Spor yaralanmaları adolesan ve çocukların sağlığını tehdit eden en yaygın sebeplerden birisidir. Çocuklar hızlı büyüme ve gelişme periyodunda olmaları, ayrıca çok sayıda farklı fiziksel aktiviteye ilgi duymaları nedeniyle çeşitli yaralanmalara maruz kalırlar. Büyüme plakları halen açık olan genç sporcular, büyüme plağı yaralanmaları ve avülsiyon kırıklarına, yetişkinlerde sık görülen bağ ve kas-tendon yaralanmalarından daha duyarlıdır.
Spor aktivitelerine, çoğunlukla yarışma amacıyla çocukluk yaşından itibaren erken yaşlarda başlanmakta ve küçük yaşlarda spor yaralanmalarına sıklıkla rastlanmaktadır . Çeşitli yaralanma nedenlerinin araştırılması, problemin tanısal kategorisinden ziyade problemlerin anatomik yeri üzerine odaklanmıştır. Örneğin, yaralanan kişi eğer burkulma, gerilme, tendonlarda iltihap veya osteokondrite sahipse, bu tanılardan daha çok ağrıyan diz veya ağrıyan bileğe sahip olduğunu bilir. Anatomik her bir bölgede, fazla kullanım veya tekrar edici aktiviteden ileri gelen ve akut olarak ortaya çıkan yaralanma mevcuttur. Bu yaralanma klinik yaklaşım ve tanı imkanını ortaya çıkarır. Bir akut yaralanmayı izleyen şişmeler her zaman bir endişedir ve doku harabiyetini gösterir. Fazla kullanım yaralanmasıyla ilgili şişmeler ise, enfeksiyon ve iltihaba bağlı düzensizlik olarak tıbbi durumla ilişkili endişeyi artırır ve daha az yaygın olarak ortaya çıkar. Bir bölgedeki şişmenin göstergesi, kas elastikiyeti veya sınırlı eklem hareketiyle ilişkilidir. Hatta bir şişkinlik olmasa bile, spazm, sertlik veya gerginlik belirtisiyle ilgili olup olmadığı sorgulanması yapılmalıdır.
Jimnastik, ritmik jimnastik gibi bazı spor dalları ekseriyetle küçük yaşlarda başlayan bir spor dalıdır. Gelişimin başladığı dönemlerde vücudun esnekliği, kasların ve omurganın elastikiyeti çok yüksektir. Bu özellikler jimnastik, ritmik jimnastik gibi sporlarda çocuklar için bir avantajdır. Kas kontüzyonları ve kas gerginliği genç sporcularda sık görülen spor yaralanmalarıdır. Kas yaralanmaları, erken ve orta çocukluk döneminde seyrek görülürken, ergenlik döneminde belirgin bir artış gösterir. Bu yaralanmalar hızlı iyileşmelerine rağmen, çocukların spora geri dönüşü ancak fonksiyonel hareketin kazanılması ve kasın eski gücüne ulaşmasıyla mümkün olur.
Çocuklarda akut tendon yaralanmaları oldukça seyrektir; fakat tekrarlayan submaksimal yüklenmelere bağlı olarak, aşırı kullanım yaralanmaları gelişebilir. Aşırı kullanım yaralanmaları gençleri uzun süre spordan uzak tutar. Meniskal yırtıklar ve önçapraz bağ yırtıkları çocuklarda seyrek görülen, fakat erişkinlerde olduğu gibi sıklıkla cerrahi gerektiren durumlardır. Özellikle adölesan dönemde meydana gelen ayak bilek yaralanmaları, şiddetinden bağımsız olarak fonksiyonel bir rehabilitasyon programı ile izlenmelidir. Yapılan spor dalına göre sporcular, o spor dalının gereksinimleri doğrultusunda bir kuvvet harcar. Bu kuvvet bazen kaba kuvvet, bazen çabuk kuvvet, bazı zamanda da kuvvette devamlılık şeklinde olabilir. Ortaya konulan kuvvetin yetersizliği, o kuvveti oluşturan kaslarda çeşitli zorlanmalar ve kopmalara neden olabileceği ve bir yaralanma riski yaratacağı gibi, sergilenen performansın da yetersizliğine neden olur.
Sportif yaralanmalara yol açan önemli faktörlerden biri de eklemlerin stabilitesini yitirmiş olmasıdır. Bu durum, eklemleri çevreleyen kasların yeterli kuvvete sahip olmamasından kaynaklanabilir. Kuvvet yetersizliği, instabil eklemlerin etrafındaki tendon veya ligamentlerin yaralanma risklerini arttırmaktadır .
Spor aktivitelerine, çoğunlukla yarışma amacıyla çocukluk yaşından itibaren erken yaşlarda başlanmakta ve küçük yaşlarda spor yaralanmalarına sıklıkla rastlanmaktadır . Çeşitli yaralanma nedenlerinin araştırılması, problemin tanısal kategorisinden ziyade problemlerin anatomik yeri üzerine odaklanmıştır. Örneğin, yaralanan kişi eğer burkulma, gerilme, tendonlarda iltihap veya osteokondrite sahipse, bu tanılardan daha çok ağrıyan diz veya ağrıyan bileğe sahip olduğunu bilir. Anatomik her bir bölgede, fazla kullanım veya tekrar edici aktiviteden ileri gelen ve akut olarak ortaya çıkan yaralanma mevcuttur. Bu yaralanma klinik yaklaşım ve tanı imkanını ortaya çıkarır. Bir akut yaralanmayı izleyen şişmeler her zaman bir endişedir ve doku harabiyetini gösterir. Fazla kullanım yaralanmasıyla ilgili şişmeler ise, enfeksiyon ve iltihaba bağlı düzensizlik olarak tıbbi durumla ilişkili endişeyi artırır ve daha az yaygın olarak ortaya çıkar. Bir bölgedeki şişmenin göstergesi, kas elastikiyeti veya sınırlı eklem hareketiyle ilişkilidir. Hatta bir şişkinlik olmasa bile, spazm, sertlik veya gerginlik belirtisiyle ilgili olup olmadığı sorgulanması yapılmalıdır.
Jimnastik, ritmik jimnastik gibi bazı spor dalları ekseriyetle küçük yaşlarda başlayan bir spor dalıdır. Gelişimin başladığı dönemlerde vücudun esnekliği, kasların ve omurganın elastikiyeti çok yüksektir. Bu özellikler jimnastik, ritmik jimnastik gibi sporlarda çocuklar için bir avantajdır. Kas kontüzyonları ve kas gerginliği genç sporcularda sık görülen spor yaralanmalarıdır. Kas yaralanmaları, erken ve orta çocukluk döneminde seyrek görülürken, ergenlik döneminde belirgin bir artış gösterir. Bu yaralanmalar hızlı iyileşmelerine rağmen, çocukların spora geri dönüşü ancak fonksiyonel hareketin kazanılması ve kasın eski gücüne ulaşmasıyla mümkün olur.
Çocuklarda akut tendon yaralanmaları oldukça seyrektir; fakat tekrarlayan submaksimal yüklenmelere bağlı olarak, aşırı kullanım yaralanmaları gelişebilir. Aşırı kullanım yaralanmaları gençleri uzun süre spordan uzak tutar. Meniskal yırtıklar ve önçapraz bağ yırtıkları çocuklarda seyrek görülen, fakat erişkinlerde olduğu gibi sıklıkla cerrahi gerektiren durumlardır. Özellikle adölesan dönemde meydana gelen ayak bilek yaralanmaları, şiddetinden bağımsız olarak fonksiyonel bir rehabilitasyon programı ile izlenmelidir. Yapılan spor dalına göre sporcular, o spor dalının gereksinimleri doğrultusunda bir kuvvet harcar. Bu kuvvet bazen kaba kuvvet, bazen çabuk kuvvet, bazı zamanda da kuvvette devamlılık şeklinde olabilir. Ortaya konulan kuvvetin yetersizliği, o kuvveti oluşturan kaslarda çeşitli zorlanmalar ve kopmalara neden olabileceği ve bir yaralanma riski yaratacağı gibi, sergilenen performansın da yetersizliğine neden olur.
Sportif yaralanmalara yol açan önemli faktörlerden biri de eklemlerin stabilitesini yitirmiş olmasıdır. Bu durum, eklemleri çevreleyen kasların yeterli kuvvete sahip olmamasından kaynaklanabilir. Kuvvet yetersizliği, instabil eklemlerin etrafındaki tendon veya ligamentlerin yaralanma risklerini arttırmaktadır .