• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Yeniden Dirilişi Bekleyen Tohumlar

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Yeniden Dirilişi Bekleyen Tohumlar

Tabiat galerisinde müşahede edilen bitkilerdeki çeşitlilik, tohumlardaki çeşitliliğe işaret eder. Yaz aylarında lezzetle yediğimiz üzümün, hararetimizi alan karpuzun ve bunlar gibi nice enfes sebze ve meyvenin çekirdekleri bu çeşitliliğe güzel misâllerdir. Peki, Rezzâk-ı Kerîm olan Rabb'imizin nimet sofrasından bizlere lezzetlerin gelmesine vesile olan tohumun mahiyeti nedir? Tozlaşmayı müteakiben tohum taslağının gelişmesiyle meydana gelen tohum, içten dışa doğru embriyo, besi dokusu ve tohum kabuğu olmak üzere üç kısımdan oluşur. Embriyo, yeni bir bitki inşa etme potansiyeli olan tohumun önemli kısmıdır. Atalarından gelen bütün genetik özelikleri, İsm-i Hafîz'in cilvesi ve ihsanıyla muhafaza eder. Besi dokusuna, embriyodan oluşacak fidenin kendi kendine yeter hâle gelene kadar fideyi beslemesi; tohum kabuğuna ise, çimlenmenin meydana geleceği âna kadar tohumu çevreden gelebilecek menfî tesirlere karşı koruma vazifesi yüklenmiştir. Küçük sandukalara benzetilen tohumlar, bitkilerin nesillerinin devamı için gerekli genetik programların saklandığı ve taşındığı birer kaderî programdır. Tohumlar, ayrıldığı bitkinin minyatür bir hâli olan ve bitkinin bütün özelliklerini potansiyel olarak içinde saklayan birer pakettir. Bu yüzden de, ağaçtan düşen bir tohum, ayrıldığı ağaçtan daha aşağı değildir.1 Ancak, tohum kendisine kaynaklık eden ağaca potansiyeli itibariyle denk olsa da, yeni bir ağacın neşv ü nema bulması, tohumun toprağa kavuşması hâlinde mümkün olacaktır.

Toprağa düşen her tohum çimlenebilir mi? Evvelâ her tohumun her toprakta yeşeremeyeceği, yazın ekilmesi gereken tohumun kışın ekilemeyeceği veya tropikal bir bitkinin kurak bir bölgede yetişemeyeceği aşikârdır. Ayrıca, tohum toprağa fazla gömülürse çürüme, az gömülürse de, hayvanlara yem olma ihtimali söz konusudur. Bu yüzden, tohumun yeşermesi için önce uygun tarlanın ve uygun şartların temin edilmesi gerekmektedir. Fakat bütün şartlar uygun olsa dahi, bazı durumlarda tohum çimlenmeyebilir. Ancak tohumun çimlenmemesi, hayatiyetinin devam etmediği mânâsına gelmez. Bütün canlılara, bilhassa bitkilere belirli dönemlerde büyüme, gelişme ve fizyolojik aktivitelerini geçici bir süre için askıya alma kapasitesi bahşedilmiştir. Bitki, hayvan, bakteri ve diğer tek hücreli organizmaların hayatlarını ve nesillerini sürdürme stratejisi olan bu süreçte (dormansi) canlılar, hayatî faaliyetleri en alt seviyeye indiğinden, enerjilerini en verimli şekilde kullanırlar. Dormansi genel olarak çevre şartlarına bağlı olarak devam eder. Normal bir gelişme döneminden sonra düşen sıcaklıklar, azalan gün uzunluğu veya yağışlar gibi çevre faktörleri dormansi sebebidir. Dormansinin ortadan kalkması için gerekli süre tohumdan tohuma farklılık gösterir. Bazı tohumlarda hiç dormansi görülmezken, bazılarında birkaç günlük düşük sıcaklık periyodu sonunda tohum, çimlenme kabiliyeti kazanabilmektedir. Bazı tohumlar, birbirini takip eden soğuk ve sıcak dönemlerin ardından veya topraktaki mikroorganizma faaliyetlerinin tesiriyle birkaç ay/yıl sonra çimlenme kabiliyeti kazanabileceği gibi, nadiren bu süre insan ömründen daha uzun olabilir.

Bitkilerde dormansi, uygun olmayan çevre şartları olmadığı hâlde de gözlenebilir. Mesela; gün ışığı süresinin ve sıcaklığın azalışını, bitkiler yaratılış programları gereği, kışın gelişi olarak algılar ve tedbir alırlar. Bazen de uygun çevre faktörleri ortaya çıktıktan sonra dormansi meydana gelir.2 Dormansi, dondurucu soğuklarda, aşırı sıcaklarda veya suyun kısıtlı olduğu dönemlerde bitkilere, aktivitelerini azaltıp zayıf olan dokuları için gereken tedbirleri almalarını hatırlatan biyolojik bir kontrol mekanizması olarak vazife görür. Tohumların toprağın derinlerine düşmesi, toprağın aşırı sıkışması ve rutubetinin yüksek olması, tohumun oksijensiz kalmasına ve dormansiye yol açar. Çimlenmenin olabilmesi için toprak uygun sıcaklık ve neme sahip olmalıdır. Çimlenmesi ışığa bağlı tohumlar, ışıkla karşılaşıncaya kadar bekler. Bazı tohumların kabuğunun sert bir yapıya sahip olması veya yüzeyinin kalın bir mumsu tabaka ile örtülmesi sebebiyle, su ve oksijen içeri giremez ve dormansi ortaya çıkar. Embriyodan kaynaklanan bazı sebepler de -embriyonun tam olgunlaşmadan tohumun toprağa düşmesi gibi- tohumun çimlenmesini geciktirir. Bunun dışında bazı tohumlarda bulunan birtakım kimyevî maddeler, tohumun çimlenmesini engelleyebilir.3 Bu durumda, tohumdan ve çevreden kaynaklanan dormansi faktörleri ortadan kalktıktan sonra ancak tohum çimlenebilir.

Muhtelif ağaç, çiçek ve otların sandukaları hükmünde olan tohumlar şekil, renk, büyüklük ve ağırlık gibi özellikleri bakımından nasıl çeşitlilik gösteriyorlarsa, dormansinin sebepleri ve süresi bakımından da birbirlerinden büyük farklılık gösterirler. Meselâ bir su bitkisi olan mavi lotusa (Nelumbo nucifera-Nelumbonaceae) ait tohumlar, çimlenme hususiyetini kaybetmeden en uzun süre dormanside kalma yarışının şampiyonlarıdır. Mavi lotus, Asya'da binlerce yıldır tarımı yapılan kadîm kültür bitkileri arasında yer almaktadır.4 Kuzey Doğu Çin'de (Xipaozi köyü yakınlarında) kurumuş olan bir göl yatağında bulunan mavi lotus tohumlarının yaşlarının 14C metoduyla, 200 ile 500 yıl arasında değiştiği, ancak bunların içinden bir tohumun tam 1.300 yaşında olduğu belirlenmiştir. Canlılığını koruyan bu en yaşlı tohum çimlendirilerek yeni bir fidesi üretilmiştir.5

Çimlenme
Bakteriler ve mantarlar ile topraktaki diğer canlı organizmalar, önce tohumu aşındırır, sonra soğuk ve sıcak el ele vererek tohumun bünyesinde bulunan ve çimlenmesine mâni olan kimyevî maddelerin parçalanmasında rol oynar. Daha sonra, kimi zaman solucan gibi aciz bir canlı, kimi zaman eşref-i mahlûkat olan insanoğlu, kimi zaman da yabanî hayvanlar ile toprak alt üst edilerek gereken hava ve ışık sağlanır. Çimlenme için gereken su, rahmet eseri olarak yeryüzüne indirilir. Çimlenme potansiyeli varsa sağlanan bu uygun çevre şartları ile tohumun iç dinamikleri harekete geçirilir. Tohum da, izn-i İlâhî ile kabuğunu parçalayarak çimlenir; önce fidan sonra da, tohum verebileceği ağaç mertebesine geçer. Bu yönüyle dormansi tohumların çimlenmesini önler gibi görünse de, aslında tohumun uygun şartlar oluşana kadar muhafaza edildiği bir vazife görür. Böylece, toprak, tohumların depolandığı bir banka veya kasa hükmüne geçirilirken, dormansiye bir nevi hayat sigortası olarak iş gördürülür. Dormansi, tohumun toprak altına girip zahiren ölüp çürüdüğü; bâtınen bir sümbülün hayatına yoğrulduğu, yani cüz'î tohumluk hayatından, küllî bir sümbül hayatını netice vereceği haşr ve neşr anına6 kadar iç dinamiklerinin aktive edildiği bir süreçtir.

Hâsılı; toprağa düştükleri ândan çimlenene kadar devam eden ve genellikle gözden kaçırılan bu süreçte tohumlar öyle uygun hareket ederler ki, burada bir şuur, bir basiret, bir kast, bir irade, bir ilim, bir kemal ve bir hikmetin parladığı çok açık şekilde görünür.7 Ardıç kuşunun ardıç tohumunu yemesi, dışkısını toprağa bıraktıktan sonra da ondan ardıç ağacının meydana gelmesi ve karga, sincap gibi hayvanların gömdüğü tohumların ağaç olması dikkate değerdir. Evet, "Tohum olacak bir habbe veya bir çekirdekteki garip, acip, muntazam vaziyete bakınız ki, o habbe, tohumu olacak cismin bütün eczasıyla münasebettar olduğu gibi, kendi nev'iyle, cinsiyle ve bütün mevcudatla münasebeti vardır."8 Yani tohum ve yerleştiği tarla da mutasarrıfının taht-ı tasarrufunda olup, tohuma hayatı veren Kadîr-i Mutlak elbette onu başıboş koymaz; bütün cihazatını kemal-i intizam ile vererek idaresi altında tutar. Bu sebeple tohum olacak bir çekirdeğin kalbi hükmündeki embriyosu, onu besleyecek besin deposuna karşılık gelen endospermi ve elbise gibi vazife gören kabuğu muhafaza edilir, doğum vakti gelince de izn-i İlâhî ile tohum neşv ü nemâ bulup sümbüllenir.
 
Geri
Top