Elîm bir helikopter kazasında kaybettiğimiz ülkücü hareketin lpereni, milliyetçi lider sayın MUHSİN YAZICIOĞLU için ben de her Türk milliyetçisi gibi yandım,duygularımı gözlerimden yaşlar dökerek,hıçkıra hıçkıra ağlayarak satırlara döktüm, O'nu şiirleştirdim, abideleştirdim. O,zaten bir abide şahsiyet değil miydi?
Uysal tabiatlıydı. Milleti için çok fedakarlıklarda bulundu. Ülkücü Gençlik Derneği'nin Kurucu Genel Başkanlığı'nı yaptı. Çok çileler çekti. Bu anlamda tam bir çilekeş vatan evladı ve gerçek bir alperendi.
Herkesçe sevilirdi, çok fazla seveni vardı. O, milletin gönlünde taht kurmuş bir yardı, millet O'nun varlığıyla bahtiyardı. Milleti temsil ediyordu,vatanseverdi.
Sivas ili Şarkışla ilçesindendi. İnceden inceye incelenmesi gereken bir şahsiyetti. O'nu sevmemek mümkün değildi. Çünki O, milletini seviyordu. Halkla iç içeydi. Halkla bütünleşmişti. Her davete icabet eder, insanlarla kaynaşır, hasbihal ederdi. Yediden yetmişe Sivas yöresinin sevgilisiydi.
Yağız bir delikanlı, tam bir Anadolu beyefendisiydi. Asalet O'nda zirveye varmıştı. Asil bir ailenin, cesur çocuğuydu.
Ülkesine ışık saçmak için memleketinden ayrılıp Ankara'ya gelmiş,okumuş yazmış, kendisini milletine adamıştı. Bu uğurda verdiği mücadelede sivrilmiş, hedef haline gelmişti.
Tek başına yalnız,daracık bir hücrede,ömrünün en verimli çağında 7-8 yılını geçirmişti. Orada ve ondan sonraki hayatında hep dik duruşuyla, o asil tavrıyla O'nu herkes tanımış, kendisine örnek almıştı. Alperen Ocakları'nı kurmuş, bu ocakta pişmişti. İ'la-yı Kelimetullah'ı, o ulvi nidayı, İslam felsefesini, milletinden aldığı terbiye ile arşa çıkarmıştı. Zira O, Türk-İslam senteziyle yetişmişti.
Oğlu, kızı tüm Türk halkı onunla övünecektir. Gül amblemli Büyük Birlik davası hiç bitmeyecek, gönüllerde gerçek yerini koruyacaktır. Marka olarak seçtiği seçtiği o gül, O'ndaki Peygamber(SAV)sevgisinden kaynaklanan, rikkatli, yufka yürekli insanın dikkatli davranışının bir neticesi değil miydi?
Liyakat nişanını çoktan haketmiş,üstün feragatinden ve fedakarlığından dolayı Büyük Birliğin(Yüce Türk Milleti)kalbinde, yeni bir devrin, bir uyanışın kıvılcımını ateşlemiştir.
O, bir davayı, bir ülküyü,bir derin düşünceyi,bir fikriyatı, bir yerden diğerine aktarmak için seçimi bahane ederek, 'acı zulum' bir helikopter kiralayarak uçmamış mıydı?
Elbette uçmak için binmişti ama asla unutulmasın ki O, elim bir kazada yok olmadı. Ebedi var olacak, uçacaktı. O, UÇMAKtadır.
Ruhu şad olsun. Türk milletinin başı sağolsun. Allah'ın rahmeti O'nunla olsun. Kabri nurla dolsun. 28 MART 2009
SADİ TELTİK/NEVŞEHİR
BBP.GENEL BAŞKANI SAYIN MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN VEFATI ÜZERİNE KALEME ALINMIŞTIR.
Uysal tabiatlıydı. Milleti için çok fedakarlıklarda bulundu. Ülkücü Gençlik Derneği'nin Kurucu Genel Başkanlığı'nı yaptı. Çok çileler çekti. Bu anlamda tam bir çilekeş vatan evladı ve gerçek bir alperendi.
Herkesçe sevilirdi, çok fazla seveni vardı. O, milletin gönlünde taht kurmuş bir yardı, millet O'nun varlığıyla bahtiyardı. Milleti temsil ediyordu,vatanseverdi.
Sivas ili Şarkışla ilçesindendi. İnceden inceye incelenmesi gereken bir şahsiyetti. O'nu sevmemek mümkün değildi. Çünki O, milletini seviyordu. Halkla iç içeydi. Halkla bütünleşmişti. Her davete icabet eder, insanlarla kaynaşır, hasbihal ederdi. Yediden yetmişe Sivas yöresinin sevgilisiydi.
Yağız bir delikanlı, tam bir Anadolu beyefendisiydi. Asalet O'nda zirveye varmıştı. Asil bir ailenin, cesur çocuğuydu.
Ülkesine ışık saçmak için memleketinden ayrılıp Ankara'ya gelmiş,okumuş yazmış, kendisini milletine adamıştı. Bu uğurda verdiği mücadelede sivrilmiş, hedef haline gelmişti.
Tek başına yalnız,daracık bir hücrede,ömrünün en verimli çağında 7-8 yılını geçirmişti. Orada ve ondan sonraki hayatında hep dik duruşuyla, o asil tavrıyla O'nu herkes tanımış, kendisine örnek almıştı. Alperen Ocakları'nı kurmuş, bu ocakta pişmişti. İ'la-yı Kelimetullah'ı, o ulvi nidayı, İslam felsefesini, milletinden aldığı terbiye ile arşa çıkarmıştı. Zira O, Türk-İslam senteziyle yetişmişti.
Oğlu, kızı tüm Türk halkı onunla övünecektir. Gül amblemli Büyük Birlik davası hiç bitmeyecek, gönüllerde gerçek yerini koruyacaktır. Marka olarak seçtiği seçtiği o gül, O'ndaki Peygamber(SAV)sevgisinden kaynaklanan, rikkatli, yufka yürekli insanın dikkatli davranışının bir neticesi değil miydi?
Liyakat nişanını çoktan haketmiş,üstün feragatinden ve fedakarlığından dolayı Büyük Birliğin(Yüce Türk Milleti)kalbinde, yeni bir devrin, bir uyanışın kıvılcımını ateşlemiştir.
O, bir davayı, bir ülküyü,bir derin düşünceyi,bir fikriyatı, bir yerden diğerine aktarmak için seçimi bahane ederek, 'acı zulum' bir helikopter kiralayarak uçmamış mıydı?
Elbette uçmak için binmişti ama asla unutulmasın ki O, elim bir kazada yok olmadı. Ebedi var olacak, uçacaktı. O, UÇMAKtadır.
Ruhu şad olsun. Türk milletinin başı sağolsun. Allah'ın rahmeti O'nunla olsun. Kabri nurla dolsun. 28 MART 2009
SADİ TELTİK/NEVŞEHİR
BBP.GENEL BAŞKANI SAYIN MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN VEFATI ÜZERİNE KALEME ALINMIŞTIR.