Yozgat İsminin Tarihçesi
İç Anadolu bölgesinin Orta Kızılırmak bölümünde yer alan bir ilimiz. İl toprakları 34°02’ ve 36°09’ doğu boylamları ile 38°54’ kuzey enlemleri arasında kalır. Doğudan Sivas, kuzeyden Tokat ve Çorum, batıdan Kırıkkale, güneybatıdan Kırşehir, güneyden Nevşehir ve Kayseri illeri ile çevrilidir. Türkiye’nin beş tahıl ambarından biridir. Trafik numarası 66’dır.
Türkmenler “ot” a “yoz” derler. Çapanoğlu Aşireti Horasan’dan bu bölgeye geldiklerinde yemyeşil uzanıp giden bir otlakla karşılaşınca sürülerini bu otlağa bırakıp çadırlarını kurmuşlardır. Zamanla çadırların yerini taş ve kerpiç binâlar almış ve küçük bir kasaba meydana gelmiştir. Türkmenler bu kasabaya “Yoz Kant” (Otlak Kenti) ismini vermişlerdir. Zamanla bu kelime “Yozgat” olarak halk dilinde yerleşmiştir.
Yozgat ili ile ilgili efsâne şöyledir: Çapanoğlu Aşireti henüz Yozgat bölgesine varmış, sürüler otlağa bırakılmıştı. Çadırların yanında aşiretin en yaşlısı Cabbar Ağa koyunlarını otlatırken bir yandan da, elinde tesbih kalben zikrederken, nur yüzlü ak sakallı bir derviş Cabbar Ağadan su istedi. “Suyum yok ama buz gibi bir bakraç süt var. Az önce gelinim GülsümHâtun getirdi. Kabul edersen çok sevinirim.” dedi. Nur yüzlü zât oturdu ve üç nefeste bütün sütü içti. Cabbar Ağa hepsini içtiği için çok memnun oldu.
Nur yüzlü zât Cabbar Ağanın sırtını okşadı ve; “Gönlün gani, mülkün de fâni olsun. Yozuna yoz katılsın, köyün oban Yozkent olsun.” dedi ve kayboldu. Bakraç içindeki süt yine ilk hâlini almış olup, ağzına kadar dolu haldeydi. Bu hâdiseyi, aşiret beylerine anlattı ve hepsi bu zâtın Hızır aleyhisselâm olduğuna inandılar ve bulundukları yerde kalarak “Yozkent” kurmaya karar verdiler.
İç Anadolu bölgesinin Orta Kızılırmak bölümünde yer alan bir ilimiz. İl toprakları 34°02’ ve 36°09’ doğu boylamları ile 38°54’ kuzey enlemleri arasında kalır. Doğudan Sivas, kuzeyden Tokat ve Çorum, batıdan Kırıkkale, güneybatıdan Kırşehir, güneyden Nevşehir ve Kayseri illeri ile çevrilidir. Türkiye’nin beş tahıl ambarından biridir. Trafik numarası 66’dır.
Türkmenler “ot” a “yoz” derler. Çapanoğlu Aşireti Horasan’dan bu bölgeye geldiklerinde yemyeşil uzanıp giden bir otlakla karşılaşınca sürülerini bu otlağa bırakıp çadırlarını kurmuşlardır. Zamanla çadırların yerini taş ve kerpiç binâlar almış ve küçük bir kasaba meydana gelmiştir. Türkmenler bu kasabaya “Yoz Kant” (Otlak Kenti) ismini vermişlerdir. Zamanla bu kelime “Yozgat” olarak halk dilinde yerleşmiştir.
Yozgat ili ile ilgili efsâne şöyledir: Çapanoğlu Aşireti henüz Yozgat bölgesine varmış, sürüler otlağa bırakılmıştı. Çadırların yanında aşiretin en yaşlısı Cabbar Ağa koyunlarını otlatırken bir yandan da, elinde tesbih kalben zikrederken, nur yüzlü ak sakallı bir derviş Cabbar Ağadan su istedi. “Suyum yok ama buz gibi bir bakraç süt var. Az önce gelinim GülsümHâtun getirdi. Kabul edersen çok sevinirim.” dedi. Nur yüzlü zât oturdu ve üç nefeste bütün sütü içti. Cabbar Ağa hepsini içtiği için çok memnun oldu.
Nur yüzlü zât Cabbar Ağanın sırtını okşadı ve; “Gönlün gani, mülkün de fâni olsun. Yozuna yoz katılsın, köyün oban Yozkent olsun.” dedi ve kayboldu. Bakraç içindeki süt yine ilk hâlini almış olup, ağzına kadar dolu haldeydi. Bu hâdiseyi, aşiret beylerine anlattı ve hepsi bu zâtın Hızır aleyhisselâm olduğuna inandılar ve bulundukları yerde kalarak “Yozkent” kurmaya karar verdiler.