Ne vakit
yeşil başlı turna görsem
Her halinde
ve teslimiyetinde ki
zarefetinde, içimin titrediğini hissetsem
Kalbinin
ürkek halinde sadakatimle
yüzleşsem ve o an perişanlığıma nazar etsem
İçim kan ağlar,
gözyaşların kahrı günyüzüne çıkar,
umutların silik hali nasıl el açar
Nasıl bir
vurgunun dehlizindeyim
Yüreği
taşlaşmış nefeslerin hala
prangasında çırpınır suskun melalim
Ne vakit
hakkıyla kalbin sahibine iltica edeceğim,
ruhumda ki lekeyi arişleştireceğim
Hala miskinlik
içinde mi ikamet edip, sefih bir
sinenin acziyetiyle göçmeyi bekleyeceğim
Kalbinden
konuşan çocuğa imrenirim
Vicdan
sahibiyim amma, nasıl
bir inşirah ile nazar edeceğim
Hakikate
bu kadar uzakken, nutkumu
durduran ayetler her yanımı kuşatırken
Zafiyetleri hangi
karanlığın ikliminde temizleyeceğim,
nefsimi bilip azim göstereceğim
Her sıkılan
kurşunda sualim artar
Nefsim adına
bahanelere sığınmam
her ne hikmetse o an başlar
Meğerse
avuntular rıhtımda bekleyen,
hasrete yenik düşen mecalin hikayesindenmiş
Ah u zar etmesi
kendine yeten suskun saikmiş,
acziyet bu kadar mı sefih bir gerekçeymiş
İçimde
bir hınç var, hali boğar
İdrakim
ve izanım nispetinde
günyüzüne çıkarttığım ibret vecdime bakar
Dünya
içimde yaşarken, aşk nefsin
hesabında zikredilirken, ruhum niye korkar
Hangi boğaza baksam,
hisarın mazisini aralasam, yitik
duvarlara sessizce baksam içim kan ağlar
Ne meyin
derdindeyim, ne iksirin
Mizanın
hesabından kal etmeğim,
ruhumun belasına erişmediğim kesin
Viran olan benim,
hazan en güzide sessizliğim,
göçenlerin umutlarında beslenirim
Ruh aşikarken,
kalp aklın kalinde ki edebken,
abd olan benken niye hevese tevessül ederim
Yalnızlık
ne müşhiş bir limanmış
Sanki
ufkun pervazlarında ki
muştuya ram olan hicranmış
Nefsi teskiye
etmek kifayet etmez, bilmen
ve azimle yönlendirmen vefaymış
Sadakat
maruf iken, izan fikre açken, kalp
nazargah kılınırken ruh niçin burukmuş
Mustafa CİLASUN
yeşil başlı turna görsem
Her halinde
ve teslimiyetinde ki
zarefetinde, içimin titrediğini hissetsem
Kalbinin
ürkek halinde sadakatimle
yüzleşsem ve o an perişanlığıma nazar etsem
İçim kan ağlar,
gözyaşların kahrı günyüzüne çıkar,
umutların silik hali nasıl el açar
Nasıl bir
vurgunun dehlizindeyim
Yüreği
taşlaşmış nefeslerin hala
prangasında çırpınır suskun melalim
Ne vakit
hakkıyla kalbin sahibine iltica edeceğim,
ruhumda ki lekeyi arişleştireceğim
Hala miskinlik
içinde mi ikamet edip, sefih bir
sinenin acziyetiyle göçmeyi bekleyeceğim
Kalbinden
konuşan çocuğa imrenirim
Vicdan
sahibiyim amma, nasıl
bir inşirah ile nazar edeceğim
Hakikate
bu kadar uzakken, nutkumu
durduran ayetler her yanımı kuşatırken
Zafiyetleri hangi
karanlığın ikliminde temizleyeceğim,
nefsimi bilip azim göstereceğim
Her sıkılan
kurşunda sualim artar
Nefsim adına
bahanelere sığınmam
her ne hikmetse o an başlar
Meğerse
avuntular rıhtımda bekleyen,
hasrete yenik düşen mecalin hikayesindenmiş
Ah u zar etmesi
kendine yeten suskun saikmiş,
acziyet bu kadar mı sefih bir gerekçeymiş
İçimde
bir hınç var, hali boğar
İdrakim
ve izanım nispetinde
günyüzüne çıkarttığım ibret vecdime bakar
Dünya
içimde yaşarken, aşk nefsin
hesabında zikredilirken, ruhum niye korkar
Hangi boğaza baksam,
hisarın mazisini aralasam, yitik
duvarlara sessizce baksam içim kan ağlar
Ne meyin
derdindeyim, ne iksirin
Mizanın
hesabından kal etmeğim,
ruhumun belasına erişmediğim kesin
Viran olan benim,
hazan en güzide sessizliğim,
göçenlerin umutlarında beslenirim
Ruh aşikarken,
kalp aklın kalinde ki edebken,
abd olan benken niye hevese tevessül ederim
Yalnızlık
ne müşhiş bir limanmış
Sanki
ufkun pervazlarında ki
muştuya ram olan hicranmış
Nefsi teskiye
etmek kifayet etmez, bilmen
ve azimle yönlendirmen vefaymış
Sadakat
maruf iken, izan fikre açken, kalp
nazargah kılınırken ruh niçin burukmuş
Mustafa CİLASUN