Makaleler, Araştırma Yazıları

Tinder cephesinde işler karışmaya başlıyor. Bir araştırma erkek ve kadınların Tinder'da sergiledikleri davranış farklarını araştırırken hayli ilginç ve kafa karıştırıcı bir sonuca ulaştı! Bu içerikte üç 'bilim insanının gerçekleştirdiği araştırma sonucu ortaya çıkan şu akademik makalenin çıktılarından faydalanıldı Araştırmaya konu olan uygulama, Tinder'ı ilk kez duyan varsa diye kısa bir özet geçelim hemen. Kendinizi ve ilgi alanlarınızı tanıttığınız, fotoğraflarınızı yüklediğiniz ve sonrasında keşfe çıktığınız bir arkadaş bulma sistemi aslında Tinder. Karşınıza çıkan bir profil ilginizi çektiyse sağa, hoşunuza gitmediyse sola kaydırıyorsunuz. şayet beğendiğiniz kişi de sizi beğenirse bir eşleşme yaşanıyor ve tanışmanız için sohbet...

Bill Sullivan isimli bir farmakoloji ve mikrobiyoloji uzmanı, davranışlarımız üzerindeki etkimizin fazlasıyla az olduğunu belirtti. Davranışlarımızın ve kişilik özelliklerimizin büyük bir çoğunluğunun genlerimiz tarafından kontrol edildiğini de belirten Sullivan, aslında tanıdığımız bizin biz olmadığını ifade etti. Müzik zevkimiz, sevdiğimiz yiyecekler, beğendiğimiz kişiler ve giydiğimiz kıyafetler… Tüm bu kararları kendimiz alıyoruz. Hatta bu kararlarımız sonucunda kendi kimliğimizi oluşturuyoruz. Davranışlarımıza kadar yansıyan bu unsurlar sonucunda aynada baktığımız kişinin temellerini atıyor ve onu geliştiriyoruz. Daha doğrusu her şey böyle oluyor sanıyoruz. Hindistan Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Bill Sullivan isimli...

Dünyanın en iyi üniversiteleri Center for World University Rankings (CWUR) tarafından sıralandı. Yapılan sıralamada ilk 500'de Türk üniversitesi bulunmuyor. Türkiye'den en iyi dereceyi alan ODTÜ ise 582. sırada. Her yıl dünyadaki üniversiteleri belirli kriterlere göre sıralayan Center for World University Rankings (CWUR) 2 bin üniversitenin yer aldığı listeyi açıkladı. Sıralamadaki kriterler arasında eğitim kalitesi, mezunların iş bulma oranı, eğitim kadrosunun kalitesi, araştırma sayısı, yüksek kaliteli yayın sayısı, üniversitenin dışarıdaki etkisi ve yayımladığı kitap ve makalelere yapılan atıf sayısı yer alıyor. Hazırlanan listede ilk bin üniversite arasında Türkiye’den 10 üniversite yer alırken listedeki ilk 10 üniversitenin...

Dünya Kaynakları Enstitüsü, yeni bir çalışma yaparak dünya genelindeki su kıtlığı raporunu yayımladı. Yayımlanan raporda Türkiye'nin çok ciddi bir risk altında olduğu görülebiliyor. Küresel ısınma, beraberinde pek çok sorunu da getirmiş durumda. Bu sorunların başında da su kıtlığı geliyor. Hayatımızın en temel maddelerinden bir tanesi olan suyun, dünyadaki seviyesinin kritik değerlere inmesi ise başlı başına felaketlerin habercisi. Dünya Kaynakları Enstitüsü, dünyadaki içilebilir su kaynaklarını baz alarak bir araştırma yaptı. Araştırmanın tamamlanmasıyla birlikte yayımlanan raporsa çok ciddi risklerin olduğunu ortaya koyuyor. Dilerseniz şimdi Dünya Kaynakları Enstitüsü'nün yayımladığı "Su Kıtlığı Riski Listesi"ne yakından bakalım...

Birleşmiş Milletler’in yayınladığı rapora göre, günümüzdeki sera etkili gaz salınımı %25-30 oranında var olan beslenme şeklinden kaynaklanıyor. Bu durumu engellemek için ise vegan ya da vejeteryan beslenmek gerekiyor. Ülkemizin mutfağında (ve başka pek çok ülkenin mutfağında) et ve et ürünleri büyük yer tutuyor. Birleşmiş Milletler’in yayınladığı rapora göre küresel ısınma ile başa çıkmak için beslenme şeklimizden eti ve hatta mümkünse bütün hayvansal gıdaları çıkarmamız gerekiyor. Şu andaki durumda, küresel ısınma ve iklim değişikliğinde olumsuz yönde etki eden sera gazları salınımında %25-30’luk bir oranın sebebi beslenme şeklimizden kaynaklanıyor. 2050 yılında, dünya üzerindeki insan sayısının 9.8 milyar olacağı ve o dönemde, 2010...

İsmini Victor Hugo’nun Notre Dame’ın Kamburu eserindeki Quasimodo karakterinden alan Quasimodo sendromu, kişinin vücudunda gerçekte var olmayan kusurlar bulması ve bundan yoğun rahatsızlık duyması anlamına geliyor. Sözcü'de yer alan habere göre; Uzman Psikolog Sena Sivri, Quasimodo sendromu ya da diğer adıyla Beden Disformik Bozukluğu olan kişilerin sürekli aynada kendilerini inceleyip, her seferinde yeni bir kusur bulduklarını belirterek “Bu düşünsel uğraşlar kişinin işlevselliğinde bozulmaya neden olur. Bu durumun yarattığı mutsuzluktan dolayı kişi içine kapanır, kendi görüntüsünden duyduğu memnuniyetsizlikten dolayı iş ve sosyal hayatından uzaklaşır, daha ilerlediğinde evden çıkamaz hale gelebilir hatta çok ilerlemiş durumlarda...

YouGov pazar araştırma şirketinin yaptığı anket sonuçlarına göre, ABD’deki milenyum neslinin yüzde 20’sinin hiçbir arkadaşı yok. Bu da milenyum neslinden her beş kişiden birinin tek bir arkadaşının bile olmadığı anlamına geliyor. Milenyum nesli ya da ‘Y kuşağı’ 2000’li yılların başında yetişkinliğe erişmiş kişileri tanımlamak için kullanılıyor. Ankete katılanların yüzde birinden az bir oranı ise 10’dan fazla arkadaşı olduğu yanıtını verdi. İngiltere merkezli internet anket ve araştırma şirketi YouGov’un Temmuz ayının başında bin 254 Amerikalı yetişkin ile anket gerçekleştirdi. YouGov araştırmasında, milenyum neslinin neden yalnız olduğunun nedenini doğrudan araştırmazken; bu neslin, önceki nesillerle karşılaştırıldığında daha...

Euromonitor tarafından en son yayınlanan Küresel Tüketici Trendleri raporuna göre Türkiye, 2016 ve 2017 yılları arasında vejetaryen nüfusun en çok arttığı 7. ülke oldu. Vejetaryenlik küresel bir tüketim eğilimine dönüştü DHA'nın haberine göre, Euromonitor tarafından en son yayınlanan Küresel Tüketici Trendleri raporuna göre 2016 ve 2017 yılları arasında vejetaryen nüfusun en fazla arttığı ülkeler arasında Türkiye 7. sırada yer aldı. Küresel et endüstrisi geçtiğimiz yıl 1 trilyon dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaşmış olsa da, gelişmekte olan ülkelerde vejetaryen ve vegan nüfusun oranı özellikle genç, orta ve üst gelir kesiminde artıyor. 'Vejetaryen beslenme, doğru yönetilmesi gereken bir beslenme programı' Vejetaryen beslenmenin...

Bir araştırmaya göre, sosyal medyada yazım hatalarını düzelten insanlar asosyal olarak nitelendiriliyor Bilim insanları, sosyal medyada dil bilgisi hatalarını sık sık düzelten insanların ‘daha az kabul edilebilir’ kişiliklere sahip olduklarını söylüyor. Facebook veya Instagram sayfalarındaki yazılarınızı sürekli dil bilgisi konusunda düzelten arkadaşlarınız varsa, onların bir tür kişilik bozukluğuna sahip olduğunu söylemek mümkün. Bu tarz kişiler, sosyal olarak daha kapalı insanlardır ve hatalarınızı diğer insanlara nazaran daha fazla yargılar. 2016’da PLOS One dergisinde yayınlanan bir makalede, bilim insanları insanların kişisel özelliklerinin yazım hatası düzeltmekle ilişkili olduğunu söyledi. Michigan Üniversitesi araştırma...

Numero, yaşam kalitesi en yüksek şehirler yıl ortası raporunu açıkladı. Listede Türkiye’den 4 şehir yer aldı. Numero, pek çok alanda veriler topluyor ve bu topladığı verileri de zaman zaman insanlarla paylaşıyor. İstatistik kuruluşu şimdi de 2019 yılı için yıl ortası Dünyanın Yaşam Kalitesi En Yüksek Şehirleri Listesi’ni açıkladı. Şehirlerin toplam yaşam kalite puanlarını, satın alma gücü endeksi, güvenlik endeksi, sağlık bakım endeksi, yaşama bedeli endeksi, barınma ücretinin gelire oranı endeksi, trafik endeksi, kirlilik endeksi ve iklim endeksi için ayrı ayrı aldıkları puanlar belirledi. Listenin zirvesinde Avustralya, Canberra yer aldı. Onu ABD’den Raleigh ve yine Avustralya’dan Adelaide takip etti. Listenin ilk 10 sırasını...

Bilim insanları, yaptıkları araştırmalar sonucunda genetik aktarımda hangi özelliklerin hangi ebeveynden geldiğini ortaya çıkardı. Bizim milletimizin vazgeçilmez özelliklerinden bir tanesi, bir bebeği gördüğü anda birine benzetmeye çalışmaktır. Bir de konuyla ilgili genetik bilimi içeren bir atasözümüz bile var: Oğlan dayıya, kız halaya çeker. Bilim insanları ise bebeklerin hangi geninin hangi ebeveyninden geldiğini ortaya çıkardı. Temel biyoloji bilgilerimize göre cinsiyet babadan geçiyor. (Baba XY, anne XX’tir. Anneden X geleceği için babadan ne gelirse cinsiyet de ona göre belirlenir.) Gelelim geri kalan özellikleri hangi ebeveynlerimizden aldığımıza. Çoğu kez, çocuklar burun uçlarının şeklini, dudak çevresini, elmacık...

Global Footprint Network, 29 Temmuz'u Dünya Limit Aşım Günü olarak ilan etti. Yıl sonuna kadar tüketeceğimiz bütün doğal kaynaklar, 2020'nin kredisinden düşecek. İnsanoğlu, üzerinde yaşadığı gezegeni adeta telef ediyor. Bir yandan kaynaklar sanki hiç tükenmeyecekmiş gibi kullanılmaya devam ederken diğer yandan da gezegenimizi kasıp kavurmaya devam eden küresel ısınma için herhangi bir önlem alınmıyor. Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network) bugünü, "Limit Aşım Günü" olarak ilan etti. Bu, gezegenimizin bize 2019 yılı için vermiş olduğu doğal kaynakları, bugün itibarıyla tükettiğimiz, 2019 yılının sonuna kadar insanoğlunun yapacağı her kaynak tüketiminin, önümüzdeki yılın kredisinden alınacağı anlamına geliyor. Bu da 2020...

Tütün ve tütün ürünlerinin tüketimi kullananlar kadar istemeden buna maruz kalanların sağlığını da etkiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de bu kapsamda sigarayla mücadele etmeye çalışıyor ve dünya devletlerine tütünle mücadele konusunda çeşitli önerilerde bulunuyor. Yayınlanan son rapora göre, DSÖ’nün sunduğu önerilere uyan ülkeler arasında Türkiye birinci sırada bulunuyor. Tütün ve tütün ürünleri birçok dünya devletinin mücadele ettiği, insan sağlığının en büyük düşmanlarından bir tanesi. Tütünle mücadele kapsamında Dünya Sağlı Örgütü de Dünya Tütün Raporu’nu Rio de Janeiro’da yaptığı sunumla kamuoyuna sundu. Raporda, Türkiye’nin tütün tüketimini azaltmak için DSÖ’nün tavsiye ettiği tüm önlemleri uyguladığı ve bu alanda birinci olduğu...