Agni
Ateş tanrısı Agni, Rg Veda içinde yer alan 33 tanrıdan biridir. Dyaus (Gökyüzü) ve Prithivi'nin (Yeryüzü) oğludur. Kurbanın Efendisi, Zenginliğin Efendisi, Evin Efendisi, Ormanın Mutlak Efendisi, Kuvvetin Oğlu, Bütün Yaşamın Efendisi, İnsanların Elçisi, Kırmızı Atların Efendisi, Hazinelerin Efendisi, Yeşil Arazinin Efendisi, Bütün İnsanların İmparator Efendisi, Mutluluğun ve Kahraman Kuvvetin Efendisi, Büyükbaş Hayvanların Efendisi, Düşmanlarla Savaşanların Efendisi, Işığın Efendisi, Amrita'nın Efendisi isimleriyle anılır.
Agni, ateşin kişileştirilrniş halidir. Ancak onun insani görünümü gelişmemiştir. Adaklar hep onun adına sunulmuştur. Agni, alev saçlı, sivri çeneli, kızıl sakallı ve altın dişli olarak betimlenir. Kurban ateşiyle özdeşleşmesine karşın onun farklı doğuş öyküleri vardır. Üç doğumludur. Güneş olarak cennette, parlaklık olarak havada, kurban ateşi olaraksa evde doğar. Sık sık güneşle eşleştirilmiştir. Her sabah gökyüzünde doğduğundan, ona "en genç tanrı" diye de hitap edilir. Odun onun yiyeceği, tereyağı ise içeceğidir. Günde 3 kez beslenir. Tanrıların kurban yediği ağzıdır. Parlaklığı çok dikkat çekicidir. Tıpkı güneş gibi parlar. Şaşaası şafak, güneş ışınları ve yağmur bulutlarının çakan şimşekleri gibidir. Işınları ile gecenin karanlığını yok eder.
Agni, resimlerde çoğunlukla ateşe benzetilirdi. Üç bacağı ve yedi ışını vardı. Çok parlaktı alev rengindeydi ve 1000 gözüyle her yöne bakabilirdi. Vedik şairler ondan sıcak ve sevecen bir tonda bahsederler. Bunun nedeni, evlerde evin efendisinin en büyük yardımcısı olmasıdır. Agni onun karısını ve çocuklarını korur. Bu yüzden ona “Gçhapati” (Evin Efendisi) denir.”
Agni'nin diğer tanrılardan daha fazla insan ırkıyla yakın ilişkisi vardır. Ölümlüler arasında ölümsüz, aptallar arasında akıllıdır. Ondan daima evin içinde yaşayan bir misafir olarak bahsedilir. Bu yüzden insanların en yakın akrabaları olarak kabul edilir. Evin babasıdır ama kimi zaman bir erkek kardeş kimi zaman da tapınanlarının oğlu olarak kabul edilir. İnsanların tanrılar için sundukları adaklan alıp tanrılara getirir. Bu özelliğinden dolayı tanrılar ve insanlar tarafından nitelikli bir adak taşıyıcısı yani elçi olarak kabul edilir. İnsanlar Agni'ye zenginlik ve uzun bir yaşam için tapınırlar.
Rig Veda'da Agni, sık sık "Gücün Oğlu" olarak anılır. O, her yerdedir. Kurban törenlerinin vazgeçilmezidir. Alevleri kükreyen dalgalar, sesi ise cennetin gök gürlemesi gibidir. Kırmızı dumanı gökyüzüne yükseldiğinde sanki gökyüzünü destekler gibidir. Bu yüzden ona "bayrağı dumanlı"(dhuma ketu) denir. O, tanrıların adaklarını diliyle yalayıp yutar, yanan başıyla bütün yönleri kontrol eder. Tanrısal bütün Adakların Efendisidir. Rigveda'da Agni'ye sık sık "Evin Efendisi" olarak hitap edilmektedir:
"Onlar, kurban adaklarının taşıyıcısı, en çok sevilen Evin Efendisi'ne Agni, Agni diye yalvarırlar..."
"Ölümsüz Agni, senin sesin hoştur. Tanrılar arasında ilk sıradasındır. İnançlı dindar ölümlüler için Evin Arkadaşı, Evin Efendisi ve Eksiksiz Olan'sın."
Agni'nin Khandava ormanını yakış efsanesi oldukça ünlüdür. Efsaneye göre; Agni sayısız kurban yediğinden hazımsızlık çekmeye başlar. Hazımsızlıktan bir türlü kurtulamayan Agni, tanrı Brahma'nın yardımını ister. Brahma, Agni'ye çektiği hazımsızlıktan ancak tanrıların düşmanlarının yaşadığı geniş Khandava ormanını yakmasıyla kurtulacağını söyler. Agni derhal ormanı yakmaya gider. Ancak ormanda yaşayanlar ateşi söndürürler. Agni, Brahma'nın yanına gelerek, olanları anlatır Bunun üzerine Brahma, Nara ve Narayana gelinceye kadar ormanda beklemesini tavsiye eder. Onlar ormanı yakması için Agni'ye yardım edeceklerdir. Agni Brahma'nın dediği gibi ormana giderek onların gelmesini beklemeye başlar. O sırada İndraprastha'da yaşayan, Nara ve Narayana'nın bedenlenmeleri olan Arcuna ve Krişna, Yamuna nehrinin kıyısına gelirler. Arcuna ve Krişna'nın oraya geldiği haberi duyulunca Agni bir aziz kılığında onların yanına giderek, Khandava ormanını yakmasına yardım etmeleri ister. Agni, ormanı birkaç kez yakmaya çalıştığını ancak bu çabalarının İndra tarafından engellendiğini söyler. Bu iki kahraman kişinin dostluklarını kazanmak için de Varuna tarafından kendisine verilen kutsal silahları onlara verir. Arcuna ve Krişna'nın desteğini alan Agni ormanı yakmaya başlar. İndra, derhal şiddetli bir sağanak gönderir. Arcuna Agni'nin kendisine verdiği oklardan adeta bir örtü yaparak ormanın üstünü kapatır ve sağanak ormana ulaşamaz. Sonunda Agni, tüm ormanı yakarak hazımsızlığından kurtulur.
Yine Mahabharata'da Agni'yle ilgili anlatılan bir efsanede şöyledir: Agni, aziz Bhrgu'nun laneti yüzünden yeraltına saklanır. Bu süre içinde Parvati, bütün tanrıları lanetler ve tanrılar Asuralar tarafından bozguna uğratılır. Bu kötü durumla karşı karşıya kalan tanrılar, Brahma'nın yardımını isterler. Brahma, bu lanetten onları ancak Agni'nin kurtaracağını söyler. Bunun üzerine tanrılar Agni'yi aramaya başlarlar ama hiçbir yerde onu bulamazlar. Yeryüzünde bu olay meydana geldiğinde, Agni, okyanusun dibinde saklanıyordu. Okyanus, Agni'nin sıcaklığından dolayı sürekli ısınmaya başlamış ve orada yaşayan hayvanların hayatlarını çekilmez hale getirmiştir. Bunun üzerine kurbağalar tanrılara giderek Agni'nin yerini söylerler. Yerinin tanrılara haber verilmesinden dolayı çileden çıkan Agni, kurbağaları asla hiçbir şeyin tadını alamamaları için lanetler. Kurbağalar, ağlayarak tanrıların yanma giderler .. Tanrılar tarafından tek tek kutsanarak lanetten kurtulurlar. Tanrıların yerini bulmasını istemeyen Agni oradan ayrılır. Büyük bir Banyan ağacının içine saklanır. Oradan geçen bir fil, Agni'yi görerek yerini tanrılara haber verir. Buna öfkelenen Agni, filin dilini kullanamaması için lanetler. Tanrılar, fili kutsayarak, dilinin durumunun yemek yemesine engel olmayacağını söylerler. Yeri bir kez daha tanrılar tarafından öğrenilen Agni, Banyan ağacından ayrılarak, Şami ağacının içindeki boşluğa saklanır. Şami ağacının içinde küçük bir kuş yaşamaktadır ve tanrılara giderek Agni'nin yerini söyler. Tanrılar bu sefer Agni oradan ayrılmadan onu bulurlar. Agni, kuşu ötmemesi için lanetler ama tanrılar tarafından kutsanan kuş eskisi gibi ötmeye başlar. Tanrılar, Agni'ye başlarına gelenleri anlatarak ancak onun yardımıyla Parvati'nin lanetinden kurtulacaklarını söylerler. Agni, tanrıları lanetten kurtararak eski güçlerine sahip olmalarını sağlar.