Okunamayacak derecede yıpranmış Kur’ân-ı Kerîm’lerle, âyet yazılı sayfaları hürmetli şekilde temiz şeylere sarıp ayak altına gelmeyen boş toprağa gömmelidir. Kur’ân sayfalarını ateşe atıp yakmayı fukaha pek münasip görmemektedir.
Kur’ân dışındaki dinî kitapları, tefsir, hadîs gibi eserleri ise yakmakta mahzur yoktur. Hürmetsizliğe mâruz kalmamaları için boş bir yere gömmekte zorluk varsa ateşte yakmakta beis görülmemiştir.
Kur’ân yazılı kâğıtlar, yahut tefsir, hadîs, fıkıh gibi dinî mânâların işlendiği yazıları kese kâğıdı yapmak, hürmetsizliğe mâruz şekilde kullanmak mekruhtur. Bunlar hürmete uygun yerlerde istimal edilmeli, aksi halde yakılıp hürmetsizlikten kurtarılmalıdır.
Kur’ân-ı Kerîm’i okunamayacak derecede küçük yazılarla yazmak mekruhtur. Zira Kur’ân’dan kasıt okunmaktır. Okunmayan Kur’an, sadece levha olarak asılır, mânevî değeri bakımından muhafaza edilmiş olunur. Yâni Kur’ân’ın asıl hedefi okunup amel edilmekken sadece cüz’i bir cihetiyle iktifa edilmiş olunur. Kur’ân’ı böyle külliyetten cüz’iyete indirmek ise mekruh sayılır.
Kütüphanelerde Kur’ân’ın yeri en üst kattır. Altında hadîs, onun altında ya da yanında fıkıh kitapları bulunurlar. Bunlar göğüs hizasından aşağı yerlere terkedilmezler. Zira aşağılara koymakta hürmetsizlik vardır. Kur’ân-ı Kerîm’i yedi bohça içine sarıp sarmalayarak saklamak da mekruhtur. Zira Kur’ân’ın hedefi, okunmak, mânâsıyla amel edilmektir. Böylesine okunması zorlaştırılan Kur’ân, bulunduğu evde gariptir. Onu garib bırakan da, sarıp sarmalayarak okunmaz hale terkedendir.
Ahmed ŞAHİN
Kur’ân dışındaki dinî kitapları, tefsir, hadîs gibi eserleri ise yakmakta mahzur yoktur. Hürmetsizliğe mâruz kalmamaları için boş bir yere gömmekte zorluk varsa ateşte yakmakta beis görülmemiştir.
Kur’ân yazılı kâğıtlar, yahut tefsir, hadîs, fıkıh gibi dinî mânâların işlendiği yazıları kese kâğıdı yapmak, hürmetsizliğe mâruz şekilde kullanmak mekruhtur. Bunlar hürmete uygun yerlerde istimal edilmeli, aksi halde yakılıp hürmetsizlikten kurtarılmalıdır.
Kur’ân-ı Kerîm’i okunamayacak derecede küçük yazılarla yazmak mekruhtur. Zira Kur’ân’dan kasıt okunmaktır. Okunmayan Kur’an, sadece levha olarak asılır, mânevî değeri bakımından muhafaza edilmiş olunur. Yâni Kur’ân’ın asıl hedefi okunup amel edilmekken sadece cüz’i bir cihetiyle iktifa edilmiş olunur. Kur’ân’ı böyle külliyetten cüz’iyete indirmek ise mekruh sayılır.
Kütüphanelerde Kur’ân’ın yeri en üst kattır. Altında hadîs, onun altında ya da yanında fıkıh kitapları bulunurlar. Bunlar göğüs hizasından aşağı yerlere terkedilmezler. Zira aşağılara koymakta hürmetsizlik vardır. Kur’ân-ı Kerîm’i yedi bohça içine sarıp sarmalayarak saklamak da mekruhtur. Zira Kur’ân’ın hedefi, okunmak, mânâsıyla amel edilmektir. Böylesine okunması zorlaştırılan Kur’ân, bulunduğu evde gariptir. Onu garib bırakan da, sarıp sarmalayarak okunmaz hale terkedendir.
Ahmed ŞAHİN