• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Yargı kadını ‘bekarete’ mahkum etti

Mavi Gül

ѕση_¢ıqℓıк
Özel üye
Yargıtay, eşinin ‘bakire’ olmadığını söyleyen erkeğin evliliğin iptali isteğini haklı buldu.Yargıtay, eşinin gerdek gecesi bakire çıkmadığını ileri süren kocanın itirazıyla evliliği geçersiz kıldı.Bir kadın, evlenmeden önce cinsel ilişkiye girebilir mi? Yasalara göre “Evet” ama sonucuna bakılırsa “Hayır”… Çünkü ne töre, ne de mahalle baskısı, bu kez “Hayır” yanıtını veren bizzat adaletin kendisi oldu. Bolu’da nikah masasına oturan çift, gerdek gecesinin ardından soluğu mahkemede aldı. Koca, karısının bakire çıkmadığını belirterek evliliğin iptal edilmesini istedi. Kadın ise Bolu İzzet Baysal Hastanesi’ne giderek “bakire ve kızlık zarının esnek olduğu” yönünde rapor aldı. Bu raporla da boşanma davası açtı.

5 ÜYEDEN ÜÇÜNÜN OYU KABUL
Bolu Aile Mahkemesi iki davayı birleştirerek görüştü ve erkeğin talebini reddederken kadının boşanma talebini uygun buldu. Temyize giden dosyada Yargıtay farklı karar verdi. Erkeğin evliliğin iptali talebini uygun bulan beş üyeden üçü, kararın gerekçesinde şu ifadeleri kullandı:

“Davalı-davacı kadının zifaf gecesi bakire (kız) çıkmadığı toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu suretle kadında bulunması lazım gelen vasfın bulunmaması sebebiyle kocanın davasının kabulü gerekirken reddi isabetsizdir.”

Karara karşı oy kullanan iki üye de itirazlarında bekaretin gerekçe gösterilmesini sorgulamadı. Üyeler karşı görüşlerini “davalının halen bakire olup kızlık zarının duhule müsait olduğu”nun tıbbi delili sayılan doktor raporuna ve kadının bu yönde ifade veren tanıklarının sözlerine dayandırdı.

KADIN HUKUKÇULAR TEPKİLİ
chp Adana Milletvekili Prof.Dr. Nevin Gaye Erbatur’un Adalet Bakanı’nın yazılı yanıtlaması istemiyle bir soru önergesiyle Meclis’e taşıdığı Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin bekareti evlilikiçin gerekli vasıf sayan kararına kadın hakları savunucusu hukukçular tepki gösterdi.

EVLİLİKTE KADINDAN BEKARET RAPORU MU İSTENECEK
Kararı yorumlayan Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği(Ka.Der) Genel Başkanı Avukat Hülya Gülbahar, Yargıtay’ın “bekaret” üzerine kurduğu kararın hem erkekle kadın arasında, hem de bakire olan ve olmayan kadınlar arasında ayrımcılık yarattığını savundu.

Gülbahar şöyle dedi:

“Kadın ya da erkeğin bir evlilikten önceki cinsel hayatlarının bu şekilde sorgulanması, cinselliğe toplumun bazı kesimlerinin yüklediği kısıtlayıcı, baskıcı anlayışın hukuk eliyle tüm toplum kesimlerine dayatılması anlamına gelir. Ergin insanlar cinselliklerini kendi kişisel görüşleri doğrultusunda özgürce yaşayabilmelidir.

“Kadınlar ya da erkekler için cinsellik sadece evlilik içinde yaşanıyor demek, çağdaş özgürlük anlayışıyla, bireysel hak ve özgürlüklerle bağdaşmaz. Kaldı ki, kadının bekaretini evliliğin kurucu, asli unsurlarından biri olarak değerlendirmek, kadınların ikinci veya üçüncü evliliklerinde olamayacağı için, garip bir hukuki sonuç doğuracaktır. Kadınlar arasında da ilk evlilikler açısından açık bir ayrımcılık içeren bir karardır.

“Daha önce Türk Ceza Kanunu’nda bakire ve bakire olmayan kadınlara ayrı cezalar öngören ayrımcı maddelere kadın örgütlerinin itirazı sonucu bunlar 2005′te yürürlüğe giren yeni yasayla kaldırılmıştır. Bu düzenlemelerin medeni hukuk uygulaması ile ortadan kaldırılmaya çalışılması kabul edilemez. Aynı zamanda medeni hukukta değişiklik niteliği taşıyan bu karar yaygınlaşırsa, ilk evliliğini yapan kadınların bir de bekaret belgesi vermesi bir sonraki adım olarak istenebilir.”

“ERKEK YARGI KENDİNİ BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ”
Avukat Selin Nakıpoğlu Akın da “bu kararla erkek devlet, erkek yargının bir kez daha kendini gösterdiğini” söyledi. Akın, “kadının mal olarak görüldüğünü” yansıtan ifadeler içeren kararı, eşin ve tanıklarının sözlü beyanlarını yazılı delilin üzerinde sayarak verilmesi nedeniyle usulen de sorunlu olarak yorumladı.

Akın, Yargıtay’ın kastettiği “vasfın” ne olduğunu açıklaması gerektiğini söyledi.

“Kadınlarda bulunması gereken vasıfları evliliğin iptali sebebi olarak gerekçelendiriyorlar. Sonra aynı gerekçelerin arkasına sığınarak erkekler eşlerini, sevgililerini öldürüyor. Daha sonra aynı sebeplere binaen bu erkekler bir de haksız tahrik indiriminden faydalanıyor. Böylece şiddet zincirleme olarak devam etmiş oluyor.

“Yüksek mahkeme tarafından kadın bedeni, kadın cinselliği üzerinden alınan bu tür kararlarla, kadın bedeni, cinselliği ve canının namus adı altında erkekler tarafından cendere içine alınması birbirine bağlı. Bu yüzden bu karar masum değil tehlikelidir.”
 
Geri
Top