. . . Ar$a déqér ba$ın i$té o an ruhun ték sırda$ın . .

“Çünkü” dedi Züleyha “güzelliğin bir derin kuyu senin.
Bir düşenin kurtuluşu kolay olmaz.
Ne mutlu kalbine Sen düşene ve ne mutlu Sen’in kalbine düşene…”​
 
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
Öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
Saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
Acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
Acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.

Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın

Başından başlayabilirim.​
 
Edebiyat şunun için güzeldir; senden asırlar önce yaşamış biri, senin de içini kemiren, genellikle ifade edemediğin duyguları tarif etmiştir bir yerlerde. Varlığından haberdar olmayan birinin, senin yerine sıkıntı çekmiş olduğunu görmek rahatlatır. Anlarsın, yalnız değilsindir.”
 
Adını koyamadığım...
Alışkanlıklarım var...
Benim...
Sensizlik gibi...
Senden vazgeçememek gibi...
Zaaflarım...
Kimse bilsin istemiyorum kalbimin kırıldığını....
Canımın yandığını....
Sırf bu yüzden herkesden gizlerim...
Yüzümün gülerken kalbimin neden kanadığını...
Belki anlatsam bir çoğu yok gelir sana...
Hic birşey karanlık bir oda'da...
Hayalinle konuşmak kadar ağır gelmedi bana...
Ki oda'da bazen bir hayalin bile yoksa...
Uykusuz gecelerim var...
Defelarca tekrar tekrar dinlediğim şarkılarım...
Derin derin iç çekişlerim....
Bazen...
Karanlık oda'nın penceresinden sokağa dalar gözlerim....
Ateş böceklerine mesken olmuş....
Sokak lambasının loş ışığında gözüm...
Belki gölgen uğrar diye gönlümün sokaklarına.
 
Geri
Top