Küçükken, salata suyuna ekmek bandırmayı çok severdim. Bir gün misafirliğe gitmiştik. Sanırım on yaşındaydım.Yemek masasında domatesli, soğanlı salata tabağı vardı. Herkes salatayı kaşıkla, çatalla yedi bitirdi, ben, ayıp olur diye ekmeğimi uzatıp bandıramadım salatanın suyuna.
Yemek bitip sofra kaldırılırken, ben de yardım etmek istedim. Bilerek salata tabağını mutfağa götürüp, dibinde kalan suya ekmeğimi bandıracaktım. Normalde evde sofranın kaldırılmasına hiç yardım etmezdim. Annem, benim de yardımcı olduğumu görünce “Hayret\ evde de yaparsın inşallah” demişti.Salata tabağını alıp mutfağa götürdüm ama sürekli giren çıkan olduğu için, bir türlü ekmeği salatanın suyuna bandıramadım. Bir ara mutfak boşaldı. Bir parça ekmek alıp salata tabağına ekmeğimi bandırdım. Tam ağzıma aldım ki, annem geldi mutfağa, beni o halde gördü. Yüzüme “tü senin suratına, hiç mi yemek görmedin de artıkları yiyorsun diye kafama tokat attı, “çık dışarı” dedi.
Annem başıma vurduğunda, içeri girenler de oldu. Ne olduğunu anlamadılar. Ben dışarı çıktım. Utanç içinde, kenarda bir yerde suçlu suçlu oturup geceyi geçirdim. Geçenlerde annemle konuşurken, bu anıyı anlattım; “Ben salatanın suyunu çok severdim, neden kafama vurdun ki” diye sordum. Hatırlamadı bile. Üstünde durmadım.
Şimdi çocuklarıma ne zaman salata hazırlasam, yemeğin sonunda, salatanın suyuna bir parça ekmek bandırıyor ağzıma alıyorum. Kimi zaman hüzünleniyor, kimi zaman umursamıyorum. Aradan otuz yıl geçtiği o günü aklımdan bir türlü çıkaramıyorum.