• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Zamana yolculuk mümkün mü?

ABD’de en çok satan kitaplar arasına giren “Elegant Universe”ın yazarı Kolombiya Universitesi fizik profesörü Brian Greene’in iddiasına göre, zaman yolculuğu çok uzak bir hayal.

Zamanda yolculuk yapabilmek kaybettiğiniz bir sevdiğinize tekrar sarılmak, ya da dünyadaki çeşitli savaş ve haksızlıkları önlemek sebepleriyle zaman zaman hayal ettiğimiz bir kurgu.

İnsanlık tarihi boyunca sorgulanan zaman kavramı, fizikte en, boy ve yükseklik gibi bir boyut olarak tarif ediliyor. Örneğin evden bakkala giderken uzayda en, boy ve yükseklikle tanımlanabilecek bir yöne doğru hareket ediyorsunuz. Bunların yanında bir de dördüncü boyut olarak kabul edilen “zaman”da ilerliyorusunuz.

“One Universe: At Home in Cosmos” kitabının yazarı, City University of New York astrofizik profesörü Charles Liu’ya göre zaman ve mekan birbirine karışarak ‘zaman-mekan’ adı verilen dört boyutlu bir doku oluşturuyor.

Liu, “Kütlesi olan herhangi bir cisim -siz, ben, bir nesne, bir gezegen ya da bir yıldız bu dokuya oturduğu zaman bir çukur oluşturuyor. Bu çukurun varlığı zaman -mekan boyutunun bu kütleye göre eğilip büküldüğünün göstergesi” diyor.

Zaman-mekan boyutu nesnelerin eğimli bir düzlemde hareket etmesine sebep oluyor, ve bu eğim de yerçekimini doğuruyor.

Matematiksel olarak üç boyutlu düzlemlerde ileriye ve geriye gitmek mümkün, fakat zaman bu özgürlüğü tanımıyor.

Liu bu dört boyutlu zaman-mekanda sadece ileriye doğru hareket edilebileceğini söylüyor.

GEÇMİŞE YOLCULUK


Zaman yolculuğuyla ilgili birçok senaryo var. Bunların en kapsamlısı “solucan deliği” adı verilen, ve iki zaman-mekan koordinatını birleştiren kuramsal tüneller. Varsayıma göre bu tüneller iki ayrı evreni ya da bir evrenin iki ayrı köşesini birleştirebilir.

“Hyperspace” ve “Parallel Worlds” adlı kitabın yazarı Michio Kaku bu deliklerin “hem geçmiş, hem gelecek” olduğunu söylüyor, ve ekliyor: “Fakat çok dikkatli olunmalı. Bir zaman makinesini çalıştırabilmek bugünün teknolojisiyle mümkün değil.” Zaman-mekan dokusunda bir delik açmak için Kaku’ya göre bir yıldızın enerjisi, ya da negatif enerji gerekiyor. Negatif enerji de “hiçbir şey”in enerjisinden daha az bir enerji olarak tanımlanıyor.

Maddeyi en az 10 boyutta değerlendiren ve parça fiziğiyle doğanın temel güçlerini birlikte yorumlayan Süpersicim (iplikçik) teorisi uzmanı Greene bu teoriyi sorguluyor. Greene bu fikrin doğru olma ihtimalinden şüphe duysa da, solucan deliği modeli gerçekse bir zamanla diğer zaman arası bağlantı kurulabileceğini söylüyor.

KOZMİK SİCİMLER

Zaman yolculuğuyla ilgili bir başka teori de Süpersicim Teorisi. Sürekli genişleyen bir evrene boylu boyunca yayılmış ince enerji tüplerine süpersicim adı veriliyor. Evrenin oluşumundaki ilk evrelerinden kalan bu enerji alanlarının fazlasıyla kütle barındırdığı ve zaman-mekan boyutuna ağırlık yaparak eğrileştirdiği tahmin ediliyor.

“Time Traveller in Einstein’s Universe” adlı kitabın yazarı Princeton Üniversitesi astrofizik profesörü Richard Gott’a göre sicimler ya spiral şeklinde, ya da sonsuz uzunlukta. Gott sicimlerin bu yüzden “spagetti gibi” olduklarını söylüyor.

Bu teoriye göre iki sicimin birbirine yaklaşması sayesinde zaman-mekan boyutu eğilebilir ve zamanda yolculuk gerçekleşebilir.

Fakat Gott bunun ancak “ileri medeniyetlerin projesi” olabileceğini söylüyor. Çünkü ona göre biz henüz “kendi gezegenimizin enerji kaynaklarını bile doğru kullanmayı beceremiyoruz.”

Kaynak: NTVMSNBC
 
kiminiz için bir hayal ürününden öteye gitmeyen zaman yolculuğunun aslında mümkün olduğunu bilmek sizi şaşırtırmıydı? anlatacaklarım kesinlikle hayal ürünü değil bilimsel bir gerçektir. zamanda yolculuk etmenin -en azından zamanın akış hızını değiştirmenin- iki yolu var. biri ışık hızına ulaşmak, ikincisi çok büyük çekim kuvveti oluşturmak. bilim adamları yüksek çekim kuvvetlerinin olduğu yerlerde (örneğin kara deliklerin içi ve çevresinde) zamanın daha "yavaş" aktığını tesbit ettiler. bunun yanısıra yüksek hızlarda da zamanın ağırlaştığını farkettiler. bununla ilgili bildiklerimi uygun bir zamanda sizlere aktarmaktan mutluluk duyarım. yukarıda ki makalede uzayın kırılıp bükülmesi olarak anlatılan hadiseler çok büyük kütlelerin veyahut karadeliklerin oluşturduğu yüksek çekim kuvvetlerinin bir sonucudur. bu çekim kuvveti aynen gergin bir çarşafın ortasına ağır bir gülle yerleştirilmesi gibi uzay-zaman boyutunun eğilip bükülmesine yol açar.
 
Hemen hemen bu konuyla ilgili herkesin fikri var.blackcrown kardeşimin dediği 2 yol haricinde 1 yol daha var.Bu yol yukarıdaki yazıda da yazılmış.Bu yol ise kurt delikleri.Karadelikler,ak delikler ve kurt delikleri var.Karadeliğin ismi,içine giren herşeyin(ışığın bile)çıkamadığı ve olay ufku dediğimiz,karadeliğin ağzına gelen her enerji(madde de bir enerjidir) karadeliğin tekillik dediğimiz,boyutları matematikte bir nokta yani göreceli bir leke olan merkezinde,uzayın mal varlığından çalınarak karadeliğe dahil olurlar.Tekilliğe düşen her madde karadeliği biraz daha büyütür.Akdelikler de karadeliğin aksine herşeyi dışarı püskürttükleri için(ışığı dahil)ak delik denir.Bir de bu iki deliği birbirlerine bağlayan kurt delikleri vardır ki bunlar tekillikten önceenerjiyi alıp,ak deliklere gönderirler.lakin kurt deliklerinde yolculuk pek rahat değildir.içeri düşen normal boyutlu ışık ışınları bile x ışınına dönüşdüğü için olası bi yolculukda bizim de maddelikden çıkmamız an meselesidir:)Tavsiye etmem yani.blackcrown arkadaşımın dediği 2 yolculuk şekli ise test edilmiş ve onaylnmış olup(tarafımdan değil) gerçekten de zamanda nano saniyelerle de olsa yolculuk yapılmıştır.Kütle çekimi meselesine değinecek olursak,herhangi bir nötron yıldızını seçelim.Bu yıldızımızda çekim o kadr kuvvetlidir ki atomların elektronları protonlarına yapışıp,nötronları oluşturur.Oldu da biz orada ölmedik.Her bir atomumuz nötrona dönüşmedi diyelim.Biz nötron yıldızından dünyaya baktığımızda dünyada olan olaylar filim şeridi gibi geçecektir.Hızda ise yapılan bir deneyde uçakla 9 saat bir yolculuğun sonunda 9 nano saniye gecikme olduğu gözlemlenmiş.Kütle çekiminde ise 3 ay boyunca deniz altı yolculuğnda 32 nano saniye gecikme gözlemlenmiş.(deniz altı deniz seviyesine göre daha da ağır küreye yakın olduğundan kütle çekimi fazla oluyor)
Gel gelelim karadeliklere.Uzay zaman dokusunun çöktüğü yerde karadelikler oluşur.Öyle ki herhangi bir nötron yıldızı çökerek karadeliği oluşturur.Şimdilik aklıma bu kadar geldi.Bence güzel bi konu.Tartışılır:)
 
Bi tartışma konusu açalım.Hadi beyler bayanlar.Beyninize kuvvet.Soru şu:"Oldu da bi zaman makinası yaptık.Yolculuk esnasında dışarıyı nasıl görürüz veya dışarı bizi nasıl görür?";)
 
Geri
Top