Amerikalı milyoner bir bayan, genç ve yakışıklı avukatını yanına çağırır ve der ki:
"Yetmiş yaşına geldim ve biliyorum ki artık bu dünyada misafirim. Bugün yarın demeye kalmaz ruhumu teslim ederim. Onun için sana vasiyetimi yazdırmak istiyorum."
Avukatı da "Tabii hanımefendi" diyerek hemen kağıt ve kaleme sarılır.
Kadın başlar saymaya...
"Bildiğin gibi benim hiç kimsem yok. Bugüne kadar hep tek başıma mücadele ettim ve çalışmaktan hiçbir şeye zamanım olmadı. Kendimi bildim bileli iş hayatının içindeyim. Sadece iki dileğim olacak. Biliyorsun servetimin tamamı 100 milyon dolar. Bana öldüğümde 99 milyon dolar harcanarak öyle görkemli bir cenaze töreni yapılsın ki bütün dünya bunu yıllarca konuşsun"
Avukat "Evet efendim anladım, ikinci dileğiniz nedir?" diye sorar.
Yaşlı bayan utana sıkıla,
"Bugüne kadar hiç kimseyle beraber olmadım ve hâlâ bakireyim. Bu zevki tatmadan ayrılmak istemiyorum bu dünyadan. Benimle sevişmeyi kabul edecek kişiye de geri kalan bir milyon doları vereceğim" der.
Avukatın gözleri açılır ve "Anladım efendim" diyerek kendisine bu konuda yardımcı olabileceğini söyler.
Genç avukat akşam eve geldiğinde bu konuyu karısına danışmaya karar verir ve o gün yaşlı milyoner kadınla aralarında geçen konuşmayı anlatır.
Eşi, bir milyon dolara bu işi yapacak birilerini bulabileceğini ve bunu problem yapmamasını söyler.
Avukat en sonunda ağzındaki baklayı çıkarır ve "Hayatım biliyorsun bugünlerde benim de işlerim pek yolunda gitmiyor ve bir milyon dolarda çok iyi para hani. Diyorum ki eğer sen de kabul edersen bir kereden bir şey olmaz. Hem ihtiyarın hayrını alırız hem de iyi bir para kazanmış oluruz ne dersin?" diye sorar.
Genç kadın biraz düşündükten sonra "Haklısın hayatım zaten yolun sonuna gelmiş durumda hem bir milyon dolar da çok iyi para. Bence bir mahzuru yok" der.
Genç avukat gelişmelerden son derece memnun, sabahı zor eder, sabahleyin doğru yaşlı milyonerin yanına varır.
"Efendim, eğer sizin için de bir sakıncası yoksa bir milyon dolarlık vasiyetinizi yerine getirmek için talibim"
Milyoner bakirenin arayıp da bulamadığı bir şeymiş bu.
"Peki o zaman yarın sabah saat 10:00 da malikaneye gelirsin" der.
Akşam avukat son derece neşeli evine gider ve eşine milyoner bakireyi razı ettiğini ertesi gün bu iş için saat 10 da evine gideceğini söyler.
Eşi," Peki o zaman yarın seni ben bırakırım, tahminen bir saat sürse ben seni 11 gibi yine oradan alırım" diyerek anlaşırlar.
Planlandıkları gibi ertesi sabah kadın avukatı malikaneye 10 da bırakır ve gider. 11 sularında evin önüne gelir ve beklemeye başlar, evde hiç kıpırtı yok. Neyse, 5-10 dakika uzayabilir çok önemli değil, diye düşünür kadın.
Saat 11:30 a doğru artık dayanamaz ve başlar dat? dat? Korna çalmaya…Evden hâlâ ses yok. Beş on dakika sonra tekrar dat.. dat...Gene ses yok.. Artık kadın iyice sinirlenmeye başlar ve hiç aralıksız kornaya basar...Daaatttt !!! Daaatttt !!!
Derken pencereden yarı çıplak vaziyette genç avukat seslenir,
"Sevgilim sen bugün git benim ne zaman geleceğim belli değil. Kadın fikrini değiştirdi, cenazemi belediye kaldırsın diyoooor..." ;
"Yetmiş yaşına geldim ve biliyorum ki artık bu dünyada misafirim. Bugün yarın demeye kalmaz ruhumu teslim ederim. Onun için sana vasiyetimi yazdırmak istiyorum."
Avukatı da "Tabii hanımefendi" diyerek hemen kağıt ve kaleme sarılır.
Kadın başlar saymaya...
"Bildiğin gibi benim hiç kimsem yok. Bugüne kadar hep tek başıma mücadele ettim ve çalışmaktan hiçbir şeye zamanım olmadı. Kendimi bildim bileli iş hayatının içindeyim. Sadece iki dileğim olacak. Biliyorsun servetimin tamamı 100 milyon dolar. Bana öldüğümde 99 milyon dolar harcanarak öyle görkemli bir cenaze töreni yapılsın ki bütün dünya bunu yıllarca konuşsun"
Avukat "Evet efendim anladım, ikinci dileğiniz nedir?" diye sorar.
Yaşlı bayan utana sıkıla,
"Bugüne kadar hiç kimseyle beraber olmadım ve hâlâ bakireyim. Bu zevki tatmadan ayrılmak istemiyorum bu dünyadan. Benimle sevişmeyi kabul edecek kişiye de geri kalan bir milyon doları vereceğim" der.
Avukatın gözleri açılır ve "Anladım efendim" diyerek kendisine bu konuda yardımcı olabileceğini söyler.
Genç avukat akşam eve geldiğinde bu konuyu karısına danışmaya karar verir ve o gün yaşlı milyoner kadınla aralarında geçen konuşmayı anlatır.
Eşi, bir milyon dolara bu işi yapacak birilerini bulabileceğini ve bunu problem yapmamasını söyler.
Avukat en sonunda ağzındaki baklayı çıkarır ve "Hayatım biliyorsun bugünlerde benim de işlerim pek yolunda gitmiyor ve bir milyon dolarda çok iyi para hani. Diyorum ki eğer sen de kabul edersen bir kereden bir şey olmaz. Hem ihtiyarın hayrını alırız hem de iyi bir para kazanmış oluruz ne dersin?" diye sorar.
Genç kadın biraz düşündükten sonra "Haklısın hayatım zaten yolun sonuna gelmiş durumda hem bir milyon dolar da çok iyi para. Bence bir mahzuru yok" der.
Genç avukat gelişmelerden son derece memnun, sabahı zor eder, sabahleyin doğru yaşlı milyonerin yanına varır.
"Efendim, eğer sizin için de bir sakıncası yoksa bir milyon dolarlık vasiyetinizi yerine getirmek için talibim"
Milyoner bakirenin arayıp da bulamadığı bir şeymiş bu.
"Peki o zaman yarın sabah saat 10:00 da malikaneye gelirsin" der.
Akşam avukat son derece neşeli evine gider ve eşine milyoner bakireyi razı ettiğini ertesi gün bu iş için saat 10 da evine gideceğini söyler.
Eşi," Peki o zaman yarın seni ben bırakırım, tahminen bir saat sürse ben seni 11 gibi yine oradan alırım" diyerek anlaşırlar.
Planlandıkları gibi ertesi sabah kadın avukatı malikaneye 10 da bırakır ve gider. 11 sularında evin önüne gelir ve beklemeye başlar, evde hiç kıpırtı yok. Neyse, 5-10 dakika uzayabilir çok önemli değil, diye düşünür kadın.
Saat 11:30 a doğru artık dayanamaz ve başlar dat? dat? Korna çalmaya…Evden hâlâ ses yok. Beş on dakika sonra tekrar dat.. dat...Gene ses yok.. Artık kadın iyice sinirlenmeye başlar ve hiç aralıksız kornaya basar...Daaatttt !!! Daaatttt !!!
Derken pencereden yarı çıplak vaziyette genç avukat seslenir,
"Sevgilim sen bugün git benim ne zaman geleceğim belli değil. Kadın fikrini değiştirdi, cenazemi belediye kaldırsın diyoooor..." ;