Ya Rab şu okunan
Ezanlar suyu hürmetine kimin yüreği yanıyorsa
Hasret sukut ettirip, melül bir şekilde bırakıyorsa, el açıyorsa
Boynunu büküm gözyaşlarına kanıyorsa, çilesini dindir, rahmetinle huzura kavuştur
Ne vakit içim içime sığmasa
Gördüğüm düşler bile olsa, gönlümü aydınlatıyorsa
Beslediğim umutlar solmadan, hüzün akşamlarına mütebessim bakıyorsa
Sevdaya olan muhabbet ve hürmetimdendir, aşk deryasına açılan dervişin feyzinedir
Ne yapayım teni, bedeni
Nefisten tebarüz eden hevesleri, bitmeyen emelleri
Maceraya sürükleyen keyifleri, ruhuma ve kalbime zarar veren Saikleri
Arzular furyasında düş kuran nefesleri, hülyalarıyla aşktan söz eden abdiâciz kulları
Ulvi bir aşkın sevdasındayım
Ruhumu cezbeden firkatin deryasındayım, razıyım
Nasibi mukadder vakti sukut eyledi, her çilede dirilmenin ikramını lütfetti
Sözüm yok kimseye, şikayetim varsa bile nefsimin yüzsüzlüğüne, hamt alemlerin Rabbine
Şayet acınacak birisi varsa
Kimseyi aramayın, bizzat karşınızda olduğumu varsayın
Ne varlığım ve ne de sıfatım bir kıymet ifade etmez, nafile yere nefes harcamayın
Kalbinize bahşedilen ülfetin, faziletin şefkat ve himmetiyle nazar edin, divaneliğime verin
Her lahza şiddetle sarsıyor
Üşüyen yanlarını ne feci sızlatıyor, kalp arızaya geçiyor
Takat düşüyor, gözler boşluğa bakıyor, imdat edecek kimseler görünmüyor
Kollar yanlara düşüyor, bir ileri iki geri vücut sendeliyor, dizler çekmiyor, an bitiyor
Demek ki vakit erişiyor
Ömür kitabı son demlerinde nefes nefese melal kal eğliyor
Ecel nazarımda beliriyor, kalbime bir haşyet sevdası zerk ediyor, haz veriyor
Hiçbir korku yanımda bitmiyor, mütebessim bir eda sineme nedense daha yakın geliyor
Mustafa CİLASUN