Yalancı Aşık Sendromu

RUZG4R

ÖylesinE ♔
Özel üye
Her şey “Bana biraz kendinden bahsetsene” sorusuyla başlıyor. Sonra gelsin yalanlar. Nefret etseniz bile onun sevdiği müzikleri seviyor gibi yapıyor, onun hoşlandığı yerlerde takılmaktan keyif alıyor gibi görünüyorsunuz. Ne kadar çok ortak nokta çıkarırsanız o kadar kuvvetli bir ilişkiniz olur ümidiyle aşk yalanlarına sarılıyorsunuz. Sonra bir bakmışsınız kusursuz birini tarif ediyorsunuz. Ya da kusurlarınızı öyle bir anlatıyorsunuz ki kulağa lütuf gibi geliyor.

Mesela “Hiç kıskanç değilimdir ama sevdiğimi sahiplenirim” diyorsunuz. Kadın otomatik olarak bunu “Kıskanacak ama bunaltmayacak” olarak yorumluyor. Halbuki o cümlenin tercümesi “Mini etek giyemezsin, bensiz dışarı çıkamazsın, telefonundaki tüm erkekleri tek tek sileceğim!”

Kadın da masum değil. O da “Ben senin bildiğin kızlara benzemem” diyerek geri çekiyor kendini. Tercümesi “Bana eğlenecek değil evlenecek kız gözüyle bakman için ne gerekiyorsa yapacağım! Daha önce yediğim haltlar sayılmaz!”

Ama asıl yalanlar ilişki alevlendiğinde başlıyor. Bir kez daha, ilk kez aşık oluyor, ilk kez seviyor, ilk defa böyle hissettiğinizi söylüyorsunuz. Bir anda hayatınıza gördüğünüz en güzel gözler, en yumuşak ten, en çarpıcı gülüş onunki oluyor. İlk olmasa da son olacağını söz veriyorsunuz (hatta bazen ilk olmasa da ilk olduğunu da söylüyorsunuz). Ondan başkasını sevmeyeceğinize yemin ediyorsunuz. Sanki daha önce kimseyle beraber olmamış aynı sözleri başkasına söylememiş gibi davranırken içiniz bir an bile cız etmiyor.

Belki bu yalanların hepsini yalan söylemiş olmak için söylemiyorsunuz. Hatta belki de pek çoğuna önce kendiniz inanıyorsunuz ama yine de bu durum yalan söylediğiniz gerçeğini değiştirmiyor. İşte bu duruma yalancı aşık sendromu deniyor…


alıntı ..
 
Geri
Top