yorgunum üstelik parasızım, pasaportsuzum.
yaşamak yalnızlık üzerine söylenmiş bir şarkıdır.
yalnızlığım bir şarkı oluyor gittiğim her yerde
gittiğim her yerde ayak izlerin oluyor. ben kimsenin herşeyi olamıyorum
olamıyorum
Sadakat, tek kalıp bir elbiseydi.. kimine bol, kimine dar geldi..
Dürüstlük, çok beyazdı.. temiz tutamam deyip kimse almadi..
Velhasıl insanoğlu çıplak kaldı..
Ar, edep ve haya sığınacak bir beden aradı..
İşte aşk, bütün bu kusurları bir ten olup kapattı..
............Aşk'a bir vefa borcu kaldı..
Onuda ALLAH için sevenler aldı...
mektepten kaçıyorsun,
kuş tutuyorsun,
deniz kenarına gidip ,
fena çocuklarla konuşuyorsun,
duvarlara fena resimler yapıyorsun
bir şey değil,
beni de baştan çıkaracaksın,
sen ne fena çocuksun.
Kirli sevdaların izlerini kaldırda bir bir..
Sana kara sevdalı olmakla nurlandır kalbimi…
Ben günahkarım, ben hastayım, yorgunum..
Kırıldı kalbim, büküldü boynum:
Ölüm gözümü Sana açacaksa Yolum Sana varacaksa eğer;ha şimdi, ha yarın…
Yalnız Senin elinde solacaksam; kopar beni dalımdan…
Soru işaretleriyle boğuştum önce…
Ardından ünlemler önüme dikildi…
Noktalandım! Saat seni sen geçiyordu…
Zamanın ötesi berisi sendin ve geç kalmamıştık bana kalırsa…
Bana kalmadı…
‘’ Sen sadece kurtar beni, sen sadece çağır. Seslensen belki. Seslenir misin?
Gözlerim kırılır ya, belki ellerim yere düşer.
Yanaklarım kanar, ayaklarım uçar ve belki sen gelirsin. Gelir mi(ş)sin.
Bilemezsin,Sana verecek bir armağanı ne çok aradığımı. Hiçbirşey içime sinmedi. Altın madenine altın sunmanın ne anlamı var.
Ya da okyanusa su. Düşündüğüm her şey, Doğu'ya baharat götürmek gibiydi. Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok , çünkü Sen zaten bunlara sahipsin. O yüzden Sana bir ayna getirdim. Kendine bak ve beni hatırla.