(hadi bana zamiri gözlerim olan cümleler kur
benzetmelerinin içine yatır tenimi uykusuzum
gülüşümle sonlandır alfabendeki sesleri
temize çek ruhumu beyaz kağıtlarda
mandalla tuttur kirpiklerime ıslak kafiyelerini
ölçüsünü kaçır hecelerinin bakışlarımda
ve tam da adımı yazarken dur!
düşün şimdi nasıl geldi bana kadar bu şiir
noktala benden hüzünle bahsettiğin yerleri
idare et devrik gecelerimi de sorgusuzum)
Başım eğildiyse Yaradana eğildi bu asla kuluna değildi
Kendimi bırakıp onlara üzüldüm
Kibirleri kimlikleri gibiydi yüzlerinden okudum
Düşündükçe yüreğim burkuldu
Zaman ahir zamandı
Ve İnsanlık denilen kavram artık yalandı
Ademler kardeşlerini hiçe saydı....
Her şey olması gerektiği yerde, olması gerektiği zamanda belirir.
Bir yol tabelasını, bir -alamadığınız virajı bile olması gerektiği yerde bulursunuz.
Tek sorun, bizlerin orada olması gerekip gerekmediğidir.
Şöyle ki:
yanlış su... yanlış sularda oynamak... / yanlış zamanda oynadık... yanlış sularda... /
suyumuz yok hiçbir şeye... her iç çekiş susuzluktan..
Sen..
Geçmek bilmeyen bir hastalık gibiydin..
Adın adıma dokunduğunda kalbimin pan/zehiriydin...
Ne zaman soluğum kesilipte vazgeçtim desem,
Dudaklarım mühürlenir,ellerim ellerimde kilitlenirdi.., Ve sen yüreğimden giden vedasız yolcu olurdun..
Buruşturularak atılmış bir kağıt parçası gibiyim.
İçimde kalkıp gidenlerden doğan boşlukların ağırlığı.
ve sevmek,
ve korkmak,
ve nasıl,
uzaydaymışım gibi yalnızım..