• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Makaleler, Araştırma Yazıları

Araştırma ve gözlemlere dayalı yazı ve makaleler ...
Yeni Nesil Evcilik Oynuyor
Özellikle 20’li yaşlarını süren gençlerin evliliklerini gözlemlersek, neden boşanma oranlarının bu kadar yüksek olduğunu anlamak hiç de zor değil. Sanki evli değiller, evcilik oynuyorlar.”Biz” birlikteliğinden tamamen uzak, boş vakitlerinde oyun oynuyorlar gibiler. Hani oyunculardan birinin canı sıkılsa, oyunu bitirecek evine dönecek. Nitekim sonuç tam da böyle oluyor çoğu zaman. Birbirlerinden neredeyse haberleri yok. Eşinin ne iş yaptığını, hangi semtte çalıştığını bile bilmiyorlar. Kazancı ne, işe ilgili idealleri ne? Hayattan ne bekliyor? Emekli olunca Bodrum’a mı yerleşmek istiyor, yoksa ölene kadar çalışırım mı diyor? Örneğin bir gün piyango çıksa, dünya turuna mı gitmek ister, parayı mala mülke mi yatırır? Kaç beden giyer, en...
Malum Yiyeceğin Leziz Macerası 'Bisküvi'
Malum Yiyeceğin Leziz Macerası 'Bisküvi' Kim derdi ki bisküvinin de tarihini merak edip yazacağız! Gündem büyük adamlarımızın iki dudağının arasında. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli püskevit dedi ortalık karıştı. Bisküvi de kendince önemli bir şey elbette. Lakin bugüne kadar pek kimse merak etmemiş bu mütevazı atıştırmalık yiyeceğin tarihini. İş başa düştü ne yapalım.... Efendim bisküvi sözcüğünün kökeni Latince 'İki kez pişirilmiş ekmek' anlamına gelen 'Panis bis coctustan' geliyor. Eski gemiciler uzun seferlerde ekmekleri fırına verirlermiş ki dayansın bozulmasın. Bir başka rivayete göre en eski bisküviler İ.S. 7. yüzyılda Persler tarafından üretilmiş oradan da Haçlı Seferleri ile Avrupaya taşınmış. Larousse Gastronomique...
Allah’a inanan ve inanmayanların beyinleri arasında farklılıklar bulundu
Allah inancı; kişilerde endişe ve kaygıyı önlemeye, stresi azaltmaya yardımcı oluyor. Toronto Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre inanan ve inanmayan kişilerin beyinleri farklılık gösteriyor. Araştırmacı Michael Inzlicht’in öncülük ettiği iki çalışmada katılımcılara, beyin aktivitelerini ölçen elektrotlarla Stroop task- bilişsel kontrolü ölçen tanınmış bir test- uygulundı. İnanmayanlara kıyasla dindar katılımcıların beynin ön kısmında yer alan anterior cingulate cortex’ (ACC) lerinde anlamlı düzeyde daha az aktivite gözlemlendi. ACC, kontrol ve dikkat gereken durumlarda (örneğin hata yapma sonucu kaygı duyma) bazı sinyallerle davranışı değiştirmeye yardımcı olur. Daha güçlü dini şevk ve imanla, kişilerin yaptıkları hatalar...
Cep Telefonunda Bazı Numaraları Tuşlamak Duygusal Durumumuzu Değiştiriyor
Teknolojinin gelişmesiyle hepimizin hayatında farklı alışkanlıklar ve de farklı eşyalar vazgeçilmez oldu. Hiç şüphesiz cep telefonu bunların en önemlileri arasında. Özellikle yeni nesil, cep telefonlarına bağımlı derecede yetişiyor. Vazgeçilmezleriyse: mesajlaşmak! Psychological Science dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, Almanya'da bir bilim adamı telefonların özellikle kısa mesajların beynimizi etkilediğini buldu. Sadece bazı kelimelerin (‘aşk' gibi) karşılığı olan sayıları tuşlayarak, zihnimizde o kelimenin anlamını aktif hale getirebiliriz. Bu araştırma için Würzburg Üniversitesi'nden Sascha Topolinski ve öğrencileri bir liste kelime hazıladılar. Bu kelimeler telefonda yazılırken birden fazla tuşlanması gerekmeyen...
İnsanoğlunun Yamyamlık Tarihi
Geçmişten günümüze birçok yamyam, insanoğlunu dehşete düşürdü. Aralarında internete ilan veren de var hayatta kalmak için ölen arkadaşını yiyen de. İşte insanoğlunun yamyamlık tarihinden tüyler ürperten profiller Alfred Packer Amerikalı altın arayıcısı Packer yamyamlıktan yargılanıp mahkum oldu. Şubat 1874’te Colorado dağlarına 5 kişiyle birlikte altın aramaya gitti. İki yıl sonra tek başına döndü. Yanındaki kişiler sorulduğunda Alfred Packer hepsini meşru müdafaa sonucu öldürdüğünü söyleyip hayatta kalmak için yediğini söylemişti. Hikayesine inanılmadı ve iki ayrı itiraf kağıdının imzalanması sağlandı. Packer daha sonra 40 yıl hapse mahkum oldu. Bu ceza ABD tarihinin o dönemki en uzun hapis cezası idi. Albert Fish Yamyamlığı ile...
Gerçekler Yunanlıları Kızdırdı!
Yunanlıların Osmanlı'ya isyanını anlatan '1821' isimli belgesel, ülkeyi karıştırdı. Reyting rekoru kıran dizide Yunan resmi tarihi yerle bir edildi. Yunanistan’da siyasetçiler, tarihçiler ve özellikle kilise, Sky TV’de 8 bölümde yayımlanan ve Yunan ihtilalindeki bir sürü ‘mito’yu çürüten belgesel dizi ‘1821’e ateş püskürdü. Yunanlı, İngiliz, Hollandalı ve Türk (Prof. Fikret Adanır) tarihçilerin yer aldığı ‘1821’de, Yunanlıların 4 asır boyunca Osmanlı egemenliği dönemindeki yaşamı ile ilgili ‘resmi tarih’e taban tabana zıt bir tablo çizildi. Radikal gazetesinin haberine göre okullarda da okutulan ‘resmi tarih’ Yunanlıların ‘esaret altında büyük baskılara ve Osmanlı’nın barbarlıklarına maruz kalarak yaşadıklarından’ bahsederken...
Ermenilerle DNA Kardeşi Çıktık
Türkiye’de ve dünyada yaşayan Ermenilerin DNA’larını inceleyip akrabalıklarını tespit etmek amacıyla kurulan Armenian DNA Project tarafından yapılan analizler, bin yıldır aynı coğrafyayı paylaşan Türkler, Kürtler, Ermeniler, Süryaniler ve Yahudiler arasındaki soy birliğini ortaya koydu. Projeyi yürüten Peter Hrechdakian, “Dilimiz, ibadet şeklimiz farklı olabilir ama aynı soy havzasından geliyoruz” dedi. 1915’te yaşanan trajedi dolayısıyla dünyanın dört bir tarafına dağılan Ermeniler arasındaki akrabalıkları tespit etmek için oluşturulan ‘Armenian DNA Project,’ yapılan DNA analizlerinin Türklerin, Kürtlerin, Ermenilerin, Süryanilerin ve Yahudilerin aynı soy havzasından geldiğini ortaya koyduğunu açıkladı. Agos gazetesinin Maral Dink...
Erkeklerde şiddet mağduru
LONDRA - İngiltere’de ev içi şiddete maruz kalan erkekler için hizmet veren ManKind yardım merkezine gelen telefon ve e-postalar, 20-24 yaş grubundaki şiddet gören erkek durumunun bu yaş grubundaki kadınlardan oran olarak çok da farklı olmadığını gösterdi. İngiltere’de yılda 2.7 milyon erkeğin eşi ya da sevgilisinden şiddet gördüğünü söyleyen yetkililer, toplam sayıyıysa 3.2 milyon olarak açıklıyor. Man Kind yetkilileri polisi de ‘cinsiyetçi’ davranmakla eleştirerek, “Şiddet görenin erkek olduğuna inanmıyor, erkeğin kendini korumasını bekliyor. Yardımcı olmak yerine olayı marjinalleştirip şiddet gören tarafı küçümsüyor” diyor. Utanıp anlatamıyor Toplumdaki genel kanının, şiddeti uygulayanın erkek olduğu yönünde olması şiddet gören...
Boy İçin Babayı, Kilo İçin Anneyi Suçla!
Kilonuzdan ya da boyunuzdan şikayet mi ediyorsunuz? Bilim adamları bu durum için kimi suçlayacağınızı açıkladı. Bilim adamları uzun süren araştırmalar sonucunda boy ve kiloyla ilgili genetik özellikleriniz için hangi ebeveyninizi suçlamanız gerektiğini buldu. 1999 yılında başlayan araştırmada çocukların büyümesinde etkili olan çevresel ve genetik faktörleri inceleyen bilim adamları yaptıkları çalışmanın sonucunda babanın bir çocuğun boyunun uzunluğunu, annenin ise çocuğun kilosunu etkileyen özellikleri taşıdığını ortaya çıkardı. Araştırmayı yürüten uzmanlardan Dr Beatrice Knight konuyla ilgili olarak şunları söyledi: ‘Bulduğumuz sonuçlara göre bir babanın boy uzunluğu çocuğunun gelişiminde büyük bir etkiye sahip. Uzun...
Başarısızlığın Sırrı
Başarısızlık demek ‘istediğiniz sonucu alamadınız' demektir. İstediğiniz sonucu alamadığınızda vermeniz gereken bir karar vardır. Vazgeçmek veya yeniden denemek. Bu kararı yeryüzünde sizin için verebilecek tek kişi SİZ siniz. Ve bu kararı almaktan korkmayan yoktur. Vazgeçtiğimizde o defteri kaparız ama kurtulamayız. Son nefesimize kadar ruhumuzun derinliklerinden bize seslenir. Her benzer konu ile karşılaştığımzda ‘ şimdi olsa ne yapardım? ‘ deriz. Binlerce kez bu vazgeçme kararı ile yüzleşiriz. Bazen bu kararın sonucu ağır gelir ve sorumluluğu başkasına atmaya çalışırız. Babamız, kocamız, devlet, öğretmenimiz, arkadaşımız bizi bu kararı almaya zorlamıştır, onların yüzünden deriz. İnanmaya çok uğraşırız, çok isteriz ama olmaz...
Medya okuryazarlığı nedir?
MEDYA OKURYAZARLIĞI NEDİR? Medya Okuryazarlığı; yazılı ve yazılı olmayan, büyük çeşitlilik gösteren formatlardaki (televizyon, video, sinema, reklâmlar, internet v.s.) mesajlara ulaşma, bunları çözümleme, değerlendirme ve iletme yeteneği kazanabilmek olarak tanımlanmaktadır. Medya Okuryazarlığı; * İzleyicinin medyayı bilinçli okumasına katkı yapmakta, kendini rahat ifade edebilmesi, toplumsal hayata daha aktif ve yapıcı iştiraki sağlanmaktadır. * Medya iletilerini doğru algılayabilecek donanıma sahip olma ve zamanla iletiler üretebilme yeteneğini kazanmaktır. * MEDYA OKURYAZARLIĞININ ÖNEMİ Medya okuryazarlığının önemi şüphesiz ki daha fazla kontrol sağlamasından kaynaklanmaktadır. Çocuklar başta olmak üzere...
AĞzina saĞlik gÜlse bİrsel
Hep söylüyorum, biz çocukken midemiz bulanınca ekmek yedirirlerdi,grip "Yatınca geçer"di,başın ağrıyorsa "Çocukların başı ağrımaz" denirdi,uykun kaçıyorsa "Oyuncaklarını düşün, güzel rüyalar görürsün" şeklinde konuhalledilirdi!Okuma yazmayı öğrenemiyorsan ya, "Tembel"din ya "Yavaştan, sağlamsağlam öğreniyor"dun!Hüzünlü bir çocuksan "Yazar olacak herhalde" derlerdi,yerinde duramıyorsan, etrafa saldırıyorsan bir tane çakarlardı,susup otururdun.Kanaatimce pedagojinin zirve yaptığı yıllardı o yıllar.Çünkü sonra sonra, koşup oynadıktan sonra öksüren çocuk 'astım başlangıcı',okuma yazmayı zor söküyorsa 'disleksik', hüzünlüyse 'depresif',aşırı hareketliyse 'hiperaktif' diye nitelendirilmeye başlandı ve o sinameki yetiştirilen tipsizler şimdi...
Geri
Top