Hep söylüyorum, biz çocukken midemiz bulanınca ekmek yedirirlerdi,grip "Yatınca geçer"di,başın ağrıyorsa "Çocukların başı ağrımaz" denirdi,uykun kaçıyorsa "Oyuncaklarını düşün, güzel rüyalar görürsün" şeklinde konuhalledilirdi!Okuma yazmayı öğrenemiyorsan ya, "Tembel"din ya "Yavaştan, sağlamsağlam öğreniyor"dun!Hüzünlü bir çocuksan "Yazar olacak herhalde" derlerdi,yerinde duramıyorsan, etrafa saldırıyorsan bir tane çakarlardı,susup otururdun.Kanaatimce pedagojinin zirve yaptığı yıllardı o yıllar.Çünkü sonra sonra, koşup oynadıktan sonra öksüren çocuk 'astım başlangıcı',okuma yazmayı zor söküyorsa 'disleksik', hüzünlüyse 'depresif',aşırı hareketliyse 'hiperaktif' diye nitelendirilmeye başlandı ve o sinameki yetiştirilen tipsizler şimdi...