'katniss'
Üstat
Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Halit Çavuşoğlu, bel fıtığının bel ve bacak bölgesinde ortaya çıkan ağrılara ek olarak hareket kabiliyetini kısıtlaması nedeni ile günlük yaşamı olumsuz etkileyen hastalıkların başında geldiğini söyledi. Çavuşoğlu, "Ülkemizde bu konudaki bilimsellikten uzak ve yanlış uygulamalar nedeni ile hastalar kalıcı hasarlar sonucu sakat kalabiliyor. Bunların en tehlikelisi olan bel çektirme. Bel fıtığı olan kişilere yapıldığında fıtığın kopmasına ve hasta için bacaklarının felç olmasına sebep olmaktadır." dedi.
Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Halit Çavuşoğlu, bel fıtığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Bel fıtığı ağrı ve yürüme güçlüğüne sebep olabilir diyen Doç. Dr. Halit Çavuşoğlu, "Bel ağrısından sonra başlayan, genellikle tek taraflı bacak ağrısı belirtisiyle ortaya çıkan bel fıtığında erken teşhis normal yaşama kısa sürede dönebilmek açısından çok önemlidir. Ağrı uyuşma ile beraber olabilmekte ve ağrının yayıldığı bacakta kuvvet kaybı yaşanmaktadır. Eğer bası ilerlerse veya uzun süre kalırsa sinir görevini yapamaz hale gelir, adalelerde felç başlar, yürüme güçlüğü ve dengesizlik oluşur. Bunlarla birlikte hasta idrarını ve dışkısını tutamaz hale gelebilmektedir." ifadelerini kulladı.
Çavuşoğlu, "Her bel ve bacak ağrısı fıtık anlamına gelmemektedir. Hayat kalitesini olumsuz etkileyen omurga eklemlerindeki sorunlar çeşitli nedenlere bağlı oluşabilmektedir. Ancak ağrı ve uyuşukluğun sıklaşması ve belirli sürede yatak istirahati ile geçmemesi durumunda mutlaka bir beyin ve sinir cerrahına başvurulması gerekmektedir. Tanı ve tedavi için detaylı öykü alınması ve fiziksel muayenenin önemi büyüktür. Kesin teşhis için MR çektirilir. MR fıtık ile aynı şikayetleri oluşturabilecek kist, kireçlenme, kemik erimesine bağlı omurga kırıkları, omurilik ve kemik tümörü gibi hastalıkları da göstermektedir." diye konuştu.
Sert zeminde yatmanın ağrıları artırdığını söyleyen Doç. Dr. Çavuşoğlu şöyle konuştu: "Öncelikle 2-3 haftalık sıkı yatak istirahati basit fıtıklaşmalarla birlikte olan şikayetleri gidermektedir. Genel bilinenin aksine, sert zeminde yatmak sırt ve bel bölgesinde ezilmelere ve ağrının artmasına neden olmaktadır. Sinir üzerindeki baskıyı azaltmak ve sinirin kanlanmasını düzeltmek için yarı ortopedik yatakta omurilik kanalının en fazla genişlediği pozisyon olan cenin şeklinde yatılmalıdır. Oturmak disklere dolayısıyla bele daha fazla basınç yüklemektedir. Bu nedenle mutlak yatak istirahati yaparken genel ihtiyaçlar (yemek, tuvalet, vs.) için bile 20 dakikadan fazla oturulmamalıdır."
Çavuşoğlu, "Omurga kırığı dışında korse takılması önerilmemektedir. Korse bele binen yükü geçici çözüm olarak azaltmasına rağmen, bele destek olan adalelerin zayıflamasına yol açarak, bırakıldığında ağrıların çabuk tekrarlamasına ve bağımlılığa yol açmaktadır." dedi.
Bel çektirmenin felce götürebileceğini ifade eden Doç. Dr. Çavuşoğlu, "Bilimsellik dışı uygulamaların tedavide yeri yoktur. Bunların en tehlikelisi olan bel çektirme. Bel fıtığı olan kişilere yapıldığında fıtığın kopmasına ve hasta için bacaklarının felç olması, idrar ve dışkısını tutamama, cinsel fonksiyonlarının sona ermesi tehlikesinin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır."
Ameliyattan 4 saat sonra taburcu olunabilir diyen Doç. Dr. Çavuşoğlu, "Zayıflamak ve egzersiz yapmak bel fıtığı tedavisi için oldukça yararlıdır. İstirahat tek başına yetmediği takdirde ilaç ya da fizik tedavi yöntemleri kullanılabilmektedir. Bu tedaviler ile sonuç alınamadığında ise hastaya cerrahi yöntem uygulanmaktadır. Tercih 'mikro cerrahi tekniği' ile doğal yapıyı en fazla koruyan ameliyat olmalıdır. Şikayet oluşturan bel fıtığına yapılan cerrahi tedavinin amacı; omurilik ve buradan çıkan sinirlerin sıkışıklığını giderirken, birçok anatomik yapıyı ve bel omurgasının hem yük taşıyabilme hem de hareket edebilme fonksiyonunu korumaktır. Radyolojik görüntüleme yöntemleri bel fıtığına yol açan yumuşak ve kemik dokuların ayrıntılı tespitinde kullanılmaktadır. Uygulanan mikrocerrahi yönteminde 1,5 cm'lik cilt kesisi ile doğal doku planları kullanılarak disk mesafesine girilir, böylece omurilik ve sinir dokuları rahatlatılır. Omurganın yük taşıyabilme ve hareket edebilme gücü bozulmadığı için hasta ameliyattan 3 saat sonra yürütülür ve ameliyattan 4 saat sonra taburcu olabilmektedir." diye konuştu.
Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Halit Çavuşoğlu, bel fıtığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Bel fıtığı ağrı ve yürüme güçlüğüne sebep olabilir diyen Doç. Dr. Halit Çavuşoğlu, "Bel ağrısından sonra başlayan, genellikle tek taraflı bacak ağrısı belirtisiyle ortaya çıkan bel fıtığında erken teşhis normal yaşama kısa sürede dönebilmek açısından çok önemlidir. Ağrı uyuşma ile beraber olabilmekte ve ağrının yayıldığı bacakta kuvvet kaybı yaşanmaktadır. Eğer bası ilerlerse veya uzun süre kalırsa sinir görevini yapamaz hale gelir, adalelerde felç başlar, yürüme güçlüğü ve dengesizlik oluşur. Bunlarla birlikte hasta idrarını ve dışkısını tutamaz hale gelebilmektedir." ifadelerini kulladı.
Çavuşoğlu, "Her bel ve bacak ağrısı fıtık anlamına gelmemektedir. Hayat kalitesini olumsuz etkileyen omurga eklemlerindeki sorunlar çeşitli nedenlere bağlı oluşabilmektedir. Ancak ağrı ve uyuşukluğun sıklaşması ve belirli sürede yatak istirahati ile geçmemesi durumunda mutlaka bir beyin ve sinir cerrahına başvurulması gerekmektedir. Tanı ve tedavi için detaylı öykü alınması ve fiziksel muayenenin önemi büyüktür. Kesin teşhis için MR çektirilir. MR fıtık ile aynı şikayetleri oluşturabilecek kist, kireçlenme, kemik erimesine bağlı omurga kırıkları, omurilik ve kemik tümörü gibi hastalıkları da göstermektedir." diye konuştu.
Sert zeminde yatmanın ağrıları artırdığını söyleyen Doç. Dr. Çavuşoğlu şöyle konuştu: "Öncelikle 2-3 haftalık sıkı yatak istirahati basit fıtıklaşmalarla birlikte olan şikayetleri gidermektedir. Genel bilinenin aksine, sert zeminde yatmak sırt ve bel bölgesinde ezilmelere ve ağrının artmasına neden olmaktadır. Sinir üzerindeki baskıyı azaltmak ve sinirin kanlanmasını düzeltmek için yarı ortopedik yatakta omurilik kanalının en fazla genişlediği pozisyon olan cenin şeklinde yatılmalıdır. Oturmak disklere dolayısıyla bele daha fazla basınç yüklemektedir. Bu nedenle mutlak yatak istirahati yaparken genel ihtiyaçlar (yemek, tuvalet, vs.) için bile 20 dakikadan fazla oturulmamalıdır."
Çavuşoğlu, "Omurga kırığı dışında korse takılması önerilmemektedir. Korse bele binen yükü geçici çözüm olarak azaltmasına rağmen, bele destek olan adalelerin zayıflamasına yol açarak, bırakıldığında ağrıların çabuk tekrarlamasına ve bağımlılığa yol açmaktadır." dedi.
Bel çektirmenin felce götürebileceğini ifade eden Doç. Dr. Çavuşoğlu, "Bilimsellik dışı uygulamaların tedavide yeri yoktur. Bunların en tehlikelisi olan bel çektirme. Bel fıtığı olan kişilere yapıldığında fıtığın kopmasına ve hasta için bacaklarının felç olması, idrar ve dışkısını tutamama, cinsel fonksiyonlarının sona ermesi tehlikesinin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır."
Ameliyattan 4 saat sonra taburcu olunabilir diyen Doç. Dr. Çavuşoğlu, "Zayıflamak ve egzersiz yapmak bel fıtığı tedavisi için oldukça yararlıdır. İstirahat tek başına yetmediği takdirde ilaç ya da fizik tedavi yöntemleri kullanılabilmektedir. Bu tedaviler ile sonuç alınamadığında ise hastaya cerrahi yöntem uygulanmaktadır. Tercih 'mikro cerrahi tekniği' ile doğal yapıyı en fazla koruyan ameliyat olmalıdır. Şikayet oluşturan bel fıtığına yapılan cerrahi tedavinin amacı; omurilik ve buradan çıkan sinirlerin sıkışıklığını giderirken, birçok anatomik yapıyı ve bel omurgasının hem yük taşıyabilme hem de hareket edebilme fonksiyonunu korumaktır. Radyolojik görüntüleme yöntemleri bel fıtığına yol açan yumuşak ve kemik dokuların ayrıntılı tespitinde kullanılmaktadır. Uygulanan mikrocerrahi yönteminde 1,5 cm'lik cilt kesisi ile doğal doku planları kullanılarak disk mesafesine girilir, böylece omurilik ve sinir dokuları rahatlatılır. Omurganın yük taşıyabilme ve hareket edebilme gücü bozulmadığı için hasta ameliyattan 3 saat sonra yürütülür ve ameliyattan 4 saat sonra taburcu olabilmektedir." diye konuştu.