Beyinsel Değişime Hazır mısınız?
Değişim bir nevi korkularla yüzleşmeyi de beraberinde getirir. Yapmadığınız şeyleri denemeye başlamak sizin toplum tarafından nasıl karşılanacağınız sorusunu ortaya çıkartır. Şu andan itibaren değişime başlamanın tam zamanı.
Değişime ilk olarak beynimizden başlayarak, yaşam tarzımızda değişmeye adım atabiliriz.“Nasıl olur? Yıllardan beri yaşadığım bu hayatı bir kalemde sen mi değiştireceksin?” gibi hayıflanmaları duyar gibi oluyorum. Elbette kolay olmayacaktır. Ama işe bir noktadan başlamak gerektiği düşünülürse, çözüme gideceğimiz muhakkaktır.
Değişimle başlayan yolculuk, gelişimle devam eder. Değişim denilen sihirli kelime esasında birçoğumuzun hayatını derinden etkilemiştir. Hayatın her safhasında kendimizi yenileme ihtiyacı duyarız. Zaten hiçbir şey de sabit kalmıyor. Biz görmesek bile vücudumuzdaki deriler dahi yenileniyor. Muhteşem bir düzen ve mükemmel bir işleyiş var. Peki, değişime neden ihtiyaç duyarız? Cevap gayet açık: Beynimiz böyle istiyor.
Beyin üzerine yazdığı kitaplarıyla tanınan Dr. Daniel Amen’in “ Change Your Brain, Change Your Life” isimli kitabı bizi, beynimizdeki değişim konusunda çok iyi aydınlatıyor. Kitabın Türkçe karşılığı “Beyninizi değiştirin Hayatınız değişsin”dir. Hem güzel bir slogan, hem de bizi değişime teşvik eden bir cümle. Sürekli olarak sıradan bir hayat yaşamak, belli bir zaman sonra insanın üretkenliğini azaltmaktadır. Özellikle bu tip olaylar kendini günlük akışın seyrine bırakmış insanlarda daha sık görülür. Esasında bu, bir hastalıktır. Hiçbir şey yapmak istememe hastalığı da denilebilir. İşten eve, evden işe, eve gelince yemeğe, yemekten sonra televizyona, ardından rahat bir uyku için yatağa gitme aktiviteleri... Sizce böyle bir yaşam tarzından üretkenlik adına ne bekleyebiliriz veya bu tip bir yaşam nasıl değiştirilebilir? Değişime ilk olarak beynimizden başlayarak bu yaşam tarzında değişmeye adım atabiliriz.
“Nasıl olur? Yıllardan beri yaşadığım bu hayatı bir kalemde sen mi değiştireceksin?” gibi hayıflanmaları duyar gibi oluyorum. Elbette kolay olmayacaktır. Ama işe bir noktadan başlamak gerektiği düşünülürse, çözüme gideceğimiz muhakkaktır. Örneğin, her gün yapılan standart işlerin yanına, ufak tefek aktiviteler koyarak değişime adım atabilirsiniz. Bir gün, hiç çay veya kahve içmediğiniz bir yere gitmek, iki-üç gün sonra, yaşadığınız yerdeki yeni açılan mekânları keşfetmek gibi faaliyetlerle, beyninizi sıradanlığın dışına çıkararak farklı alternatifler denemeye zorlamalısınız. Aksi takdirde değişim sürecinde ilerleme çok ağır olacaktır.
Değişim bir nevi korkularla yüzleşmeyi de beraberinde getirir. Yapmadığınız şeyleri denemeye başlamak sizin toplum tarafından nasıl karşılanacağınız sorusunu ortaya çıkartır. Bu konuda Dr. Daniel Amen’in 18/40/60 Kuralı’nı düşünün. “ 18 yaşındayken, herkes senin hakkında ne düşünür diye endişelenirsin; 40 yaşındayken, başkalarının senin hakkında ne düşündüğü umurunda bile değildir; 60 yaşındayken, kimsenin senin hakkında bir şey düşünmediğinin farkına varırsın.” Olaya bu açıdan baktığımızda endişelenecek hiçbir şey yok. Şu andan itibaren değişime başlamanın tam zamanı. Unutmayın: “ Değişmeyen tek şey, değişimdir.” Okuduğunuz şu son satırlardan sonra sizi değişime ilk olarak ben davet etmek istiyorum: Değişim Yolculuğuna Hoş Geldiniz!
Hakan Birol
Değişim bir nevi korkularla yüzleşmeyi de beraberinde getirir. Yapmadığınız şeyleri denemeye başlamak sizin toplum tarafından nasıl karşılanacağınız sorusunu ortaya çıkartır. Şu andan itibaren değişime başlamanın tam zamanı.
Değişime ilk olarak beynimizden başlayarak, yaşam tarzımızda değişmeye adım atabiliriz.“Nasıl olur? Yıllardan beri yaşadığım bu hayatı bir kalemde sen mi değiştireceksin?” gibi hayıflanmaları duyar gibi oluyorum. Elbette kolay olmayacaktır. Ama işe bir noktadan başlamak gerektiği düşünülürse, çözüme gideceğimiz muhakkaktır.
Değişimle başlayan yolculuk, gelişimle devam eder. Değişim denilen sihirli kelime esasında birçoğumuzun hayatını derinden etkilemiştir. Hayatın her safhasında kendimizi yenileme ihtiyacı duyarız. Zaten hiçbir şey de sabit kalmıyor. Biz görmesek bile vücudumuzdaki deriler dahi yenileniyor. Muhteşem bir düzen ve mükemmel bir işleyiş var. Peki, değişime neden ihtiyaç duyarız? Cevap gayet açık: Beynimiz böyle istiyor.
Beyin üzerine yazdığı kitaplarıyla tanınan Dr. Daniel Amen’in “ Change Your Brain, Change Your Life” isimli kitabı bizi, beynimizdeki değişim konusunda çok iyi aydınlatıyor. Kitabın Türkçe karşılığı “Beyninizi değiştirin Hayatınız değişsin”dir. Hem güzel bir slogan, hem de bizi değişime teşvik eden bir cümle. Sürekli olarak sıradan bir hayat yaşamak, belli bir zaman sonra insanın üretkenliğini azaltmaktadır. Özellikle bu tip olaylar kendini günlük akışın seyrine bırakmış insanlarda daha sık görülür. Esasında bu, bir hastalıktır. Hiçbir şey yapmak istememe hastalığı da denilebilir. İşten eve, evden işe, eve gelince yemeğe, yemekten sonra televizyona, ardından rahat bir uyku için yatağa gitme aktiviteleri... Sizce böyle bir yaşam tarzından üretkenlik adına ne bekleyebiliriz veya bu tip bir yaşam nasıl değiştirilebilir? Değişime ilk olarak beynimizden başlayarak bu yaşam tarzında değişmeye adım atabiliriz.
“Nasıl olur? Yıllardan beri yaşadığım bu hayatı bir kalemde sen mi değiştireceksin?” gibi hayıflanmaları duyar gibi oluyorum. Elbette kolay olmayacaktır. Ama işe bir noktadan başlamak gerektiği düşünülürse, çözüme gideceğimiz muhakkaktır. Örneğin, her gün yapılan standart işlerin yanına, ufak tefek aktiviteler koyarak değişime adım atabilirsiniz. Bir gün, hiç çay veya kahve içmediğiniz bir yere gitmek, iki-üç gün sonra, yaşadığınız yerdeki yeni açılan mekânları keşfetmek gibi faaliyetlerle, beyninizi sıradanlığın dışına çıkararak farklı alternatifler denemeye zorlamalısınız. Aksi takdirde değişim sürecinde ilerleme çok ağır olacaktır.
Değişim bir nevi korkularla yüzleşmeyi de beraberinde getirir. Yapmadığınız şeyleri denemeye başlamak sizin toplum tarafından nasıl karşılanacağınız sorusunu ortaya çıkartır. Bu konuda Dr. Daniel Amen’in 18/40/60 Kuralı’nı düşünün. “ 18 yaşındayken, herkes senin hakkında ne düşünür diye endişelenirsin; 40 yaşındayken, başkalarının senin hakkında ne düşündüğü umurunda bile değildir; 60 yaşındayken, kimsenin senin hakkında bir şey düşünmediğinin farkına varırsın.” Olaya bu açıdan baktığımızda endişelenecek hiçbir şey yok. Şu andan itibaren değişime başlamanın tam zamanı. Unutmayın: “ Değişmeyen tek şey, değişimdir.” Okuduğunuz şu son satırlardan sonra sizi değişime ilk olarak ben davet etmek istiyorum: Değişim Yolculuğuna Hoş Geldiniz!
Hakan Birol