Gerga Antik Kenti
Karia'nın dağlık bölgesinin orta kesiminde yer alan Gerga, Aydın'ın Çine İlçesi'nin 7 km. güney-doğusunda, Ovacık köyü yakınındaki bir tepenin üzerindedir.
Prof. Bilge Umar, Gerga'nın doruk yeri anlamında bir sözcük olduğunu belirtir. Hellen dilinde köy anlamına gelen Gerga aynı zamanda mitolojide ismi geçen bir kahramandır.
Kentin tarihçesi ile ilgili yeterli bilgiye ulaşamıyoruz. Strabon, Plinius ve Herodotos gibi antik tarihçilerde buradan söz etmemiştir. Son derece sarp ve güçlükle ulaşılabilen bu kenti Richard P.Harpen araştırmışsa da kesin bir söz söyleyememiştir. Fransız gezgini C.G.Cousin 1889'da buraya geldiğinde ayakta duran bazı anıtsal heykellerin olduğunu belirtmiştir. Büyük olasılıkla Gerga bir tanrıya ait mabet çevresinde kurulmuş antik kenttir.
Günümüzde de gizemini koruyan ve ne zaman kurulduğu kesinleşemeyen Gerga'nın sur duvarları, mabetten arta kalmış mimari parçalar, heykel kaideleri ve parçaları yakın tarihlere kadar görülebiliyordu. Burada yapılan yüzey araştırmaları bu kalıntıların Karia bölgesinde karşılaşılanlardan çok daha farklı özellikleri olduğunu da ortaya koymuştur. Normal insan boyunu aşan heykellerin benzerlerinden çok daha farklı biçimde bezendiği arta kalan kalıntılardan anlaşılmaktadır. Bazı yapıların ise kayalara oyularak yapılmış oluşu da yöre için oldukça ilginçtir. Karşılaşılan kalıntılar daha çok teras duvarlarına dayanacak biçimde olup yaklaşık 200 m. uzunluğunda, 15-20 m. genişliğindeki bir düzlükte yer almaktadır. Bu düzlüğün tam ortasındaki yapının mabet olması kuvvetle tahmin edilebilir. Bunun 20 m. ilerisindeki iki yazıtta Hellen diliyle Gergas ismi okunabilmektedir. Burada bulunan kırık bir heykel parçası da Gergas'a ait olduğu düşünülmektedir. Burada inşaat tarzı oldukça kaba bir işçilik göstermektedir. Klasik Hellen ve Roma sanatının etkilerini burada göremeyiz. Böyle küçük ve gözlerden saklı bir köşedeki bir yerleşim yerinde muhafazakar eğilimlerin kuvvetli olması muhtemeldir. Gergalılarda antik dünyadan etki almayarak kendi gelenekleriyle kaba bir işçilikle eserlerini yapmışlardır. Muhtemelen burası çok eskilere gitmeyen bir Roma devri kasabasıdır. Zira şehre girdiğinizde 16 ayrı yerde duvarlara yazılmış GERGAS ve Gergakome (Gerga şehri) yazıtını görmekteyiz.
Karia'nın dağlık bölgesinin orta kesiminde yer alan Gerga, Aydın'ın Çine İlçesi'nin 7 km. güney-doğusunda, Ovacık köyü yakınındaki bir tepenin üzerindedir.
Prof. Bilge Umar, Gerga'nın doruk yeri anlamında bir sözcük olduğunu belirtir. Hellen dilinde köy anlamına gelen Gerga aynı zamanda mitolojide ismi geçen bir kahramandır.
Kentin tarihçesi ile ilgili yeterli bilgiye ulaşamıyoruz. Strabon, Plinius ve Herodotos gibi antik tarihçilerde buradan söz etmemiştir. Son derece sarp ve güçlükle ulaşılabilen bu kenti Richard P.Harpen araştırmışsa da kesin bir söz söyleyememiştir. Fransız gezgini C.G.Cousin 1889'da buraya geldiğinde ayakta duran bazı anıtsal heykellerin olduğunu belirtmiştir. Büyük olasılıkla Gerga bir tanrıya ait mabet çevresinde kurulmuş antik kenttir.
Günümüzde de gizemini koruyan ve ne zaman kurulduğu kesinleşemeyen Gerga'nın sur duvarları, mabetten arta kalmış mimari parçalar, heykel kaideleri ve parçaları yakın tarihlere kadar görülebiliyordu. Burada yapılan yüzey araştırmaları bu kalıntıların Karia bölgesinde karşılaşılanlardan çok daha farklı özellikleri olduğunu da ortaya koymuştur. Normal insan boyunu aşan heykellerin benzerlerinden çok daha farklı biçimde bezendiği arta kalan kalıntılardan anlaşılmaktadır. Bazı yapıların ise kayalara oyularak yapılmış oluşu da yöre için oldukça ilginçtir. Karşılaşılan kalıntılar daha çok teras duvarlarına dayanacak biçimde olup yaklaşık 200 m. uzunluğunda, 15-20 m. genişliğindeki bir düzlükte yer almaktadır. Bu düzlüğün tam ortasındaki yapının mabet olması kuvvetle tahmin edilebilir. Bunun 20 m. ilerisindeki iki yazıtta Hellen diliyle Gergas ismi okunabilmektedir. Burada bulunan kırık bir heykel parçası da Gergas'a ait olduğu düşünülmektedir. Burada inşaat tarzı oldukça kaba bir işçilik göstermektedir. Klasik Hellen ve Roma sanatının etkilerini burada göremeyiz. Böyle küçük ve gözlerden saklı bir köşedeki bir yerleşim yerinde muhafazakar eğilimlerin kuvvetli olması muhtemeldir. Gergalılarda antik dünyadan etki almayarak kendi gelenekleriyle kaba bir işçilikle eserlerini yapmışlardır. Muhtemelen burası çok eskilere gitmeyen bir Roma devri kasabasıdır. Zira şehre girdiğinizde 16 ayrı yerde duvarlara yazılmış GERGAS ve Gergakome (Gerga şehri) yazıtını görmekteyiz.