TARİHÇE
Atatürk 10 Kasım 1938’de gözlerini kapayınca, onu yaşatacak bir anıt mezar ihtiyacı ortaya çıktı. Çünkü Atatürk kendisi için bir mezar yaptırmadığı gibi, gömüleceği yer için de bir vasiyette bulunmamıştı. 1923 yılında bir sohbet sırasında Atatürk; “Elbet bir gün öleceğim, beni Çankaya’ya gömer, hatıramı yaşatırsınız” demiş ve “Beni milletim nereye isterse oraya gömsün. Fakat benim hatıralarımın yaşayacağı yer Çankaya olacaktır” diye eklemiştir.
Atatürk’ün ölümünden sonra, onun anısına yapılacak olan anıt mezarın yerinin Çankaya’da olacağı düşüncesi ağır basıyordu. Ama yine da anıt mezar çalışmalarını yürütmek için kurulan komisyonun çalışmalarının sonuçları beklenmiştir.
Komisyon, Çankaya dışında, Etnografya Müzesi, Büyük Millet Meclisi’nin arkasındaki Kabatepe, Ankara Kalesi, Bakanlıklar, Eski Ziraat Mektebi, Gençlik Parkı, Altındağ, Gazi Orman Çiftliği gibi isimlerin üzerinde durdu. Sonunda Büyük Millet Meclisinde kurulan ve 15 milletvekilinden oluşan komisyonun kararı Rasattepe (Anıttepe) olarak açıklandı.
Anıtkabir’in yerinin seçilmesinden sonra sıra yapılacak olan anıt mezarın özelliklerinin belirlenmesine gelmişti. Başbakanlık müsteşarının başkanlığında kurulan komisyon, Anıtkabir’in genel niteliklerini tespit ederek bir bildiri yayınlamış ve yarışmaya katılacak olanlara yol göstermiştir. Bu bildiri şöyle özetlenebilir:
1- Anıtkabir bir ziyaret yeri olacaktır. Bu ziyaretgaha, büyük bir giriş bölümünden girilecek, ziyaretgah binlerce Türk’ün Ata’sı önünde eğilerek saygılarını sunmasına ve bağlılığını bildirerek geçmesine elverişli olacaktır.
2- Bu anıt, Büyük Ata’nın, asker Mustafa Kemal, devlet adamı Gazi Mustafa Kemal, büyük politika ve bilim adamı, büyük düşünür ve nihayet yaratıcı büyük dehanın vasıflarının, güç ve yeteneklerinin bir timsali olacaktır ve O’nun kişiliği ile oranlı olacaktır.
3- Anıtkabir’in yakından görüldüğü kadar uzaktan da görülmesi gerekir.Bu bakımdan ulu bir siluet sağlanmalıdır.
4- Atatürk’ün adı ve kişiliği altında Türk ulusu sembolize edilmiştir. Türk ulusuna saygılarını göstermek isteyenler, Büyük Ata’nın katafalkı önünde eğilerek bu isteklerini yerine getireceklerdir.
5- Anıtkabir’in bir şeref bölümü bulunacaktır.
6- Anıtkabir’de bir Atatürk Müzesi olacaktır.
7- Anıtkabir’de bir Şeref Holü yapılacaktır. Atatürk’ün lahdi buraya konulacağı için Şeref Holü, bu yapıtın ruhu ve en önemli bölümü olacaktır. Şeref Holü, başta Türk ulusu olduğu halde, ulusumuza saygılarını sunacak yabancı devlet temsilcilerinin Ata’nın lahdine yönelebilecekleri büyük bir salon olacaktır. Bu holde sağlanacak azamet ve güçlülük tesirleri, yarışmacılara bırakılmıştır. Bundan ötürü holün biçimi, boyutu ve yüksekliği için hiçbir ölçü verilmemiştir.
8- Büyük Atatürk’ün lahdinin yeri, Şeref Holü’nün ruhunu teşkil etmektedir. Ancak lahdin konulacağı yeri de yarışmacılar seçeceklerdir.
9- Bunlardan başka, Anıtkabir’i ziyaret edecek büyüklerimiz ve yabancı devlet temsilcilerinin duygu ve düşüncelerini yazacakları bir özel defter bulundurulacaktır.
10- Atatürk’ün Müzesi, Ata’nın hayatının türlü devirlerine ait fotoğrafları ile kıyafetleri ve el yazıları, imzaları, bazı eşyaları ile okuduğu incelediği kitapların sergilenmesine elverişli olacaktır.
Anıtkabir proje yarışması 18 Şubat 1941 tarihinde basında yayınlandı ve yarışma süresi 2 Mart 1942 tarihi olarak belirlendi. 23 Mart 1942 tarihinde jüri üyeleri bir tebliğ yayınlayarak yarışmayı değerlendirdiler. Bu tebliğde yarışmaya 49 eserin katıldığı, 30’unun ilk elemeye kaldığı, ikinci elemeden sonra 11 projeden 3’ünün jürice mükafata layık görüldüğü ve 5 tanesinin de takdire değer görülerek satın alınmasının hükümete teklif edildiği belirtiliyordu.
Ödüle layık görülen projeler Prof. Johannes Kruger, Prof. Emin Onat – Doç. Orhan Arda ve Prof. Arnaldo Foschini’ye aitti. Jüri bu üç eserden hiçbirini ötekine üstün görmemişti. Karar hükümete aitti. Hükümet bu konuda yetkili birçok kişilerin düşüncelerini dikkate alarak, Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Arda’nın eserini uygulamaya karar verdi.
Anıtkabir’in inşaatına 9 Ekim 1944 günü saat 10.00’da görkemli bir temel atma töreni ile başlandı. Anıtkabir’in inşaatının dört aşamada tamamlanması planlandı ve inşaat 1 eylül 1953’te bitirildi.
Birinci kısım inşaat: 1944-1945
Toprak seviyesi ve aslanlı yolun istinat duvarının yapılmasını kapsayan birinci kısım inşaata 9 Ekim 1944'te başlanmış ve 1945'te tamamlanmıştır.
İkinci kısım inşaat: 1945-1950
Mozole ve tören meydanını çevreleyen yardımcı binaların yapılmasını kapsayan ikinci kısım inşaat 29 Eylül 1945'te başlamış, 8 Ağustos 1950'de tamamlanmıştır. Bu aşamada inşaatın kâgir ve betonarme yapı sistemine göre, temel basıncının azaltılması göz önünde tutularak, anıt kütlesinin "temel projesinin" hazırlanması kararlaştırılmıştır. 1947 yılı sonuna kadar mozolenin temel kazısı ve izolasyonu tamamlanmış ve her türlü çöküntüleri engelleyecek olan 11 metre yüksekliğinde betonarme temel sisteminin demir montajı bitirilme aşamasına gelmiştir.
Giriş kuleleri ile yol düzeninin önemli bir kısmı, fidanlık tesisi, ağaçlandırma çalışmaları ve arazinin sulama sisteminin büyük bir bölümü tamamlanmıştır.
Üçüncü kısım inşaat: 1950
Anıtkabir üçüncü kısım inşaatı, anıta çıkan yollar, aslanlı yol, tören meydanı ve mozole üst döşemesinin taş kaplaması, merdiven basamakların yapılması, lahit taşının yerine konması ve tesisat işlerinin yapılmasını kapsıyordu.
Dördüncü kısım inşaat: 1950-1953
Anıtkabir'in 4. kısım inşaatı ise şeref holü döşemesi, tonozlar alt döşemeleri ve şeref holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerinin yapılmasını kapsıyordu. Dördüncü kısım inşaat 20 Kasım 1950'de başlamış ve 1 Eylül 1953'te bitirilmiştir.
Heykel ve kabartmalar
Anıtkabir’deki heykel ve kabartmalar için de bir yarışma düzenlendi.Yarışma sonucunda Aslanlı Yol başında sağdaki kadın ve soldaki erkek grubunun birinciliğini Hüseyin Özkan, Aslanlı Yol, aslan heykeli birinciliğini Hüseyin Özkan, Şeref Holü’ne çıkan merdivenlerin sağındaki kabartma kompozisyonu birinciliğini İlhan Koman, Şeref Holü’ne çıkan merdivenlerin solundaki kabartma kompozisyonu ile İstiklal Kulesi ve Hürriyet Kulesi içindeki kabartmalar ve Mehmetçik Kulesinin dış yüzeyindeki kabartma kompozisyonu birinciliğini Zühtü Müridoğlu kazanmıştır. Müdafa-i Hukuk Kulesi dış yüzeyindeki kabartma ile, Barış, Misak-ı Milli ve İnkılap kulelerinin iç yüzeyindeki kabartmaların birinciliğini Nusret Suman kazanmıştır. 23 Nisan Kulesinin iç yüzeyindeki kabartma kompozisyonu için birinciliğe layık eser bulunmadığından ikinci olan Hakkı Atamulu’nun eseri uygulanmıştır. Şeref Holü’ne çıkan merdivendeki Hitabet Kürsüsü süslemesi ile bayrak direğinin altındaki sembolik kabartmanın birinciliğini Kenan Yontuç kazanmıştır. Cumhuriyet ve Zafer Kuleleri için konuyu başarı ile temsil eden eser bulunmadığından, herhangi bir kabartma uygulanmamıştır.