, 1617'de Özel Danışma Kurulu'na ve Star Chamber Mahkemesi'ne girdi.
1620'de kral yandaşı görünerek Cornwall ilçesinden Parlamento'ya girdi. Ama Taşra Partisi'nin önde gelen üyeleri arasında yer aldı. Prens Charles'ın bir İspanyol prensesi ile evlendirilmesine karşı çıktı. Bacon'a karşı öne sürülen rüşvet suçlamalannda önemli rol oynadı. 1621'de Parlamento'nun hakları konusundaki konuşmalanndan dolayı dokuz ay hapis tutulduysa da, hakkında dava açılmasını sağlayacak hiçbir kanıt bulunamadı. Konusmalannda savunduğu görüşler 1628'de yayımlanan Haklar Dilekçesi'nin temelim oluşturdu. Magna Carta gibi eski örneklerden yola çıkarak kralın ayrıcalıklarım sınırlandıran bir özgürlük bildirgesi kaleme aldı ve ay m yıl emekliye ayrıldı. Ölümünden sonra bütün yazılı belgelerine hemen el kondu ve aralannda vasiyetnamesinin de bulunduğu bazı belgeler bir dahaele geçirilemedi
Davranışlarındaki bazı aşırılıklara karşın, Coke'un hukuk bilgisi eşsizdi. Ortaçağın teamüllerim ustalıkla yorumlayarak 17. yüzyıl gelenek hukukunun dayanağı haline getirdi. Reports adlı yapıtında mahkeme karartan arasında bağlantılar kurarak ve çeşitli yorumlar yaparak ingiliz hukukunun ilkelerim sistemleştirdi. Öteki yapıtlanın en ünlüsü dört ciltlik institutes of the Lawes of England'du (İngiltere Yasalarının Temelleri).