Ruhumu cezbeden ne varsa
Aklım ve izanım o an tutukluluk yaşasa
Gözlerimden boşalan yaş hiç durmasa, kalbim narıyla dağlansa
Bir an olsun nedamet duymam, hicranın meftun bırakan halini sorgulayamam
Bir ömür beklerim, ümit ederim
Her kimden kınama gelirse sessizce gülüp geçerim
Ruhumun feyzinden, müptela olduğu firkatinden nasıl söz ederim
Anlaşılmamak en büyük kederim, fikretmeyene aşk-ı hal lisanıyla nazar ederim
Ne divaneyim ve ne de sazendeyim
Elimde tuttuğum kamışa ibretle temaşa ederim
Kalbim inşiraha malik olmadıkça, gönül kapım açılmadıkça ürkerim
Haşyetin kuşatan lahzalarında mahsur kalmış bir dilenci gibiyim, umut ederim
Yazamam nedense halin kelamından
Furkanın içimi burkan sancılarından,damladan
İzanım korkar oldu, yitik nefeslerin perişan ve avere soluklarından
Yolsuz kalan canlardan, yaşamak adına kıvrananlardan, nedensiz kuşkulardan
Elimi uzatsam, endişe fırsat vermiyor
Gönlümü açsam, pişkinliğin binbir hali karşıma çıkıyor
Kalbi ve ruhunun farkında olan insan için niçin varlığından kuşkulanılıyor
Bin hüzünle korkular zerkediliyor,desiseler perdeleniyor,ruh sanki deşifre ediliyor
Sevda adına ne kaldıysa uzaklaşılıyor
Muhabbetin bahanesi üretiliyor, vakit öldürmek için geziliyor
Müddet-inefes niçin hakikati kadar önemsenmiyor, onca tahsilden ne bekleniyor
Nesil keyfitetin tutsağı olmuş,bin bir bahaneler sanki bekleyen zavallı bir sanıkmış
Artık anneme anlatamam, susarım
Babamın gözlerine bakamam gözlerimi kapatır, ağlarım
Ne vakit kapristana gitsem, huv-el baki olan için gönlümü döksem kanarım
Sessiz hıçkırıklarımı kimseye anlatamam utanırım,akidem adına naçar kalamam
Ne hikmetse hiç sevgilim diyemedim
Belki çok çekingen bir nefes olduğum için ifade edemedim
Gönlümü okuyan bir yarin hasretiyle mi ömrümü tükettim ve öyle bekledim
Neden kanaatin feyziyle iktifa etmeyi yeğlemedim, hissiyata hor bakan birimiydim
Bir deniz ülkesini nedense diliyorum
Kalan nefesimi iklimlerin senasında bırakmayı istiyorum
Sevdadan yana kim olursa olsun, aşkın letafetiyle ruhu arındırsın bekliyorum
Ne hikmetse hülyalardan vazgeçmiyorum,ufkumun sığ yamaçlarında serinliyorum
Mustafa CİLASUN
Aklım ve izanım o an tutukluluk yaşasa
Gözlerimden boşalan yaş hiç durmasa, kalbim narıyla dağlansa
Bir an olsun nedamet duymam, hicranın meftun bırakan halini sorgulayamam
Bir ömür beklerim, ümit ederim
Her kimden kınama gelirse sessizce gülüp geçerim
Ruhumun feyzinden, müptela olduğu firkatinden nasıl söz ederim
Anlaşılmamak en büyük kederim, fikretmeyene aşk-ı hal lisanıyla nazar ederim
Ne divaneyim ve ne de sazendeyim
Elimde tuttuğum kamışa ibretle temaşa ederim
Kalbim inşiraha malik olmadıkça, gönül kapım açılmadıkça ürkerim
Haşyetin kuşatan lahzalarında mahsur kalmış bir dilenci gibiyim, umut ederim
Yazamam nedense halin kelamından
Furkanın içimi burkan sancılarından,damladan
İzanım korkar oldu, yitik nefeslerin perişan ve avere soluklarından
Yolsuz kalan canlardan, yaşamak adına kıvrananlardan, nedensiz kuşkulardan
Elimi uzatsam, endişe fırsat vermiyor
Gönlümü açsam, pişkinliğin binbir hali karşıma çıkıyor
Kalbi ve ruhunun farkında olan insan için niçin varlığından kuşkulanılıyor
Bin hüzünle korkular zerkediliyor,desiseler perdeleniyor,ruh sanki deşifre ediliyor
Sevda adına ne kaldıysa uzaklaşılıyor
Muhabbetin bahanesi üretiliyor, vakit öldürmek için geziliyor
Müddet-inefes niçin hakikati kadar önemsenmiyor, onca tahsilden ne bekleniyor
Nesil keyfitetin tutsağı olmuş,bin bir bahaneler sanki bekleyen zavallı bir sanıkmış
Artık anneme anlatamam, susarım
Babamın gözlerine bakamam gözlerimi kapatır, ağlarım
Ne vakit kapristana gitsem, huv-el baki olan için gönlümü döksem kanarım
Sessiz hıçkırıklarımı kimseye anlatamam utanırım,akidem adına naçar kalamam
Ne hikmetse hiç sevgilim diyemedim
Belki çok çekingen bir nefes olduğum için ifade edemedim
Gönlümü okuyan bir yarin hasretiyle mi ömrümü tükettim ve öyle bekledim
Neden kanaatin feyziyle iktifa etmeyi yeğlemedim, hissiyata hor bakan birimiydim
Bir deniz ülkesini nedense diliyorum
Kalan nefesimi iklimlerin senasında bırakmayı istiyorum
Sevdadan yana kim olursa olsun, aşkın letafetiyle ruhu arındırsın bekliyorum
Ne hikmetse hülyalardan vazgeçmiyorum,ufkumun sığ yamaçlarında serinliyorum
Mustafa CİLASUN