• Merhaba Ziyaretçi.
    "Minimalist Fotoğraflar" konulu yarışmamız başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de yarışmada görmek istiyoruz...

Zopzop İle Ali

KıRMıZı

TeK BaşıNa CUMHURİYET
V.I.P
ZOPZOP İLE ALİ

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içindeyken bir küçük erkek çocuğu yaşarmış. Adı Ali imiş. Ali ne yazık ki doğduğundan beri karanlıktan çok korkarmış ve ışıklar açık olmadan da uyuyamazmış. Bir gece Ali uyumaya çalışırken odasının penceresinde içeri beyaz bir kedi girmiş. Ali önce çok korkmuş. Ama kedi Ali’ye bakarak ;

- Merhaba, benim adım Zopzop, demiş. Korkma benden sana bir kötülük gelmez.

- Neden, odama girdin, demiş Ali.

- Sokakta yattığım yatak çok rahatsızdı. Aslında yatak da denemez. Merdivenin altında uyumaya çalışıyordum. Ama şu kurbağaların gürültüsünden uyuyamadım bir türlü demiş ZopZop. Sonra da eklemiş, burada uyuyabilir miyim? Seni hiç rahatsız etmem.

Ali önce tereddüt etmiş. Sonra Zopzop’un odasında uyumasına izin verebileceğini düşünmüş. Hem hiç de arkadaşı olmadığından Zopzop’un odasında kalmasının iyi bir fikir olabileceğine inanmış.

- Pekiyi uyuyabilirsin, demiş Ali. Ama biraz konuşabilir miyiz?

- Tabii, demiş Zopzop. Ne kadar istersen. Gerçi biz kediler uykuya bayılırız ama konuşabiliriz. Bu arada senin adın ne, demiş Zopzop.

- Benim adım, Ali. Ama hiç arkadaşım yok, demiş Ali.

- Çok yazık. Ama neden, diye sormuş Zopzop.

- Çünkü buralarda pek çocuk yok. O yüzden çok sıkılıyorum, demiş Ali.

Zopzop ile Ali çok iyi dost olmuşlar. Zopzop Ali’ye arkadaşlarını anlatmış. Kurbağa Dodo’dan, karınca Fadik’ten ve minik salyangoz Rukiye’den söz etmiş. Onlarla nasıl oyunlar oynadıklarından, hep birlikte arka bahçedeki gül ağacının dibindeki gizli yerlerinden söz etmiş. Ali, Zopzop’dan kendisini arkadaşları ile tanıştırmasını istemiş.



- İstersen şimdi bile tanışabilirsin, demiş Zopzop.

- Şimdi mi demiş, Ali. Ama ben karanlıktan korkarım.

- Aman korktuğun şeye bak, demiş Zopzop. Sonra da bir ıslık çalmış ve büyük bir ateş böceği pencerenin kenarında bitivermiş.

- Ne var Zopzop demiş ateş böceği. Beni bu saatte niye rahatsız ettin?

- Tanıştırayım, Işıldak demiş Zopzop, ateş böceğini göstererek. Bu da Ali, demiş Ali’yi ateş böceğine göstererek.

- Merhaba, demiş Işıldak.

- Neden onu çağırdın, diye Ali, Zopzop’a sormuş.

- Çünkü demiş, Zopzop, sen karanlıktan korkuyorsun. Ama Işıldak kendi ışığı ile bize yol gösterecek. Hadi geç kalmayalım, gül ağacına gideceğiz demiş.



Ali, Zopzop ve ateş böceği Işıldak’ın yaydığı ışık ile bahçeye inmişler ve gül ağacına doğru yürümeye başlamışlar. Kurbağa Dodo, karınca Fadik ve minik salyangoz Rukiye de onlara katılmış. Ama yolun yarısın daha gelmemişler ki, Rukiye söylenmeye başlamış.

- Hepiniz çok hızlı yürüyorsunuz. Kimse beni düşünmüyor mu, demiş salyangoz Rukiye.

- Ben de çok yoruldum. Lütfen bu kadar hızlı yürümeyin demiş karınca Fadik.

Fadik ve Dodo’yu da düşünerek daha ağır yürümeye başlamışlar ve nihayet gül ağacının başına gelmişler. Gül ağacının başında Zopzop, Ali’ye dönerek ;

- Şimdi göreceklerine çok şaşıracaksın, demiş.


Zopzop gül ağacının yanında duran su kabına patisini sokup toprağa doğru bir kaç su damlası savurmuş. İşte o sıra gül ağacı büyümüş, büyümüş, kocaman bir ağaç olmuş. Gül ağacının her tarafında ışıklar parlıyormuş. Tam önlerinde duran kocaman ağacın gövdesinde de bir kapı varmış. Zopzop, yine Ali’ye dönerek;

- Burası Mutluluk Ülkesi. Burayı çok seveceksin. Ama sonsuza dek burada kalamayız. Her akşam sadece bir saat kalabiliriz demiş, Zopzop.

Zopzop kapıyı açmış ki, Ali gözlerine inanamamış, birbirinden güzel bir çok oyuncakla dolu büyük bir oda görmüş ve oyuncaklarla oynayan bir çok hayvan ve çocuk varmış. Ali, Zopzop, Rukiye, Dodo ve Işıldak odaya girip onlar da oyuncaklarla oynamaya başlamışlar. Ali’nin bir anda bir sürü arkadaşı olmuş. Oyuncak trenle oynamış, tahta ata binmiş, kumdan kaleler yapmış. Ali çok mutlu olmuş. Ama Zopzop bir saat sonra gitme vaktinin geldiğini hatırlatmış ve hep birlikte gül ağacının gövdesine saklı bu ülkeden çıkmışlar. Kapıyı kapattıklarında gül ağacı yine eski şekline dönüp küçülmüş.

- Çok mutlu oldum, demiş Ali. Yarın akşam da gelebilir miyiz?

- Tabii demiş Zopzop. Her akşama gelebiliriz. Ama sadece bir saatliğine.

- Tamam demiş Ali, sevinçle bağırarak.

Zopzop ve Ali, Ali’nin odasına geri dönmüşler. Ali, Zopzop ile tanıştığına çok mutlu olmuş. Tabii yeni arkadaşlarına da.

- Çok teşekkür ederim Zopzop, demiş Ali. Bu gece hiç korkmuyorum demiş.

- Korkacak ne var ki demiş, Ali. Sen kendine güvenirsen hiç bir şeyden korkmana gerek yok. En güçlü şey kendin, demiş.

- Gerçekten de öyleymiş, demiş Ali.

- Bak, demiş Zopzop. Kendi başına neler yaptın. Bence çok cesursun.

- Öyle mi düşünüyorsun demiş, Ali sevinçle.

- Evet demiş. Korkan insanlar sadece bir ışık görürler, cesur insanlar ise yıldızları görürler demiş, Zopzop. Neden lambayı söndürüp benimle birlikte yıldızlara bakmıyorsun demiş Zopzop Ali’ye.

Ali, korktuğu için hep açık tuttuğu gece lambasını kapatmış ve Zopzop’un yanına gitmiş. İkisi birlikte yıldızlarla bezeli gökyüzüne ve ay dedeye bakmışlar. Sonra bir yıldızın kaydığını görüp sevinçle bağırmışlar. Dilek tutmayı da unutmamışlar. Zopzop, Ali’ye sormuş;

- Ne dilek tuttun, Ali?

- Hep seninle iyi arkadaş olarak kalmayı diledim, demiş Ali.

- Ben de aynı şeyi diledim demiş Zopzop.
 
Geri
Top