Krişna (Krishna)
Brahmanizm’in en ünlü kişiliği “Krishna”dır. Krişna, Vişnu'nun 8. enkarnasyonudur. Krişna, Brahma ile birleşmiş bir
“yol gösterici” olarak kabul edilir. Krişna’nın sözleri doğrudan Brahman’ın sözleridir; o hiçbir şeyi kendi nefsinden söylemez.
Çeşitli Vaişnava okullarında Yüce Tanrı yani en önemli ve yüksek tanrı olarak tapınılır. Gaudiya Vaişnavizm'de En üstün Kişilik yani Tanrı olarak görülmüş ve böylece onun diğer tüm enkarnasyonların, Vişnu dahil, temeli olduğuna inanılmıştır. Genellikle flüt çalan bir sığır çobanı (örneğin Bhagavata Purana'da) ya da felsefî nasihatler veren genç bir prens (örneğin Bhagavad Gita'da) olarak betimlenir. Geleneksel olarak Krişna'nın Devaki'nin oğlu olduğuna inanılır ki Devaki bir iblisin çocuğu, kötü bir kral olan Kamsa'nın yarı kardeşidir. Kamsa kardeşinin çocuklarından birisinin kendisini öldüreceği haberine sahip olduğu için Devaki'nin birçok oğlunu öldürmüş, fakat sonunda Krişna tarafından öldürülmüştür.
Tanrı Krişna Mahabharata Destanının son yedi bolümünü içeren Harivamşa Destanının Kahramanıdır. Gerçekte Tanrı Krşna Brahman Kastına mensup bir köylü ailesinde doğmuş, vücudu kül renginde olan bir tanrıdır ve Aşk-ı İlahîyi, Tanrı Aşkını sembolize eder. Bütün gençliği Sevgilisi Çoban kızı Radha ile bütün günlerini diğer çoban kızları ve sevgilisi ile dans etmekle geçirir. En büyük özelliği daima elinde bir flût veya Kaval bulundurması ve çalmasıdır. Harivamşa Destanında Hari'nin yani Krişna'nın yaşamı ve ait olduğu Ay Sülalesinin ve diğer Güneş, Ateş ve Yılan sülalelerinden bahsedilmektedir. Aşk'ı-İlahi önemli ve büyük bir inanç olarak asırlardan beri tazeliğini muhafaza etmiş, birçok şairler dinî ilahiler ve şiirler yazmışlardır.
Krişna, Hint felsefesinde, Hint Tanrısı Vişnu’nun, Zorba kral Kamsa’yı yenerek halkını zulümden kurtarmak için Krişna adıyla bedenlendiği ve Krişna adıyla yaptıkları anlatılır. Krişna, Hint Tanrısı Vişnu’nun 8. enkarnasyonudur. Vişnu'nun avatarlarından biri olarak dünyaya gelen ve insanlara doğruyu gösterme amacı güden Krişna, dünyadaki görevini tamamladıktan sonra kendisini kurban eder.
Efsaneye göre Krisna küçük bir çocukken, Radha’nın solgun yüzünü çok kıskanmış ve ağlayarak annesi Yashoda’nın yanına gitmiş. O’na, hayatın çok acımasız olduğunu, Radha’nın yüzü açık tenliyken, kendisininkinin çok koyu renkli olduğunu söylemiş. Yashoda ise cevap olarak, Radha’nın güzel yüzünü istediği renge boyayabileceğini söylemiş Krisna’ya. Ve O da kardeşini boyayarak tıpatıp kendisine benzetmiştir.
Krişna sözcüğü Sanskritçede sözlüksel olarak
"siyah" anlamına gelir. Betimlemelerde genellikle mavi veya koyu mavi renkli bir tenle tasvir edilen Krişna, murthiste ise daha çok koyu renkli veya siyahî olarak tasvir edilir. Krişna'nın yaşamına dair birçok hikâye vardır ve bunlar farklı Hindu öğretilerine göre çeşitlilik gösterir. Bununla birlikte genel olarak efsanelerde onun ilahî enkarnasyonuna, pastoral bir çocukluk ve gençlik dönemine, daha sonraları ise bir kahraman olarak yaşayışına değinilir, örneğin birçok canavarı yendiği öne sürülür.
Hinduizmin yanı sıra Jainizm, Budizm gibi dinlerde de Krişna'ya rastlanır. Bununla birlikte Krişna'nın rolü veya hikâyesi bu dinlerde değişiklik gösterir. Örneğin Budizmde Krişna'ya Jataka hikâyelerinde Sariputra'nın yaşamlarından biri, efsanevi bir fatih ve Hint kralı olarak yer alır. Ayrıca Krişna Bahai inancında Tanrı'nın bir tecellisi olarak anılır.