Vefâ; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefâ; ötelerin sonsuz mükafatı karşısında, cehennemi hafife almaman,
ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.
Parmaklarımın arasında inceltilmiş mor renk bir kumaş parçası..
Türkçede ona ip diyorlar..
Bense bu kadar inceltilmiş olmanın ona kattığı naifliği parmaklarımın arsında gezindiriyorum..
İçimde ise inceden bir suskunluk..
Susarak özlüyorum...
Bundandır kendi gözyaşlarımızda boğulmalarımız. Saçların ağlıyor mu hala bilmiyorum ama kayboluyorsan dallarında, Bu senin kendine sarmaşıklığındandır. Bir kişinin yalnızlığının kaçla çarpımıdır iki kişinin yalnızlığı? Ve kaç yalnızlık çıkar bir kişinin yalnızlığından? Sus! Biliyorum. Yalnızlık yokluğun avuntusudur. Binlerce gündür boğazıma usturayım. Özgürlükte çürüyor uçurtmamın çıtaları. Dua et de ölümün farkına varmadan ölelim. Öldüm ulan ölmekten! Kapat/sana gözlerimi.
Birden işitilmez olsun ayak seslerim;
Gölgem bir başka sokağa sapıversin;
Unutayım bir anda her şeyi,
Nerde oturduğumu,
Bir tuhaf adem olduğumu Can adında.
Aklım arayadursun başka kapılarda kısmetimi,
Ben, bilmediğim sokaklarda bir başıma;
Gönlüm öylesine geniş, öyle ferah,
İlk defa görmüş gibi dünyayı,
Bir şaşkınlık içinde, yeniden doğmuş gibi;
Hatırlamam artık değil mi, dostlar,
Hatırlamam artık garipliğimi?