Tesadüfen yaşıyorum, Tesadüfen gördüm seni, Tesadüfen sevdim sanki, Tesadüfen bakıyorsun bana, Ah gözlerimiz rastlaşmasaydı, Gelmeseydi kokun, Çarpmasaydı ellerin, ellerime, Susmasaydın, bu kadar bağırarak Nasıl sevecektim seni tesadüfen, Söyle Müzeyyen; Bütün bu yaşananlar, tesadüf mü sahiden ? Bir rüzgar esti, geçerken seni düşürdü aklıma, Şimdilerde iki kadeh şarap içerdik oysa, İlk kez sarhoş olurdun belki yanımda. Denize nazır, suskunluğun da mı tesadüfen, Sustukların da mı yalan Müzeyyen? Gözlerin, gözlerin öyle güzel ki, Anlayamıyorum. Anlatamıyorum. Öyle dolu, öyle parlak ki, Tesadüfen, Galata’yı görüyorum. Sallantıdayız, altımızdan geçip gidiyor sular tesadüfen, Dudakların değiyor birden ruhuma. Hayır, hayır bir tesadüf olmalı. Bu kadar tutkuyla sarılamaz kolların bana. Bir gemi geçse tam şu anda tesadüfen, Hani açılsa iki yana şu köprü, Kenetlensek birbirimize, sonsuzluk varmış gibi, Tesadüfen, suda süzülse narin bedenin Yeni yazgısı olurduk, şu 1500 yıllık tarihin.